Gündem

Anayasa profesörü baca görünümlü baz istasyonuna savaş açtı

Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu: Baz istasyonlarının radyasyon yayma ve kanserojen etkisi nedeniyle, apartman çatısına kurulabilmesi için bütün maliklerin rızası gerekiyor

06 Mayıs 2014 18:10

Anayasa hukuku uzmanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, sokağına yapılan kamuflajlı baz istasyonunun kaldırılması için hukuki mücadele başlattı. "Bu yaşam hakkına doğrudan tehdit" diyen Kaboğlu ve mahalleli davayı sonuna kadar götürmekte kararlı.

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nu baz ile karşı karşıya getiren süreç, Koşuyolu’ndaki evinin karşısında bir binaya, 20 Mart’ta ‘bahçe düzenlemesi’ denilerek kamuflajlı bir baz istasyonunun yapılmasıyla başladı. İki katlı binanın çatısına yapılan dev bacadan ve içinden kablolar geçirilen borudan şüphelenen Prof. Kaboğlu, biraz araştırma ile bunun bir baz istasyonu olduğunu öğrenince harekete geçti.

 

Etraf çocuk dolu

 

Hürriyet gazetesinden Mustafa Bakacak'ın haberine göre, hastanenin karşısında, çocuk yuvası ve etüt merkezlerinin yanı başında bir binaya baz istasyonu yapıldığına dikkat çeken Kaboğlu, mücadelelerini şöyle anlattı: “Bu baz istasyonu yaşam hakkına ciddi bir tehdit. İşin düşündürücü tarafı buna izin veren binanın sahibi de bir doktor. Haberleşme özgürlüğü mü, yaşam hakkı mı? Tabii ki yaşam hakkı önceliklidir. Kapımıza dayanıp, ‘Yaşam hakkınızı tehdit ediyoruz’ dediler. Biz de hakkımızı savunacağız. Komşularımızla ailelerimizin sağlığı ve yaşam hakkını arayacağız. Baz istasyonu kaldırılıncaya kadar mücadele vereceğiz. Ayrıca kurulu olduğu süre içerisinde maddi ve manevi zararımızın da karşılanmasını isteyeceğiz.”

 

Öğrencileri savunacak

 

Baz istasyonunun kaldırılması için imza topladığı dilekçeden sonuç alınamayınca hukuka başvurmaya karar verdiklerini belirten Prof. Dr. Kaboğlu, davayı da bir dönem öğrencisi olan bu konuda uzman üç avukatın takip edeceğini söyledi.

Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, bu tür istasyonları için Koşuyolu’nun tercih edilmesinin nedenini de şöyle açıklıyor: “Baz istasyonlarının radyasyon yayma ve kanserojen etkisi nedeniyle, bir apartmanın çatısına tesis edilebilmesi için bütün maliklerin rızası gerekiyor. Şirketler de, ‘ev tipi yerleşim’in ağırlıklı olduğu Koşuyolu’nu tercih ediyor. Tek malik söz konusu ve evlerin çoğu kirada. Bu durum da Koşuyolu’nu ‘baz cenneti’ haline getiriyor.”

 

Bazın kabloları boruda gizli

 

Makineleri ve jeneratörü merdiven altına gizlenen, kabloları su borusundan geçirilen dev bir baca görünümlü baz istasyonuna karşı ilk eylemi de, mahalle sakinleri yine Prof. Dr. Kaboğlu öncülüğünde yaptı. Pankartlar taşınan eylemde çocuklar da yer aldı.

 

Topluma karşı suç

 

Prof. Kaboğlu, baz istasyonlarına karşı açılacak davanın hukuki boyutuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Baz istasyonları, başta yaşam hakkı (İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi, madde 2; 1982 Anayasası madde 17) ve özel hayatın ve ailevi yaşamın korunması (İHAS, md. 8, 1982 Anayasası, md.20-21) olmak üzere birçok hak ve özgürlük üzerinde ciddi bir tehdit. Bu konuda Türk Ceza Kanunu’nda da doğrudan ve dolaylı hükümler var: ‘Topluma karşı suçlar’ başlıklı üçüncü kısmın, ‘genel tehlike yaratan suçlar’ (birinci bölüm: md.171-180) ve ‘çevreye karşı suçlar’ (ikinci bölüm:md.181-184) başlıkları altında suçun tanımı ve yaptırımlar öngörülmekte. ‘Radyasyon yayma’ (md.172) suçunu işleyenler, 5 yıla varan hapis cezasına çarptırılabilir.”