Politika

"AKP'liler 'Bahçeli'nin getireceği oylar, Gül'ün götüreceği seçmenin boşluğunu doldurur mu?' diye soruyor"

"2018, Türkiye siyaseti açısından renkli geçeceğe benziyor"

03 Ocak 2018 13:03

Hürriyet yazarı Deniz Zeyrek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve selefi Abdullah Gül arasındaki tartışmanın AKP kulislerine nasıl yansıdığını aktardı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "ittifak" açıklamalarını hatırlatan Zeyrek, "Bugün AK Parti kulislerinde 'Devlet Bahçeli ile ittifakın getireceği oylar, Gül ve ekibinin götüreceği seçmenin boşluğunu doldurur mu?' sorusu dillendirilmeye başlandı bile" dedi. 

Ne olmuştu?

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin "bastırılmasında" rol oynayan sivillere yargı muafiyeti getiren düzenleme için 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "kaygı verici", "gözden geçirilmeli" yorumlarında bulunmuştu. Eski Başbakan Yardımcısı ve AKP kurucularından Bülent Arınç'ın da retweetleyerek desteklediği paylaşımlar için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Kendileri tarafından yapılan o açıklama, aldığı retweet’lerle süreci çok farklı bir yere doğru işletmiştir"  demişti. Erdoğan, daha sonra "düzenlemenin son derece açık olduğunu" vurgulayarak "Yazıklar olsun" ifadesini kullanmıştı. Bunun üzerine açıklama yapan Gül, şunları söylemişti:

"Bir süredir basın yayın organları ve sosyal medya üzerinden bazı milletvekilleri ve ilgili troller tarafından şahsıma karşı yapılan saygısızlık, haraket ve ahlak sınırlarını aşan saldırıların son açıklamamdan sonra giderek arttığına dikkat çekiyorum. Partimizin kuruluş ilkelerinden biri olan düşünce ve ifade özgürlüğüne inanan birisi olarak, gerekli gördüğüm durumlarda görüşlerimi açıklamaya devam edeceğim."

Deniz Zeyrek'in "AK Parti’de konuşulan asıl soru şu: Gül’ün götüreceği mi Bahçeli’nin getireceği mi?" başlığıyla yayımlanan (3 Ocak 2017) yazısı şöyle:

Milli Görüş yazarının ilginç yorumu

Ahmet Yavuz, Milli Görüş’ün gazetesi Milli Gazete’de Ankara kulisleri yazan bir meslektaşım. Yazılarından çok faydalandığımı söylemeliyim.

Son yazısında “Gül’ün Çıkışı” başlığı altında şu yorumu yapmıştı: “Erdoğan ile Gül ilk kez açıktan tartışıyor. Restleşiyor. Bu noktada Abdullah Gül’e, ‘Artık ya parti kur ya ortak bir platformun adayı ol! Çık milletin karşısına, daha fazla oyalama!’ baskısı artıyor. Nitekim Gül ve ekibinin, hareketin kurucusu ve Cumhurbaşkanı olarak; kabineden, Saray’dan ve genel merkezden ve milletvekillerinden bazı isimlerle görüştüğü biliniyor. İşte Erdoğan’ın sert Gül tepkisi de KHK’dan değil, bundan! Erken doğuma zorluyor!”

Anladığım kadarıyla “erken doğuma zorlama” ifadesiyle Erdoğan’ın, seçimlere epey  zaman varken Gül’ü muhtemel rakip kimliği ile meydanlara çekerek (özellikle de AK Parti seçmeni üzerinde) etkisizleştirmeyi hedeflediğini ima ediyor.

Daha önce farklı görüşleriyle öne çıkan Bülent Arınç da benzer şekilde oyun dışında kalmış, AK Parti’de hedef olmuştu. AK Parti’yi de Erdoğan’ı da çok iyi tanıyan Gül için de böyle olur mu? Gül, böyle bir strateji karşısında nasıl hareket eder? Bunları zaman gösterecek.

Ancak şunu söylemek gerekir ki bugün AK Parti kulislerinde “Devlet Bahçeli ile ittifakın getireceği oylar, Gül ve ekibinin götüreceği seçmenin boşluğunu doldurur mu?” sorusu dillendirilmeye başlandı bile.

2018, Türkiye siyaseti açısından renkli geçeceğe benziyor.