Gündem

Ankara Garı Katliamı'nda ambulanslar yaralılara değil, yaralılar ambulansa taşındı!

Duruşmanın ilk günü avukatların konuşmalarının ardından sona erdi

26 Eylül 2017 08:13

10 Ekim Katliamı davasının 5. grup duruşmasında Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Avukat Ziynet Özçelik olay günü görevlendirildiği söylenilen ambulansların GPS kayıtlarını aktararak "Sağlık Bakanlığı önünde bulunan ve mitingle ilgili görevlendirildiği söylenilen ambulans hiç yerinden ayrılmamış, patlama sonrasında 11 ambulans hiç hasta almamış, sadece 9 ambulans yarım saat sonra olay yerine gelmiş. Ambulansların büyük bölümü de olay yerinden 1 kilometre ötede beklemiş ifadelerini kullandı. 

Evrensel'den Tamer Arda Erşin'in haberi aynen şöyle:

Dava öncesi açıklama

Duruşma öncesinde Ankara Adliyesi önünde açıklama yapıldı. 1 dakikalık saygı duruşunun yapıldığı açıklamada, “10 Ekim'i unutma unutturma” sloganları atıldı. 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği (10 Ekim-Der) Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, 15 gün sonra 2. yıl dönümüne gireceklerini ve 1,5 yıldır adalet mücadelesi verdiklerini hatırlattı.

10 Ekim katliamı davasının 5. grup duruşması Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Duruşma öncesinde aileler bir süre mahkeme salonu önünde bekletildi. Müşteki ve sanık avukatları ayrı ayrı bölümlerden salona alındı. Duruşmaya izleyici olarak CHP Milletvekili Şenal Sarıhan, HDP Milletvekili Müslüm Doğan, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Eş Genel Başkanları Aysun Gezen ve Mehmet Bozgeyik, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz,  EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, EMEP MYK üyesi Levent Tüzel, Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Doğan katıldı.

Sanıklar salonda

Tutuklu 18 sanık duruşma salonuna getirildi. Aydın Barosu davaya müdahillik talebinde bulundu. Sanıklardan Resul Demir, Burak Ormanoglu, Metin Akaltın ve Erman Ekici’nin heyetin reddi konusundaki talepleri reddedildi. Mahkeme Başkanı Selfek Giray, dava dosyasına gelen evrakları okudu. Tanıklar Cuma Dabanıyassı, Deniz Duman ve Mehmet Korkmaz hakkındaki soruşturmalarının tespiti için Antep’e yazılan müzekkerelere cevap geldi. Duman ve Dabanıyassı hakkında kamu davası olduğu belirlendi. 

Mahkeme Başkanı Giray’ın dosyaya gelen belgeleri okumasının ardından söz alan mağdur avukatlarından Ahmet Özder tanıkların mahkeme huzurunda dinlenmesini isteyerek, “Mahkemeniz de ceza yargılama ilkelerini ihlal ediyor. Tanık ve sanığa doğrudan soru sorma hakkımızı kullanamıyoruz. SEGBİS yapılan salonda tanığa baskı kurulup, kurulmadığını bilemiyoruz. Tanık olarak SEGBİS ile dinlenen Cuma Dabanıyassı’yı SEGBİS ile dinledik gerekli fotoğrafları gösteremedik” sözleriyle ifade etti.

Ambulansların GPS kayıtları sağlık müdürlüğünü yalanlandı

Mağdur avukatlarından Ziynet Özçelik, “Sağlıkçılar hakkında İl Sağlık Müdürlüğünün ön inceleme raporunda, patlama sonrasında 51 ambulansın gönderildiği, 17’sinin ilk 5 dakika içerisinde olay yerine gitti söyleniyor. Ancak raporun ekinde her ambulansın patlamadan sonraki hareketleri ve hangi saatte nerede olduklarına dair GPS raporu var. Biz bunları inceledik. Sağlık Bakanlığı önünde bulunan ve mitingle ilgili görevlendirildiği söylenilen ambulans hiç yerinden ayrılmamış, patlama sonrasında 11 ambulans hiç hasta almamış, sadece 9 ambulans yarım saat sonra olay yerine gelmiş. Ambulansların çok büyük bir bölümü 1 kilometre ötede beklemişler. İnsanlar burada ölürken onlar orada beklemişler. Ambulansların büyük bölümü insanlar çırpına çırpına hayatını kaybettikten sonra ölülerini taşımışlar” diye konuştu. 

Özçelik, alana çoklu ambulans gönderilmediğin altını çizerek, “Merkez komutadan sağlıkçılara kendi güvenliğinizi alarak uzakta durun’ denilmiş. Yaşam kaybı sayısının bu sayıya ulaşması sağlık organizasyonunun yapılmaması yatıyor. Bunu yapmayanlar suçlu. Bunun üstünün örtülmemesi gerekiyor” dedi. Özçelik, emniyet görevlileri ve sağlıkçıların görevlerini yerine getirmediğini ifade ederek, mahkeme heyetinin gerçeği ortaya çıkarması için, olayda sorumluluğu olduğunu düşündükleri emniyet görevlilerinin mahkemeye getirilerek dinlenmelerini istedi.

Sağllıkçılara bakanlık zırhı

Sağlık Bakanlığı Sağlık Denetçiliği Müfettişinin, 10 Ekim Ankara Katliamı’nda  “sağlık hizmetlerinin gereği gibi yerine getirilmediği” iddiasıyla 11 personel hakkında ön inceleme raporu hazırladığı ortaya çıkmıştı. Miting alanında görev yapan TTB üyesi hekimlerin ve katliam tanıklarının “Patlamadan sonra miting alanına atılan yoğun biber gazı nedeniyle  bazı yaralıların hayatını kaybettiği, TOMA'ların ambulansların girişini engellemesi nedeniyle yaralıların hastaneye geç ulaştırıldığı” şeklindeki önemli ifadelerine rağmen, müfettiş raporunda patlama öncesinde ve sonrasında sağlık hizmetlerinin zamanında yapıldığı ileri sürüldü. Haklarında ön inceleme yürütülen 3 sağlık kurumu müdürünün ise ifadelerinde, “güvenlik uygulamaları nedeniyle sağlık  hizmetinin yeterince sunulamadığına katılmıyoruz” dediği görülürken, Valilik 11 sağlık personeli hakkında soruşturma izni vermemişti.

Avukatları kamu görevlilerinin dinlenmesini talep etti

Verilen aranın ardından duruşma müşteki avukatlarının savunmasıyla devam etti. İlke Işık, katliamda sorumluluğu olduğunu düşündükleri kamu görevlilerinin de dinlenmesini talep etti: “Kamu görevlileriyle ilgili devam eden tek soruşturma yok. HDP Diyarbakır mitingi, 20 Temmuz Suruç saldırılarından sonra 10 Ekim mitingi ile ilgili istihbaratlar var. Bu istihbaratlar Ankara Emniyetine de geldi. Mitingin tertip komitesi üyelerine bunlardan bahsetmiyorlar. Canlı bombacıların telefonları dinleniyor. Dinleyenler bu adamların katliam örgütlediklerinin farkında değil miydi?" diye konuştu. 

Işık, emniyet görevlilerinin mahkemeye getirilmesi için çalıştıklarına dikkat çekerek, “Geçen celse suç duyurusu üzerine soruşturma var dediniz ancak soruşturma yok. Savcı ben soruşturmuyorum diyor. Bu kadar belgeye rağmen ‘soruşturmuyorum’ deme lüksü yok. Sizin de sayın başkan ‘Ben bu polisleri dinlemeyeceğim’ deme hakkınız yok. Bütün bu emniyet görevlilerini dinlemek durumundayız, siz ‘Bu istihbaratları neden dikkate almadın’ diye sormak durumundasınız. Bu yapılmadığı taktirde adaletten bahsetmeyeceğiz. Adalet önemli bir şey, bu insanlar adalet için geliyorlar. Bu aşamadan sonra buna dair adım atmayan bütün yargı bu katliamlara göz yumulmasında bir parça haline gelecek. Sizin bu emniyet personelini çoktan dinlemeniz gerekirdi” diye vurguladı. Işık, dönemin emniyet görevlileri ve Ankara Valisi’nin duruşma salonunda dinlenmesini talep etti. 

Mağdur avukatlarından Sevinç Hocaoğulları, vali, emniyet görevlileri ve 10 Ekim katliamı öncesinde toplanan İl Güvenlik Koordinasyon toplantısında bulunan herkesin ifadesinin alınmasını istedi. Avukat Nuray Özdoğan, savcılık makamının kısıtlılık kararıyla 10 Ekim hakkında bir soruşturmama süreci işlettiğini ifade etti. Avukat Senem Doğanoğlu da olay yeri incelemesini yapan görevlilerin katliamın ardından görevlerini gereği gibi yerine getirmediğini söyleyerek, “Olay yeri inceleme özensizce yürütüldü. Elimizdeki video kayıtlarında dostlarımızın kayıt altına alındığını,olay yeri incelemeye dair bir şey olmadığını görüyoruz” dedi.

10 Ekim'de atılan gazlar sağlık hizmetini engellememiş!

Dosyaya gelen bilirkişi raporlarına itiraz edildi

Dava verilen ikinci aranın ardından devam edildi. Müşteki avukatlarından Gülşah Kaya, dava dosyasına gelen bilirkişi raporlarına itirazları olduğunu ifade ederek, “’Pin kodu olmaması nedeniyle ismi kartı incelenemedi' deniliyor. Kimi incelemelerde en basit bilgiler bile yer almazken, bazı yerlerde telefonlarda tüm yazışmalara, verilere yer verilmiş. Ayrıca sanıkların incelemeleri içerisinde müştekilere, yaralılara ilişkin veriler de var. Bunun basit bir hata değil, yargılama ile dalga geçmek olduğunu düşünmeye başlıyoruz. Bu dijital veriler içerisinde birbirini tanımadığını söyleyen sanıkların birlikte piknik yaptıkları, bazılarının konvoylarda IŞİD bayrağı salladığı fotoğraflar var. Yunus Durmaz’ın mailine girdiğimizde İlhami Balı ile yapıldığı düşünülen görüşmelere ulaştık. Ancak burada yapılan fotoğraf ve video paylaşımlarına ulaşamadık. Bu verileri gizleyen bir program var. Bunun da bir bilirkişi tarafından incelenmesini istiyoruz” diye konuştu. 

Duruşmanın ilk günü avukatların konuşmalarının ardından sona erdi.

'Davanın garantisi sizsiziniz'

Duruşmanın ilk günün ardından 10 Ekim aileleri ve avukatları Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Avukat İlke Işık, 10 Ekim gününden bugüne bütün sorumluların yargılanması istediklerini belirterek, “Bu katliama göz yummuş, ülkedeki siyasi duruma yön vermek için bu katliamı yapmış kişilerin, yargılanmasını istiyoruz. Mahkeme heyeti, ya emniyet görevlilerinde dahil sorumlular hakkında karar verecek ya da sadece sanıklarla devam edilmesini isteyecek. Bunu hep birlikte yarın göreceğiz. Bu davanın garantisi sizsiniz, Türkiye halklarıdır. 10 Ekim katliamı davada adaleti gerçekleştirmek için elimizden geleni yapacağız” dedi.

CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal yaptığı açıklamada kamu görevlilerinin ihmaline değinerek, “Elbet bir gün hesap sorulacak cihatçı çetelerden ve onların işbirlikçilerinden. Sadece adalet değil vicdan ve insanlığın da bittiğini görmek buna şahit olmak içler acısı, bir gün gelecek devran dönecek ve zalimlere karşı mazlumlar kazanacak” dedi.

Kimler tutuklu?

Davanın tutuklu sanıkları şöyle: İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hüseyin Tunç, Mehmedin Baraç, Nihat Ürkmez, Hakan Şahin, Yakup Şahin Yakup Karaoğlu, Metin Akaltın, Erman Ekici, Burak Ormanoğlu, Hacı Ali Durmaz Abdülmüttalip Demir, Talha Güneş ve Abdulhamid Boz, Suphi Alpfidan, Hatice Akaltın, Esin Durgun. Firari sanıklar sanıklar ise şöyle; Ahmet Güneş, Bayram Yıldız, Deniz Büyükçelebi, Edremit Türe, Hasan Hüseyin Uğur, İlhami Balı, Kasım Dere, Muhammet Zana Alkan, Mustafa Delibaşlar, Nusret Yılmaz, Ömer Deniz Dündar, Savaş Yıldız, Yakup Selağzı, Kenan Kutval, Walentina Slobodjanjuk ve Cebrail Kaya.