Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın partide 'metal yorgunluğu' var söylemiyle başlayan tartışmalar ve sonrasında gelen istifalar devam ediyor. Bir çok il ve ilçe başkanının yanı sıra İstanbul Beledilye Başkanı Kadir Topbaş dahil 3 belediye başkanı istifa etti. İstifası istenen Ankara, Bursa ve Balıkesir Büyükşehir Belediye başkanları ise hâlâ istifa etmedi. Erdoğan bu hafta bu krizi çözemezse AKP içindeki huzursuzluğun artabileceği iddia edildi.
Birgün'den Yaşar Aydın'ın haberi aynen şöyle:
AKP Genel Başkanı Erdoğan, partisinin olağanüstü kongresinden bu yana “metal yorgunluğu, FETÖ bağlantısı, yolsuzluk şaibesi” adı altında il başkanları, bakanlar, bürokratlar ve son olarak da belediye başkanlarına uzanan bir tasfiye süreci işletiyor.
Bir ay önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’la başlayan istifa baskısı üç büyükşehir belediye başkanına dayandı. Erdoğan’ın üç hafta önce Ankara, Bursa ve Balıkesir belediye başkanlarına dair yaptığı açıklama ile birlikte başlayan bilek güreşi uzadıkça AKP’de sinirleri gerdikçe geriyor.
Erdoğan’ın gücü test edilir mi?
Çok açık biçimde ifade edilmesine, hatta tehdide varan açıklamalara rağmen belediye başkanlarının istifa etmemesi herkesin aklına “Erdoğan’ın parti içindeki gücünde azalma mı var?” sorusunu getirdi. Aldığımız kulis bilgilerine göre şu ana kadar böyle bir işaretin olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bununla birlikte belki de ilk kez Erdoğan’ın aldığı kararlar konusunda derin bir endişe yaşanıyor. Bu endişe çok açık ifade edilmese bile milletvekillerinin ikili üçlü sohbetlerinin temel gündemi olduğunu iktidar kulisinde bir saat geçiren gazeteciler bile fark edebiliyor. Hele bir de istifa krizi bu hafta bitmezse AKP’ye dair başka bir şey konuşmaya başlayabiliriz.
Parti içine doğru ilerler mi?
AKP Genel Başkanı Erdoğan istifa krizini bu hafta çözmek zorunda. Aldığımız duyumlar da Ankara ve Bursa belediye başkanlarına dair sorunun bu hafta çözüleceği yani istifalarını verecekleri doğrultusunda. Aksi bir durum, krizin parti içine doğru nüfus ettiği anlamına da gelecektir.
Görüşüne başvurduğumuz eski bir AKP milletvekili, “Yaşanan kriz sadece belediye başkanları ile sınırlı bir durum değil. Tüm taşlar yerinden oynuyor. Belki de parti, kurulduğundan bu yana en derin sıkıntısını yaşıyor” diyerek özetledi süreci.
Kulislerden ve eski AKP’lilerden aldığımız bilgiler doğrultusunda çok net bir şekilde söyleyebiliriz ki; Erdoğan bu hafta bu işi çözmek zorunda. Aksi takdirde il başkanlarından, milletvekillerine hatta bakanlara kadar uzanacak homurtu dalgası başlayabilir.
AKP’liler de bilmiyor: Yol haritası var mı?
Meclis içinde ya da Genel Merkez’de AKP’lilerin en çok ilgilendiği bir başka konu ise Erdoğan’ın bir yol haritasının olup olmadığı. Yaklaşık 15 yıldır her defasında şapkadan tavşan çıkarmayı başaran Erdoğan’a dair partisinde ilk kez tereddüt yaşanıyor. Erdoğan kendisine dair bu tereddüdün farkında. Yaptığı hamlelerle partililerin zihninde oluşan soru işaretlerini aşmaya çalışıyor.
2019 yılında yapılacak seçimlere dair AKP’nin stratejisini sorduğumuz bir vekilin verdiği yanıt durumu özetliyor sanırım: “Şu anda net bir şey yok. Ama ilk kez Başkanımızın da bir yol haritası olduğuna emin değilim. Çok kısa süre içinde fazla makas değiştirdik. Hatta belediye başkanları ve örgütte yapılan değişikliklerin sanki bir program varmış gibi bir algı yaratması için yapılıyor olmasından şüphe duymaya başladım. Yoksa hiçbir objektif kriter yok."
Bu hafta önemli
Ankara bu hafta önemli saatlere gebe. Hem AKP’nin içinde bulunduğu belediye başkanları krizi öyle ya da böyle sonuçlanacak hem de Türkiye siyaset sahnesine resmi olarak bir parti katılacak.
İki gelişme de Erdoğan’ın yol haritası için çok önemli olacak. Meral Akşener’in 25 Ekim’de kuruluşunu açıklayacağı parti yapılan kamuoyu araştırmalarına göre Erdoğan’ı ve partneri MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi zora sokacak gibi görünüyor. Akşener’in yaratacağı etki AKP’de olası ‘merkez kaç’ yönelimleri artırabilir.
Deneyimli bir Ankara gazetecisi arkadaşımızın yaptığı “Akşener güçlü girerse Erdoğan parti içinde o kadar rahat tasfiye hareketine giremez” değerlendirmesi yabana atılır cinsten değil. Ankara’da görünen manzara Erdoğan’ın zayıfladığı, yeni arayışların arttığı noktasında. Erdoğan’ın şansı halen verili sistemi ters düz edecek bir muhalefetin var olmaması.
