Gündem

Anneleriyle cezaevinde kalan çocukların hikayesi

"Annem gelsin araba istemiyorum"

18 Mayıs 2017 11:29

Gebze Cezaevi’nde hükümlü Gülistan Diken Akbaba, cezaevinde 9 aylık bebeği Miraz’la birlikte kalıyor. Miraz, geçen cumartesi günü cezaevinde hastalandı, infaz koruma memurları tarafından hastaneye kaldırıldı. Cezaevi yönetimi, annenin bebeğine refakat etmesine izin vermedi. Görevliler hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanan baba Cengiz Zaza Akbaba, yaşananları önceki gün eşini ve çocuğunu kapalı görüşte ziyaret ettiğinde öğrendi.

Cumhuriyet'te yer alan habere göre, Miraz’ın cezaevi koşullarında hastalandığını söyleyen Akbaba, “Bazı rahatsızlıkları vardı. Doktora götürmüştüm. Ama Miraz’ımı cezaevine götürmem gerektiği için tam sonuç alamamıştık. Cumartesi günü durmadan kusmaya başlamış. Eşime ‘bebeği ya siz gelmeden doktora götürürüz. Ya da götürmeyiz’ denmiş. Eşim mecburen çocuğu onlara teslim etmek zorunda kalmış” dedi. Bebeği annesi olmadan hastaneye götürmenin insanlık dışı bir davranış olduğunu dile getiren Akbaba, şöyle devam etti: “Cezaevi görevlileri beni arayıp çocuğumun durumu hakkında bilgi verebilirdi. Çocuğumun yanına koşardım. Annesi olmadan 9 aylık bebek hastalığını doktora nasıl anlatacak? Tedavi için neler yapılması gerektiğini annesinin bilmesi gerekir. 9 aylık bebeğin yaşadığı korkuyu düşünün. Bunun vebali çok ağırdır. Tüm yurttaşlara sesleniyorum. Bu zalimce uygulamalara karşı bebeğimize sahip çıkın. FETÖ mağduru bir bebeğe OHAL yaptırımları uygulanıyor.”

 

Annem gelsin araba istemiyorum

Diyarbakır Yenişehir Belediyesi Meclis Üyesi Türkan Uzan Avşin, “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Karar Yargıtay’da onanınca, Ocak 2016’da tutuklandı. Diyarbakır E Tipi  [[Haber görseli]] Kapalı Cezaevi’ne konuldu. Cezaevinden 6 tutuklunun firar etmesinin ardından, 6 Mart 2016’da Gebze Kapalı Kadın Cezaevi’ne sürgün edildi. Diyarbakır’dan Gebze’ye sürgün edilince 18 aylık bebeği Agit ve 2.5 yaşındaki oğlu Robin’den iyice uzaklaştı. Eşi Mehmet Avşin de bekçi olarak çalıştığı Yenişehir Belediyesi’ne, kayyım atanınca işten çıkarıldı. Baba Avşin, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Diyarbakır’dayken ziyaretine gidiyorduk. Şimdi gidemiyoruz. Çocuklarım annelerini istiyor. Onlara cevap veremiyorum. Robin’e annen para kazanmaya gitti. Kazandığı parayla sana araba alacak dedim. Önce sevinen oğlum birkaç gün sonra, ‘annem dönsün ben araba istemiyorum’ dedi. Eşim de her telefon görüşmesinde onları soruyor. Eşimle haftada 10 dakika telefonda konuşabiliyoruz. Kime yetecek bu görüşme? Eşimin babası yatalak hasta onu arayınca bizi, bizi arayınca onu arayamıyor.”

Poyraz Ali’nin sesini bu kez duyun

Atipik otizimli Poyraz Ali, annesi Zeynep Bakır’la birlikte cezaevinde büyüdü. 2.5 yaşında ‘içeri’ giren çocuk, şu an 5.5 yaşında. Otizm aktivisti İrem Afşin, eski CHP milletvekili Melda Onur ve baba Emrah Bakır, 22 Ocak 2015’te Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile görüşmüş, Zeynep Bakır’a denetimli serbestlik sözü almışlardı. O görüşmenin üzerinden iki yıl geçti. Zeynep Bakır’ın tahliyesi için her yol denendi ancak verilen sözler tutulmadı. Bozdağ, daha sonra yeniden görüşme taleplerinin hiçbirine yanıt vermedi. Anne, denetimli serbestlik talep ederken, OHAL mağduru da oldu. 1 Ağustos 2016’da Silivri 9 No’lu Cezaevi’ne sürüldü. Babası Emrah Bakır ile Trabzon’a giden çocuk, annesinden ve eğitiminden mahrum kaldı. Zeynep Bakır, Adalet Bakanlığı’na ve cezaevi idaresine dilekçeler yazdı. Her seferinde ret cevabı alınca AYM’ye başvurdu. AYM’den de yanıt gelmeyince açlık grevine başladı. Bakır, 19 Kasım 2016’da Gebze Cezaevi’ne sevk edildi ve oğlunu yanına aldı. Zeynep’in ve gönüllülerin desteğiyle Poyraz Ali’nin cezaevi koşullarında konuşabildiğini vurgulayan baba Emrah Bakır, şöyle devam ediyor: “Önceki gün denetimli serbestlik başvurusu yaptık. Umutluyuz. Zeynep’in şartları uygun ama talebimizi her seferinde görmezden geliyorlar. Poyraz Ali okul yaşına geldi. Kasım ayında 6 yaşında girdiği için annesiyle kalamayacak. Zeynep, tahliye olana dek yine 3 ay annesinden ayrılacak. Bu talebimizin kabul edilmesi çok önemli.”