Kültür-Sanat

Arif Sağ, Neşet Ertaş'a 'fahri doktora' unvanı verilmesine karşı mı çıktı?

Yeni Asır Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı, Neşet Ertaş'ın ölümünün ardından yazdığı yazıda ilginç bir iddiayı gündeme getirdi

26 Eylül 2012 15:20

Şebnem Bursalı

(Yeni Asır, 26 Eylül 2012)

 

'Aşkın ozanı' gitti...

 

Kendi deyişiyle, 'aşkın icadı' idi müzik. Karabağlar Çamlık mahallesindeki mütevazı evinde 2009 yılında Şafak İnce, Yeni Asır için görüşmüştü Türk Halk Müziği'nin en büyük ustası Neşet Ertaş ile. 6 yaşında babası Muharrem Ertaş'tan aldığı sazı, öldüğü güne kadar hiç bırakmadı. Belki de, kendisine ihanet etmeyen tek şey idi bağlaması. Demokrasinin beşiği, medeniyet eşiği dediği ve son yıllarını geçirmek için yerleştiği İzmir için, "Gezdim tüm dünyayı gördüm. Güzel İzmir sana geldim. Benim şirin-güzel yurdum. Güzel izmir sana geldim" dizelerini yazdı. Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm'e sesleniyorum buradan, Karabağlar'da bir Neşet Ertaş Kültür Evi yapmak artık farz oldu Başkan.
2010 yılında Yeni Asır okurları için, yılların dostluğuyla harika bir röportaj yapmıştı Faruk Demir. Müziği, bir gönül hizmeti, kutsal bir tapınak olarak niteleyen büyük usta, bahçesinde bulduğu kanadı kırık bir güvencini, veterinere tedavi ettirene kadar gözüne uyku girmeyecek kadar her canlıya tutkun bir gönül adamı idi.

2009 yılının 30 Ağustos resepsiyonunda, Ankara Gazi Orduevi'nde birlikteydik. Uzun uzun sohbet ettik. İzmir'den, aşktan, müzikten ve siyasetten konuştuk. Zafer Şahin ile birlikte 3 kişi başladığımız gönül sohbetimiz, gitgide kalabalıklaştı ve çemberde söz hep Neşet Ertaş ustanın idi. Neşet Ertaş'ın müziğiyle geç tanışanlardanım. 30'umdan sonradır benim Neşet Ertaş'ı keşfetmem. İtiraf edeyim, müziğinden ziyade sözlerindeki derinliktir beni etkileyen. Bağlamasını çalışından, müziğinin içinize işleyen etkisinden çok, sözündeki felsefesi beni yakalar.

Hiç okula gitmemiştir Neşet Ertaş ama fahri doktora almış ve UNESCO tarafından 'Dünya Yaşayan Kültür Hazinesi' ilan edilerek korunmaya alınmıştır. Sağlığında kıymetini bilmeyenler, ölüsünden pirim yapmaya çalıştıkça sinirleniyorum. Dün, televizyon ekranlarına çıkan ve Neşet ustanın büyüklüğünden söz eden Arif Sağ, çok değil, birkaç yıl önce İTÜ Konservatuvarı'nda misafir hocalık yaptığı dönemde, Neşet Ertaş'a 'fahri doktora' unvanı verilmesi gündeme geldiğinde rest çekmiş, "Bu cahil adama doktora verirseniz istifa ederim" demişti. Neyse ki kıymet bilen akademisyenler, Sağ'ın bu sözlerine itibar etmemiş ve fahri doktora verilmişti...

Sadece müzik adamı değil, barışın da gerçek simgesiydi Neşet Ertaş. Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı, 'Kardeşlik Manifestosu'nda kendisini ve Kürt ozan Şivan Perver'i anması da bu yüzdendir. Neşet Ertaş'ın ismi; "Bu kan dursun" diye anıldı ve buna yorumu şöyle olmuştu büyük ustanın: "Biz aşığız, insan aşığıyız. Suçun sorumlusu ruhtur, vücudun günahı yoktur. Şüphesiz ki her can haktır, 'incitme canı, incitme' diye türküler söyledik. Hepimizin yüreği yanıyor giden canlara. Akan kanın durmasını istiyoruz. Hepimiz aynı Allah'ın sofrasındayız..."

Mekanın cennet olsun Neşet Ertaş usta. Bu sözlerin barışa adanan sözler olsun. Nur içinde yat...