Gündem

Amberin Zaman: Bize orospu deyip, 's.ke s.ke' öldüreceklerini ilan ettiler

Taraf yazarı Amberin Zaman, Cumhuriyet yazarı Ceyda Karan hakkında sosyal medyada söylenenler üzerine yazdı...

22 Ağustos 2014 13:16

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın "Haddini bil edepsiz kadın" diyerek eleştirdiği Taraf gazetesi yazarı Amberin Zaman, CNN Türk’te geçen akşam canlı yayında Cumhuriyet yazarı Ceyda Karan'ın "Halkın eline pusulalar verildi. 'Bak sen seçiyorsun işte' diye oyuncak gibi verildi. O yüzden bu yapıldı" sözleri üzerine, Yeni Şafak gazetesi muhabiri Çetiner Çetin’in, "Yüzde 52'nin eline kâğıt verildi. Bu yanlış bir şey. Yüzde 52 aptal mı bu ülkede?" diyerek tepki gösterilmesi üzerine özellikle sosyal medyada başlayan tartışmaları yazdı.

Amberin Zaman, “Bu güruh ilk ‘savaş tecrübelerini’ Musul’da değil Gezi Parkı’nda edindiler. Başta Melis Alphan, Şirin Payzın, Selin Girit, Tuğçe Tatari, Banu Güven, Nuray Mert, Ece Temelkuran ve düşman belledikleri nice ‘orospuyu’ sosyal medya aracılığıyla hedef tahtasına oturttular. Bizleri ‘s-ke, s-ke’ öldüreceklerini ilan ettiler” dedi.

Amberin Zaman’ın Taraf’ta “Vurun kahpeye” başlığıyla yayımlanan (22 Ağustos 2014) yazısı şöyle:

 

Vurun kahpeye

 

Düzeni sorgulayanlar arasında önce kadınlar seçilir. Fiili, sözlü, cinsel şiddet üzerinden yürür hep bu linç kampanyaları. Geçen akşam Ceyda Karan’a yapıldığı gibi... Tıpkı daha iki hafta önce bana yapıldığı gibi. Erdoğan kültü etrafında palazlanan neo-lümpenlerden bahsediyorum. Muhafazakâr bir dostun deyişiyle “IŞİD’den bir tık geride olanlardan...”

Sadece bu coğrafyada değil. Doğuda batıda, az gelişmiş çok gelişmiş, Müslüman Hıristiyan, her toplumda kural aynı. Düzeni sorgulayanlar arasında önce kadınlar hedef seçilir. Beyinleri değersizleştirilmek, cesaretleri kırılmak istenir. Fiili, sözlü cinsel şiddet üzerinden yürür hep bu linç kampanyaları.

Geçen akşam Ceyda Karan’a yapıldığı gibi. CNNTürk’te Şirin Payzın’ın moderatörlüğünü yürüttüğü Ne Oluyor programına çıkan Karan cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin eleştirilerde bulundu. Karşısında oturan Yeni Şafak Gazetesi muhabiri erkek kişi Karan’ın sözlerini ânında çarpıttı. Karan’ın seçmenlere “aptal” deyip aşağıladığını buyurdu. Pusuya yatan “yandaş” tetikçiler hiç vakit kaybetmediler. Daha program sürerken twitter üzerinden Karan’a saldırmaya başladılar. “Aptal sarışın”, “travesti suratlı” vb. Karan’ın yemediği hakaret kalmadı.

Oysa Karan’ın ağzından bir kez olsun “aptal” kelimesi çıkmadı. Ama ne fark eder? Maksat Karan’ı itibarsızlaştırmak. Çünkü Karan “tehlikeli”. Çünkü Karan ilk günden itibaren körü körüne AK Parti düşmanlığı yapan, rahatça karikatürize edilebilecek türden “militan laikçilerden” değil. Dolayısıyla Karan’ın iktidara yönelttiği eleştirilerinin bir entelektüel ağırlığı, ahlaki derinliği var. Habertürk’teki işinden kovdurdular. Şimdi Cumhuriyet Gazetesi’nde yeni görevine başlayan Karan’ın hayatını her türlü karartmak istiyorlar.

Tıpkı daha iki hafta önce aynı stüdyoda aynı programda bana yaptıkları gibi... Müstakbel cumhurbaşkanının da katkılarıyla yine sözlerim çarpıtıldı. “İslam düşmanı” ilan edildim. Bu sayede IŞİD benim de kafamı bıçakla kesse bayram edecek olanlar var.

Erdoğan kültü etrafında palazlanan neo-lümpenlerden bahsediyorum. Muhafazakâr bir dostumum deyişiyle “IŞİD’den bir tık geri adımda olanlardan”...

Bu güruh ilk “savaş tecrübelerini” Musul’da değil Gezi Parkı’nda edindiler. Başta Melis Alphan, Şirin Payzın, Selin Girit, Tuğçe Tatari, Banu Güven, Nuray Mert, Ece Temelkuran ve düşman belledikleri nice “orospuyu” sosyal medya aracılığıyla hedef tahtasına oturttular. Bizleri “s-ke, s-ke” öldüreceklerini ilan ettiler.

Ama utanmadan sıkılmadan Müslümanların en dindarı, en temizi biziz diyen yine onlar. Gri ve eğlencesiz dünyalarında bekâr olan, çocuğu olmayan, hayvan sevip besleyen kadını zavallı ve eksik. Akıl edebildikleri en müthiş hakaret ise “menopozlu”.

Bunlara öncülük etmekten herhangi sıkıntı duymayan iktidar yanlısı kalemler, zamanında generallere şirin görünmek adına Kürt, başörtülü, her nevi dik duran kadına sataşanlardan hiçbir farkları kalmadı.

İşin en acıklısı başörtüsü için omuz omuza mücadele verdiğimiz nice kadın arkadaşlarımız bizlere yapılanların karşısında sus puslar. Tam tersi vicdanları hırslarına esir düşen bazı hemcinslerimiz aleyhimizde yürütülen kampanyaların başkomutanlığına soyunmuş vaziyetteler.

Bu rezillikler dün laiklik adına yapılıyordu bugün ise Müslümanlık adına. Oysa her şey apaçık ortada. Kiminiz yolunuzu şaşırdınız. Ama çoğunuzun esas derdi yeni tattığınız para, güç ve mevki.