Gündem

Ankara Garı katliamında kızını kaybeden baba: Eşime kızımın hâlini görmemesi için sarıldım

Miting başlamadan önce Başak babasının yanına giderek, "Baba bana sarılır mısın?" demiş

10 Ekim 2016 12:52

IŞİD'in 10 Ekim 2015'te 2 canlı bombayla düzenlendiği Ankara Garı katliamının sembol fotoğraflarından biri, kızlarını kaybeden Çevik çiftini gösteren kareydi. İzzettin Çevik ve saldırıda yaralanan eşi Hatice Çevik, bir yıl sonra, yaşadıkları dehşeti Şanlıurfa’daki evlerinde anlattı. İzzettin Çevik, "Birkaç dakika sonra patlama oldu. O an kızımı ve kız kardeşimi gördüm. İkisi de hayatını kaybetmişti. Kızım kötü haldeydi. Kız kardeşim ise uyuyor gibi uzanmıştı. Daha sonra eşimi gördüm. Gözünden ve ayağından yaralanmıştı. Eşim ayağa kalkıp Sidar’ı aramak istedi. Ben kızımın o halini gördüğüm için eşime engel olmaya çalıştım. Eşimin kızımı görmemesi için ona sarıldım. O sırada fotoğrafımız çekilmiş. Ben hâlâ o fotoğrafa bakamıyorum. Bazen haberleri izlerken aniden karşıma çıkıyor. O zaman irkiliyorum” dedi. 

Hürriyet'ten İdris Emen'in haberine göre, Ankara'daki barış ve demokrasi mitingi için 10 Ekim 2015 günü garda toplanan kalabalığa yönelik canlı bombalı IŞİD saldırısının üzerinden bir yıl geçerken, acılar dinmedi. Mitinge barış için gittiklerini söyleyen İzzettin Çevik hem kızını hem de kardeşini kaybettiği saldırı günü için “Kortejin en sağında ben duruyordum. Eşim, kızım ve kız kardeşim sırayla yanımda duruyorlardı. Hani insanın içinde kötü bir his olur ya, biraz huzursuz hisseder kendini. İşte ben de o an öyle bir huzursuzluk hissettim. İçimde kötü bir his oluştu” dedi. İzzettin Çevik patlama anında yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Kızımın planları yarım kaldı"

"Birkaç dakika sonra patlama oldu. Gözümü açtıktan sonra etrafıma bakmaya başladım. Çok kötü bir manzara ile karşı karşıya geldim. Ayağa kalkıp ailemi aramaya başladım. O an kızımı ve kız kardeşimi gördüm. İkisi de hayatını kaybetmişti. Kızım kötü haldeydi. Kız kardeşim ise uyuyor gibi uzanmıştı. Daha sonra eşimi gördüm. Gözünden ve ayağından yaralanmıştı. Eşim ayağa kalkıp Sidar’ı aramak istedi. Ben kızımın o halini gördüğüm için eşime engel olmaya çalıştım. Eşimin kızımı görmemesi için ona sarıldım. O sırada fotoğrafımız çekilmiş. Ben hâlâ o fotoğrafa bakamıyorum. Bazen haberleri izlerken aniden karşıma çıkıyor. O zaman irkiliyorum.

“Kız kardeşim hayatını kaybetti, geride üç çocuğu kaldı. Kızım üniversiteyi bitirip hayatına dair planları gerçekleştirecekti. Olmadı... Bu planların hepsi yarım kaldı. Her gün telefonu açıp baktığımda kızımın yüzünü görüyorum. Kız kardeşimin yüzünü görüyorum. Türkiye’de 15-20 günde bir patlama oluyor ve insanlar ölüyor. Bunların tümü bana kızımı ve kız kardeşimi hatırlatıyor. Ben o gün ailemizin yaşadıklarından dolayı kendimi suçluyorum. Bende büyük bir yenilmişlik hissi var. Çünkü o günAnkara’da ailem için baba, abi ve koca rolündeydim. Ancak üç role rağmen hiçbir şey yapamadım. Üç rolüm de o gün yenildi. Bir amaç için bir insanın kendisine bomba bağlayıp masum insanlara saldıracağı aklımın ucuna bile gelmezdi. Ama maalesef oluyor. Mesela en son Gaziantep’te düğüne saldırı yapıldı. Çoluk çocuğun olduğu yerde patlama yaparak kim hedefine ulaşır?”

"Çocukları rahat bırakın"

İzzettin Çevik, en çok terör saldırılarında yaşamını yitiren gençler konusunda dertli:

“Neyi paylaşamıyorsak onların deyimiyle, ‘erkek’ gibi birbirimizi keselim, öldürelim. Ama çocuklara dokunmayalım. Daha sevişmeden, doğru dürüst müziği, dünyayı anlamadan, daha dünyayı gezemeden gençler ölmemeli. Varsa bir hesabı olan, gençlerden ellerini çeksin. Ankara katliamından sonra bir gün haberleri izliyordum. Irak’ın Bağdat kentinde pazar yerinde bir adam oğluyla motosiklet kullanırken üzerinde bomba olan bir adam görmüş. Hemen motosikletten inip canlı bombanın üzerine atlamış. Bomba patlamış adam da hayatını kaybetmiş. Ama adamın sayesinde hem oğlu hem de pazarda bulunanların hayatı kurtulmuş. O haberi izlerken o adamı o kadar çok kıskandım ki... Keşke Ankara katliamında benim de elime öyle bir fırsat geçseydi.”

"Baba bana sarılır mısın"

İzzettin ve Hatice Çevik, 10 Ekim 2015’te Barış Mitingi’ne katılmak için üniversitede okuyan kızları Başak Sidar Çevik’le Ankara’da buluştu. Yanlarında İzzettin Çevik’in kardeşi Nilgün Çevik de bulunuyordu. Miting başlamadan hemen önce Başak Sidar babasının yanına giderek, "Baba bana sarılır mısın?" dedi. Kızının bu isteğini reddetmeyen İzzettin Çevik kızına sarıldıktan sonra aile yürüyüş kortejinde yerini aldı.Saat 10. 04’te patlayan ilk bombada Başak Sidar Çevik ile Nilgün Çevik hayatını kaybederken, Hatice Çevik bacağından ve gözünden yaralandı.

Geçen yıl bugünden kalanları anlattı: Mecburen yaşıyorum

Saldırıda bacağından ve sol gözünden yaralanan Hatice Çevik, bir dizi ameliyat geçirdi. Sol gözünde görme kaybı olan Çevik o gün yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Patlamanın şiddetiyle savruldum. Kendime geldiğimde kulağımda acayip bir ses vardı. Gözümü açamıyordum. Sürekli kızımın adını haykırıyordum. Sol gözümü kapatıp sağ gözümü açmaya çalışıyordum. Patlamadan sonra kızımın yüzünü gördüm. Yerde uzanıyordu. Emin olamadım. Bir daha baktım o zaman emin oldum. Eşim gelip bana sarıldı. Ondan sonra zaten kendimde değildim. Aradan bir yıl geçti. Tedavi için sık sık Ankara’ya gidiyorum. Artık kalabalık bir ortamda duramıyorum. İnsanlardan kaçıyorum. Kızımın ve görümcemin ölümü manevi olarak beni çok etkiledi. Kızım bana destek olmak için mitinge geldi. Arkadaş gibiydik. İleride siyasete girmek istiyordu. En çok onunla beraber kahve içmeyi özledim. Kızımdan sonra içimde mecburiyetten yaşıyormuşum gibi bir his var. Ne yapsam o his çıkmıyor. Çocuklarım olmasaydı herhalde yaşama sevincim olmazdı.”