Gündem

Anketlerin sağlığı: Çalınan kapıların en çok üçte birinden cevap alınabiliyor

Sezin Öney: Kamuoyu araştırmalarına göre, “Evet” diyenler de, “Hayır” diyenler de referandumun odağına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı oturtuyor

20 Şubat 2017 00:23

* Sezin Öney

“Şu anda sağlıklı bir anket döneminde değiliz. Anketler gelmiyor desek yalan olur. Asıl anketlerin bize akışı araziye çıkışla birlikte yoğunlaşacaktır. Ben halkımızın henüz cumhurbaşkanlığı sistemini anlama konumuna geldiğine ihtimal vermiyorum. Bunu iyice anlatmamız lazım. Bu konuda halkımızın hassasiyetine inanıyorum. Şu anda araziye inilmemesine rağmen halkın birçoğu da kapmış, tabii ki evet diyor. Sıkıntıları halkımız da hakikaten neler olduğunu, işin ucunun nereye vardığını iyi biliyor. Bir tarafta bölücü terör örgütü var, bölücü terör örgütüyle hareket eden var. Bölücü terör örgütü hayır diyor. Şu anda Kandil'de olanlarla hareket edenler, onların uzantılarıyla hareket edenler hayır diyor. Benim milletim o Kandil'dekilerle birlikte 248 şehidimi, 2 bin 193 gazimi; öldürenler yaralayanlar var, onlarla birlikte hareket etmeyecektir. 16 Nisan'da evet diyerek gereken cevabı verecektir. 16 Nisan 15 Temmuz'un bir cevabı olacaktır. Hayır diyenlerin konumu, 15 Temmuz'un yanında yer almaktır.” 
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahreyn’i ziyaret için yola çıkarken böyle diyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekten de haklı: sağlıklı bir anket döneminde değiliz. Anket yapanlar, çaldıkları kapıların en çok üçte birinden cevap alabiliyorlar. Olağanüstü Hâl şartları, kamuoyunda politik sorulara yanıt verme konusunda tedirginlik yaratıyor.
 
Bununla beraber, kamuoyu araştırmalarına yanıt verenlerin kafaları öyle çok karışık değil. Anayasa değişikliklerine “Evet” diyenlerin kafası özellikle net: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Başkan yapmak istiyorlar. Metropoll’un Ocak 2017 tarihli , “Türkiye’nin Nabzı” raporuna göre, referandumda “Evet” diyeceklerin çok açık ara ile, yani yüzde yaklaşık 50’lilik bir oranla, bu tercihinin sebebi, “Erdoğan’ın başkan olması” arzusu. “Evet” tercihinde olanların yüzde 17.7’si, “ekonomik durumun iyileşeceğini” düşündüğü için ve yüzde 18.6’sı da, “istikrarsızlığı önlemek/istikrarın sağlanması” için Anayasa değişikliklerini destekliyor. “Terörün önlenmesi/güvenliğin sağlanması” ise sadece yüzde 8.6’lık bir kesimin “Evet” deme motivasyonu. “Evet” diyen iki parti tabanı var malum: iktidar partisinin yüzde 82.6’sı ve MHP’nin de yüzde 18.7’si. “Evet” diyenlerin “Erdoğan’ı başkan yapmak için” bu yönde tercih kullanma oranı geçen yıla göre de artışta...
 
Buna karşılık, “Hayır” deme eğiliminde olanların da kafası net. Bu tercihte olanlar, yüzde 36.3'lük oranla, “otoriterliğe yol açacağını” düşündükleri için referandumda “Hayır” diyecekler. Bu düşüncede olanlara, “Erdoğan’ın başkan olmasını” istemedikleri için “Hayır” diyecekleri de eklersek, yaklaşık yüzde 55’lik bir “Hayırcı” kesimin tercihleri, doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilintili. İronik biçimde, “Hayır” diyen kesimin diğer bir endişesi, başkanlığın “ülke bütünlüğüne zarar vereceği”: bu durum da, “Hayır” diyenlerin “bölücü çizgide olduğu” iddiasıyla çelişiyor.
Son kertede, “Evet” diyenler de Cumhurbaşkanı Erdoğan nedeniyle bu tercihte bulunuyorlar; “Hayır” diyenler de...
 
 “Sahalara inme” ne etki yapabilir?
 
Önümüzdeki dönem, “Evet” kampanyasının odağında Cumhurbaşkanı Erdoğan olacağa benzer. Kendisi, sahalara inecek. Kamuoyu da, zaten, bu referandumu pozitif veya negatif algıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsına endekslemiş durumda.
 
7 Haziran genel seçimleri öncesi, sahalara iniş zıt bir etki yapmıştı. Şimdi ne etki yapacak, henüz bilemiyoruz. Bir öngörü olarak, liderlerin görev onay oranlarının, “sahalara inme etkisi” konusunda ipucu verici olacağı söylenebilir.
 
Gene, Metropoll verilerine bakalım: Şu an, görev onay oranı en yüksek lider Cumhurbaşkanı Erdoğan. Kendisinin, Ocak 2017 itibariyle yüzde 47’lik bir görev onay oranı var. Bu oran, yaklaşık olarak 1 Kasım 2015 seçimleri seviyesine yakın. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden beri de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görev onay oranı, genelikle hemen hep yüzde 43-47 bandında seyretti.
 
İstisnalar şunlar: 7 Haziran 2015 döneminde, görev onay oranı yüzde 37.5 seviyesine inmişti. 15 Temmuz darbe girişimi ertesinde, bir aylık bir süreç boyunca ise, kendisinin görev onay oranı yüzde 67,7 bandına (yani 2013’teki seviyelere) çıkmıştı.
 
Sahalar konusunda, bu rakamlara bakılarak bir tahmin yapılabilir. En azından şunu söyleyebiliriz: sahalara iniş, referandumun odağının Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu kanaatini güçlendirecek ve şu an kararını vermiş seçmenlerin kanaatlerini perçinleyecektir. Ya kararsızlar? Veya “gevşek Evetçiler”? Ya da, sandığa gitmemeyi düşünenler? İşte bütün mesele, “sahaların” onlar üzerindeki etkisinde...
 
İlginç bir husus: Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm kariyeri boyunca olduğu gibi, bu makama geldikten sonra da, çevresinde hep destekleyen yardımcı aktörler vardı. Nasıl ki, daha önce Abdullah Gül ile, birbirlerini tamamlayan bir diyalog görüntüsü içinde idiyseler; bir önceki başbakan Ahmet Davutoğlu ile de böyle bir imajları oldu. AKP’nin destek oranının da, bu gibi ikili diyalogların güçlü olduğu zamanlarda yükseldiği gözleniyor. Örneğin, 7 Haziran 2015 seçimlerine giderken, Davutoğlu’nun görev onay oranı yüzde 30’lu seviyelere doğru düşüşteydi. O dönem, Cumhurbaşkanı’nın sahalarda yüksek profille olduğunu ve başbakanın da giderek düşük profile indirgendiğine tanık olmaktaydık. Bu durum da, ironik biçimde, her ikisinin görev onaylarını beraberce aşağı çekmekteydi.
 
Şimdi de, benzer bir dinamik yaşanıyor. Son dönemde, Başbakan Binali Yıldırım’ın görev onayında, yüzde 40’ın altına doğru hızlı bir düşüş var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sahalara inişiyle, Yıldırım’ın profilinin (ve belki de görev onayının) daha da düşüşü, referandum için nasıl bir sinerji oluşturur hep beraber göreceğiz. 


Bu yazı ilk olarak P24'te yayımlanmıştır.