Politika

AKP kurucuları arasında yer alan Şener'den AKP Sözcüsü Ünal'a: Sonradan türeme birileri...

"Gül'e kurucu değilsiniz dendiği zaman densizlik etmiş olur, terbiyesizlik olarak görürüm"

04 Ocak 2018 00:47

AKP’nin kurucu kadrosunda yer alan eski Maliye Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün AKP’nin kurucusu olmadığını söyleyen Parti Sözcüsü Mahir Ünal’la ilgili ‘sonradan türeme’ nitelendirmesinde bulundu. Şener, Ünal’ın açıklamalarını ‘hadsizlik ve terbiyesizlik’ olduğunu söyledi. 

AKP Sözcüsü Ünal’ın, CNN Türk’te canlı yayınında yaptığı açıklamalarda, 11. Cumhurbaşkanı Gül için kullandığı "Cumhurbaşkanımızın yol arkadaşıdır, kurucu değildir” ve "Eğer bizimle medya üzerinden konuşacaksa, o zaman bizim onu AK Partili görmekle ilgili bir endişemiz ortaya çıkar” ifadelerini T24’e değerlendiren Şener, “Adalet ve Kalkınma Partisini kurarken biz kuruculardanız, ben de Abdullah Gül de partinin kurucusu olarak parti kurulmadan 8-10 ay önce bir kurucu başkanlık divanı oluşturuldu. Kurucu başkanlık divanı 8 kişiydi. 8 kişiden biri bendim diğeri de Abdullah Gül’dü. Dolayısıyla partinin kurucusu değilsiniz diyerek sonradan türeme birileri bu lafı ettikleri zaman densizlik etmiş olur” dedi.

AKP Sözcüsü Ünal: Gül, Cumhurbaşkanımızın yol arkadaşıdır, kurucu değildir

AKP’nin kapatılma tehlikesine karşı her şeyi nasıl ince eleyip sık dokuduklarını kaydeden Şener, “Öyle bir ortamda 50’nin üzerinde Fazilet Partisi’nden Ak Parti’ye geçecek milletvekili vardı. Doğrudan doğruya Fazilet milletvekili ağırlıklı bir parti kuruluşu yaptığımız takdirde siyasi partilerin kapatılma nedenleri arasında şöyle bir madde vardı, kapatılan devamı niteliğindeki partiler de kapatılır deniyordu” hatırlatmasında bulundu.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile selefi Gül arasında başlayan gerilimle ilgili T24’e özel açıklamalarda bulun Şener, şunları söyledi:

"Biliyorsunuz, Refah Partisi (RP) kapatıldı, arkasından Fazilet Partisi (FP) kapatıldı arkasından Saadet Partisi (SP) kuruldu. Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurarken biz kuruculardandık, ben de Abdullah Gül de partinin kurucusu olarak parti kurulmadan 8-10 ay önce bir kurucu başkanlık divanı oluşturuldu. Kurucu başkanlık divanı 8 kişiydi. 8 kişiden biri bendim diğeri de Abdullah Gül’dü. Dolayısıyla partinin kurucusu değilsiniz diyerek sonradan türeme birileri bu lafı ettikleri zaman densizlik etmiş olur. Haddini bilmezlik etmiş olur.

“Erdoğan’ın kültürü İstanbul'la sınırlıydı"

"Biz partinin, kurucu başkanlık divanı üyesiydik, 8-10 ay her hafta düzenli ve nizami olarak toplandık partinin kuruluşla ilgili hazırlıkları ve stratejilerini konuştuk tartıştık. Ben o dönemde partinin kuruluş safahatıyla ilgili zaman zaman da televizyonları çıktım. O dönemde Tayyip Erdoğan da televizyonlara fazla çıkmazdı; kültürü İstanbul Belediyesi ile sınırlıydı, genel politikayla fazla yatkınlığı olmadığından çıkmıyordu.

“Fazilet Partisi ağırlıklı bir parti kuruluşu yaptığımız takdirde kapatma nedeni olacaktı”

"Öyle bir dönemin arkasından partinin kurucular kurulu listesinin nasıl oluşturulacağını biz kurucu başkanlık divanında karara bağladık. Denildi ki; bu bizim milli görüş geleneğine hayat hakkı tanımayacakları kesin. Çünkü çok katı bir şekilde RP kapatılıyor 28 Şubat’tan sonra, onun arkasından Fazilet kapatılıyor, onun arkasından kurulacak partilerin de denetim altında olacağı belli. Sıkı bir takiptesiniz rejim tarafından.

Öyle bir ortamda 50’nin üzerinde Fazilet Partisi’nden AK Parti’ye geçecek milletvekili vardı.  Doğrudan doğruya Fazilet’in milletvekili ağırlıklı bir parti kuruluşu yaptığımız takdirde siyasi partilerin kapatılma nedenleri arasında şöyle bir madde vardı, kapatılan devamı niteliğindeki partiler de kapatılır deniyordu.

"Erbakan ve Demirel de eski partilerinde görev almamış isimlere öncelik verirdi"

12 Eylül’den sonra yeni partiler kurarken Demirel ve Erbakan da eski partilerinde görev almamış isimlere öncelik verirlerdi aynı gerekçeyle. Böyle bir riske girmeyelim denildi ve ne yapılacağı çok tartışıldı. Denildi ki, Siyasi Partiler Kanunu’nda (SPY) şöyle bir madde var, 'kuruluş safhasında partili olan milletvekilleri kurucular kurulu üyesidir' diyor kanun.

Dolayısıyla onlar otomatik olarak kurucudur, doğal kurucudur anlamına geliyor. Milletvekillerini İçişleri Bakanlığı’na verilecek kurucular kurulu listesine koymayalım, onlar zaten doğal kurucudur. Anayasa Mahkemesi üyesidir ne demek o kurulun kendisidir demektir. Kurucular kurulu üyesi demek kurucusudur demek.

Kanun zaten otomatik kurucu yapmış böyle bir liste onun dışındaki sade sivil isimlerden 73 kişilik bir liste verildi İçişleri Bakanlığı’na. Gül’ün de, benim de o listede benim ismim yok. 50 milletvekilinin de ismi yok ama kurulduğu gün dahil bu milletvekillerinin hepsi parti kurucusu olarak kurucular kurulu toplantılarına katılmıştır ilk genel kongre yapılıncaya kadar da kararlarının hepsinin altında bu 50 milletvekilinin de imzası olmuştur.

“Kurucu olarak ilk alınan kararların tümünde imzamız vardır”

Bizim kurucu olarak partinin almış olduğu ilk bütün karaların altında imzamız vardır. Kurucular Kurulu ilk MKYK’yı seçti, ilk yürütme kurulunu seçti. Biz kurucu olduğumuz için zaten genel başkan yardımcısı olduk. Dolayısıyla sonradan yetme ortaya çıkan birinin işte bu kurucu değildir diye bunu Gül için söylüyor onu terbiyesizlik olarak görürüm. 

İlgili Haberler