Gündem

AKP'den iki farklı açıklama; Kaşıkçı cinayetine dair Türkiye'nin elinde delil var mı, yok mu?

AKP'li Kurtulmuş: Türkiye, kesinleşmiş delil ve bulgular ortaya çıktığında bunları dünya kamuoyuyla paylaşmaktan asla imtina etmeyecektir

20 Ekim 2018 16:31

T24

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ‘ölümü’ne dair Riyad’dan dün resmi bir açıklama geldi. Suudi Arabistan yönetimi, Kaşıkçı’nın konsolosluktaki ‘sorgu’ sırasında yaşanan bir ‘yumruklaşma’da boğulduğunu belirtirken; AKP yönetiminden ise Türkiye’nin elinde delil bulunup bulunmadığına dair çelişkili açıklamalar geldi.

AKP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta, Türk yetkililerin yaptığı kovuşturmada birtakım delilere ulaşıldığını ve bunların yakında açıklanacağını söylerken; AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş ise "Türkiye bu çirkin, ürkütücü, korkunç, insanlık dışı, uluslararası hukuka aykırı işin arkasını bırakmayacak. Kesinleşmiş delil ve bulgular ortaya çıktığında bunları dünya kamuoyuyla paylaşmaktan asla imtina etmeyecektir” dedi.

TIKLAYIN - Suudi Arabistan, Kaşıkçı'nın öldüğünü 17 gün sonra kabul etti; AKP'den ilk açıklama geldi

"Kesinleşmiş delil ve bulgular ortaya çıktığında..."

Konya’da bir otelde basın mensuplarıyla bir araya gelen Kurtulmuş, DHA’nın haberine göre Türkiye'nin olayla ilgili kesinleşmiş delil ve bulgular ortaya çıktığında bunları dünya kamuoyuyla paylaşacağını belirterek şunları söyledi:

"Sadece Türkiye'nin değil, şu günlerde dünyanın da bir numaralı gündem maddesi maalesef İstanbul'daki Cemal Kaşıkçı olayıdır. Aslında buna 'Cemal Kaşıkçı olayı' değil, İstanbul'daki 'Suudi Arabistan Başkonsolosluğu olayı' demenin daha doğru, daha iyi bir tanımlama olduğu kanaatindeyim. Ne yazık ki dünyanın gözü önünde fevkalede ürkütücü, fevkalade korkunç bir hadiseyle karşı karşıya kaldı. Sayın Kaşıkçı dünyaca tanınan bir gazeteci. İstanbul'daki Başkonsolosluğa girdi ve bir daha çıkamadı.

"Biliyorsunuz ilk andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti olarak ilgili tüm birimlerimiz bu olayla ilgili ayrıntıların ortaya çıkartılması için olağanüstü dikkatle, titizlikle bu süreci yürütüyoruz. Şimdi biliyorsunuz soruşturma faslına geçildi. Burada deliller, bilgiler, bulgular hepsi elde ediliyor. Şunu çok açık bir kez daha ifade etmek isteriz ki; Türkiye bu kesinleşmiş delil ve bulgular ortaya çıktığında bunları dünya kamuoyuyla paylaşmaktan asla imtina etmeyecektir. Türkiye bu anlamda bu ortaya konulan çirkin, ürkütücü, korkunç, insanlık dışı, uluslararası hukuka aykırı bu işin arkasını bırakmayacak. İstanbul'da olsa bile uluslararası hukuk bakımından Suudi Arabistan toprağı olan Konsolosluk binasında işlenen bu suçun örtülmesine asla müsaade etmeyecektir.

"Kesinleşirse Suudi yönetiminin sıyrılmasının mümkün olmadığını düşünüyorum"

"Bu olayın İstanbul'a gelen bazı infaz timindeki insanlar tarafından işlendiği, bu işin bir iki kişinin üzerine atılarak bir şekilde Suudi yönetimine sıçratılmaması için bir gayret sarf edildiği yönünde haberler var. Haberlerin doğruluğunu net bir şekilde delillerle ispat etmediğimiz için haberlerin doğruluğu konusunda konuşmak istemiyorum. Ama şunun herkes tarafından bilinmesi lazım. Herhangi bir ülkenin konsolosluğunda işlenen bir suçun, hele hele orada kamu görevlisi olan insanlar tarafından işlendiği iddia edilen bir suçun oradaki resmi görevlilerin bilgisi olmaksızın, hatta o ülkenin resmi yetkililerinin bilgili olmaksızın işlenmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, bunu falanca işledi, diyerek herhangi bir şekilde bu suçun üzerinden, eğer suç kesinleşirse Suudi yönetiminin bir şekilde sıyrılmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Burada hem uluslararası hukuk bakımından hem de insanlığın vicdanının bir şekilde teskin edilmesi bakımından suç bütün unsurlarıyla, bütün taraflarıyla ortaya konmalı."

"Suçun arkasında kim varsa ortaya çıkarılması uluslararası camianın önemli bir vazifesidir" 

Suudi yönetimin açık ve şeffaf olması gerektiğini de belirten Kurtulmuş, "Suudi Arabistan gibi bazı ülkelerin artık açık, şeffaf ve demokratik kuralları olan, halka hesap verebilen ülkeler haline dönmesinin ne kadar önemli olduğunu göstermesi bakımından bu olay son derece ciddi bir olaydır. 21'inci yüzyılda yaşıyoruz ve herhangi bir ülkenin, hangi yönetimle yönetilirse yönetilsin açık, şeffaf ve hesap verebilir olmasının zaruri olduğu görüyoruz. Ümit ederiz ki, şu anda henüz tam manasıyla kesinleşmiş bir sonuç yok ama kesine çok yakın, uluslararası camianın artık tamamıyla kabul ettiği şekilde ortada bir cinayet var, suç var ve bu suçun arkasında kimler varsa bunu ortaya çıkarılması da uluslararası camianın önemli bir vazifesidir" dedi.