Medya

Bahçeli, 2009'da Fethullah Gülen'e "Maskenizi düşüreceğiz" mesajı mı yolladı?

Bahçeli'nin STK'lara anlattığı iddia edilen sözler...

27 Ağustos 2016 18:29

Yeni Akit yazarı Sinan Burhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 2009 yılında Gazi Üniversitesi'nden cemaate yakın bir akademisyen aracılığıyla Fethullah Gülen'e, "Ülkücüler sizin gerçek maskenizi düşürecekler" mesajı gönderdiğini öne sürdü.

Bahçeli'nin önceki gün bir grup sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda bu açıklamaları dile getirdiğini iddia eden Burhan'ın MHP liderinin ağzından aktardıklarına göre, 2009'da Bahçeli'yi kızının düğününe davet eden akademisyenin yanında gelen bir başka akademisyenin ise Türkçe Olimpiyatları'na davetinde bulundu. Bunun üzerine sinirlenen Bahçeli'nin şunları söylediği ileri sürüldü:

"Bunlar hep ikili oynayan tipler. Asıl hedeflerini her zaman gizlerler. Sürekli oyun oyun içinde oyun kurarlar. O nedenle çok kızdım. Ülkücüler sizin gerçek maskenizi düşürecekler. Bilin ki bütün ülkücüler sizin karşınızda olacaklar. Bu programa katılmayacağım. Bunu Gülen'e de iletin dedim."

Sinan Burhan'ın Akit'te "Bahçeli, Türkçe Olimpiyatlarına katılmayacağını söyleyince başına neler gelmiş neler?" başlığıyla yayımlanan (27 Ağustos 2016) yazısı şöyle:

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli önceki gün bir grup sivil toplum kuruluşu yöneticilerini kabul etmiş. Burada tarihi bir açıklama yapmış. Bu açıklamaları duyunca ben de çok şaşırdım. Bahçeli paralel yapının nasıl kumpasına uğradığını anlatmış.

Bu yapıyı yıllar önceden keşfeden Sayın Devlet Bahçeli bakın neler söylemiş: “2009 yılında Gazi Üniversitesi’nden bir akademisyen beni aradı. ‘Kızımın düğünü var sayın başkanım, size davetiye vermek istiyorum’ dedi. Ben de kendilerine randevu verdim. Bu randevuya yanında bir başka akademisyeni de getirmiş. Neyse sohbete başladık, hoş beşten sonra o kişi bana ‘mayıs ayında kızımın düğünü var. Bu düğüne sizi bekliyoruz’ dedi. ‘Ama asıl önemli bir konu daha var’ dediler. Yanında gelen akademisyen, ben ikisini de tanıyorum. ‘Efendim aynı tarihlerde bizim düzenlediğimiz Türkçe Olimpiyatları var. Bu programa katılmanızı bekliyoruz. Bu programa katılmazsanız bizi üzersiniz’ dediler. Tabii ben maksadın beni düğüne çağırmak olmadığını anladım. Bunlar hep ikili oynayan tipler. Asıl hedeflerini her zaman gizlerler. Sürekli oyun oyun içinde oyun kurarlar. O nedenle çok kızdım.

Sizi ve hareketinizi tasvip etmiyorum. Kendilerine dedim ki, bu ülkücü hareket günün birinde sizin karşınızda olacak. Ülkücüler sizin gerçek maskenizi düşürecekler. Bilin ki bütün ülkücüler sizin karşınızda olacaklar. Bu programa katılmayacağım.

Bunu söyleyince gelen hoca, ‘ben bir buçuk ay sonra ABD’ye gideceğim orada önemli bir zatla görüşeceğim -tabii Gülen’i kastediyor.- Bu söylediklerinizi aynen ileteyim mi o zata’ dedi. Ben de aynen iletin. Biz ülkücüler sizin karşınızdayız dedim” diyor.

Sayın Devlet Bahçeli bu açıklamayı yapmasından iki ay sonra gazetelerde aleyhinde haberler çıkmaya başlıyor. Sayın Bahçeli’nin cumaya gitmediği, dindarları sevmediği, cemaatleri sevmediği gibi iftiralar atılmış. Sayın Bahçeli “bizi din düşmanı ilan ettiler” demiş.

Oradan bir sivil toplum yöneticisi ise “Sayın Bahçeli, peki partinizle ilgili birtakım kasetler yayınlandı. Partinize bir operasyon çekildi. Bu operasyonları da bu Fetöcüler mi yaptı?” diye sormuş. Sayın Bahçeli de “aynen öyle” diye cevap vermiş.

Buradan bir kez daha anlıyoruz ki paralel terör örgütü hedefe ulaşmak için yapmadığı numara yok. Kurmadığı tezgah yok. Vicdan, ahlak, hukuk bu konuda sıfırlanmış durumda. İftira kumpas bunların rutin ahlakı haline gelmiş.

Son dönemde Meral Akşener’e verilen paralel desteklerin sebebi Sayın Bahçeli’nin bu dik duruşudur. 7 Haziran seçimlerinde HDP ve MHP’yi bir araya getirmek isteyen yıkım koalisyonunun içinde paralel yapı da varmış. 15 Temmuz darbe sürecinden sonra net bir biçimde anlıyoruz ki, MHP’ye operasyon hâlâ devam ediyor. Bahçeli’nin MHP’den gitmesi ile birlikte, yıkım koalisyonu önce MHP’yi asimile edecek sonra da ülkeyi parçalayacaktır.

Sayın Bahçeli “önce ülkem sonra partim” diyen bir lider. Bu yapıyla mücadeleye yıllar önce başlamış. 

Ancak görünen o ki, dinleyen pek olmamış.

28 Şubat mağduru 

memurlar dönmelidir...

Paralel yapı mensupları 28 Şubat sürecinde hiç mağdur olmamışlar. Hep başka dindar ve milli gruplar zarara uğramış. O dönemde TSK’dan atılan, MİT’ten atılan, Polis teşkilatından atılan, yargıdan atılan ve bürokrasiden atılan, kumpasa uğrayanların da tekrar kurumlarına dönmesi için bir imkan verilmelidir. Bu yapının zararları her yerde tamir edilmelidir. Haksızlığa uğrayanlara hakları verilmelidir.