Gündem

Akit: Bugün Kandil’i bombaladığımızda oradakilerin yerine çıkacak Kürt, 'Babama dışkı yedirildi' diyebilir mi?

Ali Karahasanoğlu: Türkçe zorlamasının yapıldığı günlerde...

02 Ağustos 2015 16:41

Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu,  "Kürtçe televizyon yayını yapmanın yasak olduğu.. Cezaevindeki çocuğu ile, Kürtçe dışında dil bilmeyen annesinin buluşmasında, 'Türkçe konuşacaksın' zorlaması yapıldığı günlerde.. Terörist öldürerek, sorunu çözemezdiniz.. Çözemediler zaten.. Çünkü dağdakini öldürdükçe.. Dışkı yedirilen vatandaşımızın oğlu, kardeşi, yeğeni, tekrar dağa çıkıyordu.. Silah kullanılmasını asla tasvip etme ama.. Kendilerince bir mazeret de buluyorlardı.. " dedi.

 

Karahasanoğlu'nun Akit'te "Kandil’i bombalamak 1990’larda çözüm değildi, ama bugün çözüm!" başlığıyla yayımlanan (2 Ağustos 2015) yazısı şöyle:

PKK yandaşı gazeteler..

Teröriste, “Terörist” diyemeyen.. “Katil” diyemeyen.. Hürriyet’indenZaman’ına kadar.. Tüm kirli ittifak çatısı altındakiler..

Kenardan köşeden..

“Savaş istemiyoruz”a geldiler..

Bu slogan, 10 gün önce yoktu..

Kandil’in bombalanmaya başlandığı ilk günlerde yoktu..

Sandılar ki..

PKK öldürecek.

Devlet seyredecek..

Düşündüklerini yapamadılar..

Onlar bir polisi vurdu..

10 PKK’lı, Kandil’de toz oldu..

Onlar bir askeri vurdu..

Kandil’de 20 terörist toprak oldu..

Hemen taktik değiştirdiler..

“Savaş istemiyoruz”a yapıştılar..

Akil Adamlar’dan, hemen hemen tamamının HDP’ye oy verdiğinden adım kadar emin olduğum 11’i, Beyaz Türklerin uğrak semti Arnavutköy’de bir balık lokantasında toplanıp..

“Acil çağrı”da bulunuyorlar..

Ne zaman?

20 Temmuz’da Adıyaman’da bir askerimizin şehit edilmesinden, 11 gün sonra..

Derdiniz gerçekten, “kan akmasın” ise..

11 gün neyi beklediniz?

PKK’nın üstünlük sağlamasını mı?

Devletin aciz kalmasını mı?

Baktınız bu beklentileriniz olmuyor..

Hemen devreye girdiniz..

Çevir kazı yanmasın..

Pardon..

Çevir söylemi, Kandil mezarlığa dönmesin!

“Çözüm süreci bitti mi?” diye soruluyor..

“Çözüm süreci ne ki?” sorusuna önce cevap verin..

Sonra bitip bitmediğini söyleyelim..

“Çözüm süreci”nden kastınız..

Apo’nun serbest kalması..

Dağdaki teröristlerin, dağdan indirilip, silahı bırakmaları karşılığında cezalarında bazı indirimler yapılması ise..

“Evet, çözüm süreci bitti!”

Am çözüm sürecinden kastınız..

“Kürt vatandaşlarımıza temel hak ve özgürlüklerinin verilmesi.. Verilenlerin geri alınmaması.. Diğer vatandaşlarımızla eşit olarak bu ülkede yaşamaları” ise..

“Çözüm süreci bitmedi.. Kimse bu çözüm sürecini bitiremez!”

Deniliyor ki..

“1990’larda, sorunu silahla çözmeyi denedik. Olmadı.. Olmadı işte.. Niye aynı metodu hayata geçiriyoruz? Niçin barışı sonuna kadar denemiyoruz!”

Bunu diyenler..

Kandil’in bombalanmasını hatırlatarak, bu çıkışı yapıyorlar..

Askerin ve polisin vurulmasına, pek dedikleri bir şey yok..

Ama devlet, Kandil’i bombalayınca..

“Eski yıllarda da, yüzlerce defa o kamplar bombalandı.. Bombalamakla bu iş bitmiyor, gördünüz işte” diyorlar..

Koskoca bir yalan söylüyorlar..

Eski yıllarla bugünü karşılaştırırken..

Büyük bir ahlaksızlık yapıyorlar..

Eski yıllarda bombalamakla, Kürt sorunu çözülmezdi..

Doğru..

Köydeki Kürt vatandaşımıza, karakol komutanı tarafından dışkı yedirilmesini önleyemediğin müddetçe; bombalamakla, öldürmekle, vurmakla, kırmakla Kürt sorununu çözemezdiniz..

Çözemediler zaten.

Kürtçe televizyon yayını yapmanın yasak olduğu.. Cezaevindeki çocuğu ile, Kürtçe dışında dil bilmeyen annesinin buluşmasında, “Türkçe konuşacaksın” zorlaması yapıldığı günlerde..

Terörist öldürerek, sorunu çözemezdiniz..

Çözemediler zaten..

Çünkü dağdakini öldürdükçe..

Dışkı yedirilen vatandaşımızın oğlu, kardeşi, yeğeni, tekrar dağa çıkıyordu..

Silah kullanılmasını asla tasvip etme ama.. Kendilerince bir mazeret de buluyorlardı..

Peki bugün?

Bugün Kandil’i bombaladığmızda.. Kandil’dekilerin yerine dağa çıkacak olan Kürt kardeşim, ne diyecek?

“Benim babama dışkı yedirildi..” diyebilir mi?

“Benim amcamı, beyaz bir Toros aldı, götürdü.. İki yıldır haber alamıyoruz..” diyebilir mi?

Benim dayımı, asker aldı götürdü, sabah cesedini yolun kenarında bulduk..” diyebilir mi?

Diyemez.

Tüm bu sorunlar bitti.

Bu sorunlar bitmesi bir yana..

Bir de o dönemde yapılanların büyük çoğunluğunun hesabı, faillerinden soruldu..

Bu şartlar altında artık; kimsenin dağa çıkmaya, hiçbir hakkı yoktur.

Yine de çıkıyorlarsa..

Yapılacak bir şey yoktur..

Bombalanmaktan başka!

Kimse ölmesin, eyvallah..

Ama önce..

Polisimiz, askerimiz öldürülmesin..

Hamile Kürt kadınımızı hastaneye yetiştirmek için, askeri helikopter ile canını ortaya koyup koşan askerlerimize kurşun sıkılmasın önce..

Ona kurşun sıkılıyorsa..

Kusura bakmayın..

Kurşun sıkanların hakkı, bombalanmaktır.