Gündem

Alparslan Türkeş, Menderes'in idamını durdurmak için Cumhurbaşkanı Gürsel’e mektup yazmış

'Siyasi suçlardan dolayı ölüm cezalarının verilmesi, insanlık duygularına uymaz'

15 Mayıs 2015 23:13

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, “Menderes asılırken MHP nerdeydi” sözlerinin ardından MHP’nin kurucu başkanı Alparslan Türkeş’in Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edilmemesi için dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’e mektup yazdığı tekrar gündeme geldi. Türkeş’in 7 Eylül 1961 tarhinde yazdığı veMilli Yol Dergisi’nin 26 Ocak 1962 sayısında yayımlanan mektupta, Gürsel’e yazdığı mektupta “Siyasi suçlardan dolayı ölüm cezalarının verilmesi, bugünün insanlık duygularına uymamaktadır” ifadesi dikkat çekiyor. Davutoğlu, “Menderes asılırken MHP nerdeydi” demiş ancak Menderes’in 1961’de asıldığı MHP’nin ise 1969’da kurulduğunun anlaşılması espri konusu olmuştu.

Meydan Gazetesi'nin haberine göre, Türkeş, 27 Mayıs darbesinden sonra Milli Birlik Komitesi içerisinde yaşanan tartışmalardan sonra görüş ayrılığına düştü. ‘14’ler’ olarak adlandırılan ve Türkeş’inde içinde bulunduğu subaylar, TSK’dan emekli edilerek çeşitli görevlerle yurt dışına sürgüne gönderilmişti. Türkeş, Yeni Delhi büyükelçilik müşaviri olarak Hindistan’da görevliyken Cemal Gürsel’e şu mektubu yazmıştı;

 

Siyasi suçlardan ceza verilmesi insanlık duygusuna sığmaz

 

“Orgeneralim, Size asla yazmak niyetinde değildim. Size asla yazmak niyetinde değildim. Fakat bugün memleketin yüksek menfaatleri bakımından bazı hususların dikkatinize sunulması zarurî oldu.

Şöyle ki: Yüksek Adalet Divanı birkaç güne kadar eski iktidar mensupları hakkında hüküm verecektir. Adaletin hükmüne müdahale etmemek ve daima hürmetkâr bulunmak şarttır. Ancak hükümlerin infazı, yurtta mevcut durumun göz önüne getirilince ayrıca incelenmeye değer görülmüştür.

a) İdam cezalarının infazı, 13 Kasım’dan beri atılan çok hatalı adımlar dolayısıyla memlekette meydana gelmiş olan huzursuzluğu daha çok arttıracaktır.

b) Ölüm cezalarının infazı, yurtdışında ve milletimiz ve devletimiz aleyhinde tepkilere yol açacaktır.

c) Ölüm cezalarının infazı hâlinde, milletimizi bölen kin ve garez duyguları şiddetlenecek ve 27 Mayıs’ın amacı olan millî birlik ruhunun geliştirilmesi güçleşecektir.

ç) Yukarıda sıralanan mahzurlarına karşılık, cezaların infazı ile memlekete sağlanacak hiçbir fayda yoktur. Esasen siyasî suçlardan dolayı ölüm cezaları verilmesi, bugünün insanlık duygularına uymamaktadır.

İşte o mektup: