Spor

Bağış Erten: Emenike'ye 50 milyon, Tarık Çamdal'a 20 milyon lira harcandı!

"İlk gençliğimin en güzel iki yılı 1988-89 yılları; Türkçe müziğin de, Türk futbolunun da bence en güzel yılları"

28 Haziran 2017 14:07

Cumhuriyet yazarı ve spor yorumcusu Bağış Erten, 30 yıl öncesine atıfta bulunarak futbolun 'yeni dönemi'nin transferlerini eleştirdi. "Memlekette de son üç yılda Emenike’ye 50 milyon, Tarık Çamdal’a 20 milyon lira harcandığını gördü bu gözler!" diyen Erten, transferlere harcanan paraların çokluğundan dem vurdu.

1988-89 yıllarını hatırlatan Erten, "Maradona var, Gullit var, Van Basten var, Sacchi var, Bilardo var, Cruyff var, Lobanovski var!" diyerek eski futbolculara ve futbolun eski zamanlarına özlemini dile getirdi.

Bağış Erten'in 28 Haziran 2017'de Cumhuriyet'te yayımlanan "Nerede o eski transferler?" başlıklı yazısı şöyle:

İlk gençliğimin en güzel iki yılı 1988-89 yılları. Bakmayın son zamanlardaki gazlara, benim ergenliğime geldiği için söylüyorsam da namerdim; Türkçe müziğin de, Türk futbolunun da bence en güzel yılları. Sezen Aksu Sezen 88 ve Sezen Aksu Söylüyor’u, Ahmet Kaya Başkaldırıyorum’u ve İyimser Bir Gül’ü, Nilüfer Esmer Günler’i, Barış Manço Sahibinden İhtiyaçtan ve Darısı Başınıza’yı, Kayahan Benim Şarkılarım 1-2’yi, İbrahim Tatlıses Kara Zindan’ı, MFÖ Best Of’u çıkarmış. Ki daha bunun Alpay’dan Dünden Bugüne’si, Zerrin Özer’den Dünya Tatlısı, Orhan Gencebay’dan Ya Evde Yoksan’ı, Zülfü’nün ilk stüdyo albümü olan Livaneli Şarkıları, Grup Yorum’un Türkülerle’si, Zuhal Olcay’ın Küçük Bir Öykü Bu’su, Müzeyyen Senar’ın Çilingir Sofrası, Zeki Müren’in Zirvedeki Şarkılar’ı var. Asıl kulaklarımız için ‘best of’ zamanlar.

Fiyakalı günler 

Futbolumuz ise; uluslararası başarılara bakınca pek anlaşılmıyor ama aslında en fiyakalı günlerinde. 1980’in yıkıcı etkisi geçmiş, Cim Bom Tanju’lar, Prekazi’ler, Uğur’lar, Simoviç’lerle coşuyor. 14 senelik hasreti dubleyle taçlandırmış üstüne bir de Avrupa’nın en büyük kupasında yarı final oynamış. Fenerbahçe tarihinin en yakışıklı takımını kurmuş. AykutOğuzRıdvanSchumacher’li takımla 103 gol rekorunu kırmış. Beşiktaş kutsal üçlüsü Metin-Ali-Feyyaz’ı coşturmuş, ‘altın çağın’ arifesinde. O kadroda FerdinandŞifo Mehmet de cabası. Trabzon HamiLemiHamdiİskender’le yeniden podyumda. Daha bunun Erdi’li, Sercan’lı, Yücedağ’lı Sarıyer’i; Ünal’lı, Feyzullah’lı, Brezilyalılarıyla Malatyaspor’u, Ahmet Suphi’li, Biyediç’li, Şenol 3’lü Bursaspor’u, Hakan Şükür’lü, Kemal Yıldırım’lı, Blerim’li Sakaryaspor’u, Yesiç’li Altay’ı, kazada perişan olmasa ligin tozunu attıracak olan Samsunspor’u var. Dünya futboluna hiç girmeyeyim. Şu kadarı yeter; Maradona var, Gullit var, Van Basten var, Sacchi var, Bilardo var, Cruyff var, Lobanovski var! Dünya sporunun lafını bile etmiyorum. Carl Lewis'ler, Magic’ler, Jordan’lar, Bird’ler, Naim’ler, Sabonis’ler, Griffith Joyner’lar, Louganis’ler, Kristin Otto’lar, Graff’lar, Wilander’ler, Lendl’lar dursun kenarda. Onlara girersek çıkamayız.

Solağım, havalıyım.. 

Biz Küçükyalı Çamlık Mahallesi’nde bir grup oğlan çocuğu olarak yazın keyfine varıyoruz. Çamlık Gazinosu önünde denize girip eğleniyoruz. Ama en çok da Ahmet Kaya ve Sezen Aksu ile demleniyoruz. Kızlar gelince Sezen Aksu, erkek erkeğe kalınca Ahmet Kaya. İlk içki kaçamakları başlamış. Boş evlere çöreklenip sofra kuruyoruz. Mahalle maçları da tam gaz bu arada. Solağım, havalıyım. 8 numaraya göz dikmişim. Çünkü en büyük yıldızlar hep 8 numara. Aramızda en çok Prekazici var. Ama Rıdvan da bir başka. 
Tabii ki her o yaş genci gibi transferle de kafayı bozmuşuz. Yazın futbol adına en büyük temaşası! Hasan Vezir o yıllarda Fener’den Cim Bom’a geçmiş. Rıdvan’ı Galatasaray forması giydikten sonra Fener almış. Herkes Ünal’a sulanıyor. Tanju’nun gelişi olay, gidişi ayrı olay. Gazetelere hep arka sayfadan başlanıyor. Ferdinand daha 19’unda iz bırakıyor. Ama elimizde mackolik ya da transfermarkt yok. Her ligden yayın yok. Biz sadece yazılanları yakıştırıyoruz. Şu olur, şu olmaz, şu bizde olsa var ya, ama şunu hayatta vermezler. Oğlum Oğuz’u Almanya’dan istiyorlarmış. Prekazi’ye İtalyanlar göz koymuş... Fener’e Dan Petrescu geliyormuş. Gordon yeni İngiliz yetenekler arıyormuş vesaire...

Merak ediyorum 

Biliyorum herkesin çocukluğu kendine güzel. Ergenlik çağında 94 Dünya Kupası’nı izledi diye onu en güzel kupa zannedene bile rastladım. Ama sorarım size, bugün yaz dönemi transfer piyasası geçtim 30 yıl öncesini, 10 yıl öncesine bile rahmet okutmuyor mu? Yalan olduğu artık besbelli haberlerle, Finansal Fair Play hapsindeki takımlarla, tüm dünyayı hepimiz tararken 3-5 menajerin elinde oyuncak olmuş politikalarla, göz göre göre yapılan hırsızlıkla bu transfer sezonu nasıl geçecek Allah aşkına! Ben neredeyse kaçırılan topçuları, fos çıkacağı belli Yugoları, bu Aykut diye alınan öbür Aykut’ları, hayali ihracatçıların, salyangoz tüccarlarının elinde oyuncak olmuş Anadolu takımlarını bile özlüyorum yahu. İnsanın gözünün içine baka baka aptal yerine konmuyorduk en azından. 
Hakikaten merak ediyorum, bugünkü ergenler ne biriktirecekler? Pop müzik eski günlerine rahmet okutuyor. Futbolun kalitesi düşüyor. Mahalle maçları biteli çok oldu. İstanbul’da Boğaz dahil her yer dolduruluyor, denize girilecek tek bir köşe kalmadı. Bale’e 100 milyon verdiler, neredeyse yarısı boşa gitti. Messi ve Ronaldo bile yaşlandı!.. 
Hadi yetmişler, seksenler zaten muhteşemdi! Yaşı yetenlere sorsanız asıl altmışlar-yetmişler daha da güzeldir derler. Tarihi kazısanız yaşaması zevkli pek çok dönem bulursunuz. Ama bugünden öyle bir miras çıkmayacak gibi. Son iki rekortmen transfere baksanıza biri henüz verim vermeyen 100 milyonluk Pogba, diğeri 100 milyonu da aşacak olan 18’lik Mbappe. Memlekette de son üç yılda Emenike’ye 50 milyon, Tarık Çamdal’a 20 milyon lira harcandığını gördü bu gözler! Allah akıl fikir versin!