Çevre

Akkuyu Nükleer Santrali projesi iptal olur mu?

Anlaşma, projenin tek taraflı feshi hem Türkiye hem de Rusya için ağır tazminatlar içeriyor

10 Aralık 2015 19:00

Rus şirketinin yaptığı Akkuyu Nükleer Santrali'nin askıya alındığı iddiaları hem Ankara hem de Moskova tarafından yalanlandı. Ancak iki ülke arasındaki uçak krizi, "Yaptırımlar enerji sektörü ve nükleer inşaat projesine de sıçrar mı?" sorusu akıllara geldi. Habertürk yazarı Güntay Şimşek, "Şu an iki ülkenin karşılıklı olarak üzerinde anlaştıkları nükleer santralda olacak tek şey, projenin yavaşlatılmasıdır. Rusya daha fazla girişimde bulunmayacak, Türkiye de yürümekte olan işlere eskisi gibi destek olmayacaktır" dedi.

Şimşek, yazısında "İki taraf da projeyi bilinçli olarak aksattığına dair açıklamalar yapmaktan kaçınacaktır. Sebebi tahmin edeceğiniz üzere uluslararası anlaşmada yer alan ağır tazminat hükümleridir. Dolayısıyla ne Rusya ne de Türkiye, nükleer santralın aksayan taraflarında sorumluluğu almak istemeyecektir" ifadelerine yer verdi.

Güntay Şimşek'in Habertürk'ün (10 Ocak 2015) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:

Suriye sınırında, Türk hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesiyle iki konu hararetle kamuoyunda tartışıldı. Ruslar doğalgazımızı keser mi? Akkuyu Nükleer Santral Projesi iptal edilir mi?

İlk günden beri bu iki konunun, iki ülke arasındaki tartışmalarda gündeme gelebilecek en son hususlar olacağını defalarca ekranlarda söyledim ve bu köşede yazdım. Zira gaz anlaşmaları ve nükleer santral projesi, iki ülkeyi de bağlayan ve ağır tazminatlar içeren anlaşmalarla hayata geçirildi. Tek taraflı olarak iki ülkeden birisinin negatif tavır geliştireceği bir alan değil. Ancak uçak düşürülme hadisesinden önce de çeşitli meselelerden dolayı Akkuyu’da işler yavaş yürüyordu. Şimdi bunun faturasını da iki ülke arasındaki son gelişmelere bağlamak doğru değil. Aynen Türk Akımı Projesi’nde olduğu gibi...

 

Rusya'nın bakışı değişti

 

Rusya adına nükleer santralı üstlenen Rosatom şirketinin açıklamaları ve Türkiye tarafından yapılan değerlendirmeler, bu tartışmalı dönemde daha anlamlı olsa bile unutmamak gerekir ki, özellikle haziran seçimleri sonrası Rusya’nın Türkiye bakışında önemli farklılıklar oldu. Bunda şüphesiz Suriye’de iki ülke menfaatlerinin çatışması ve iki ülkenin de bölgede daha aktif olma girişimlerinin payı var.

Şu an iki ülkenin karşılıklı olarak üzerinde anlaştıkları nükleer santralda olacak tek şey, projenin yavaşlatılmasıdır. Rusya daha fazla girişimde bulunmayacak, Türkiye de yürümekte olan işlere eskisi gibi destek olmayacaktır. İki taraf da projeyi bilinçli olarak aksattığına dair açıklamalar yapmaktan kaçınacaktır. Sebebi tahmin edeceğiniz üzere uluslararası anlaşmada yer alan ağır tazminat hükümleridir. Dolayısıyla ne Rusya ne de Türkiye, nükleer santralın aksayan taraflarında sorumluluğu almak istemeyecektir.

 

Rusya kolay hazmedemez

 

Evet, Rus yetkililerin ifade ettiği üzere nükleer santral iptal olmaz, ama ertelenebilir. Bu erteleme veya gecikme işi bile herhangi bir tarafın kendisini haklı görmesi halinde tahkime gideceğinden enerji tartışmalarında Rusya’nın Türkiye’ye yönelik yaptırımlarında başka unsurlara bakılması gerekir. Dün de yazdığım üzere, Rusya’nın etkisi altındaki Hazar’daki enerji kaynakları, Rusya’nın İran ve Irak ile geliştirdiği yakın ilişkiler daha önemli.

Ancak Rus savaş uçağının düşürülmesini Rusya’nın kısa sürede hazmedemeyeceğini bilerek Türkiye’nin strateji geliştirmesi gerekiyor. Rusya kendisine ilave maliyet çıkaracak projelerden uzak durup, endirekt yollardan Türkiye’yi sürekli zorlayacaktır. Bu sebeple dikkatli hareket edip tartışma temposunu düşürmenin yolları aranırken, alternatif planların da hazırlanması şart...

 

200 milyon dolar harcandı

 

Mesela, Ruslara göre şu ana kadar nükleer santral için 3.5 milyar dolar harcanmış, fakat Türkiye tarafı aynı görüşte değil. 3 milyar dolar para transferi yapıldığı ve bunun ancak 200 milyon dolarlık kısmının harcandığı ifade ediliyor.

Hasılı, Akkuyu Nükleer Santral Projesi’nde belirsizlik söz konusu. Bu tablo, 2020’de projenin hayata geçmesi yönündeki takvimi de etkiler. Eğer iki taraf karşılıklı olarak anlaşırsa, nükleer santralın yapım işi kendiliğinden herhangi bir tarafa külfet çıkarmadan rafa kalkar ve bu durumdan da en fazla Türkiye kârlı çıkar. Hatta şu atmosferde edindiğim izlenim, Türkiye’nin projenin iptal edilmesini çok daha fazla istediği yönünde. Zira başta Japonlar olmak üzere finansman ve teknoloji transferiyle nükleer santral için devreye girmek isteyen ve oldukça da hevesli ülkeler var.

İlgili Haberler