Gündem

AİHM yargıcı Karakaş: Demokrasilerde yayın yasağı olamaz

Karakaş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kadın-erkek eşitliği ile ilgili sözlerine tepki gösterdi

28 Kasım 2014 11:47

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) Yargıcı Işıl Karakaş, dört eski bakanla ilgili komisyonunun çalışmalarına tepki göstererek “Kamuoyunu ilgilendiren bir mesele, yolsuzluk, rüşvet meselesi, siyasi iktidara mensup kişiler bunun içinde var. Aslolan basın özgürlüğüdür. Bunda yayın yasağı olamaz” dedi.

Avrupa Konseyi ile Anayasa Mahkemesi tarafından Antalya’da düzenlenen bireysel başvuru konferansına katılan AİHM yargıcı Işıl Karakaş, Cumhuriyet gazetesinden Alican Uludağ’ın sorularını yanıtladı:

- Dört eski bakanla ilgili kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu haberlerine, AKP’li  başkanının talebiyle yayın yasağı getirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Demokratik toplumda yayın yasağı kabul edilebilir bir şey değildir. Aslolan basın özgürlüğüdür biliyorsunuz, yani toplumun her konudan haberdar olma hakkı. Dolayısıyla yayın yasağı çok çok istisnai bir şey olabilir. Ve bu istisna da bir zamanlar daha olabilir gibi gözükebilir, ama bugün  alanı gittikçe daralabiliyor. Küçüğün korunması, cinsel taciz davalarında belki kısıtlama getirebilirsiniz.

Avrupa içtihatlarında, hukukunda böyle bir yayın yasağı anlayışı yok. Kamunun menfaatı, bittiğini öğrenmektir. Yayın yasağı getirerek bir kere toplumun bilgi alma hakkını engelliyorsunuz.

Siyasetle ilgili herhangi bir konuda hiçbir şekilde yayın yasağı getirilemez. Basın özgürlüğü en yüksek değerdir.

- Cumhuriyet gazetesi, “yasağı reddediyoruz” diyerek yayın yasağına uymama kararı aldı...

- Bu basının en doğal hakkı. Bu konuda bizim içtihatlarımız, 1978 yılından gelen içtihatlarımız var. Yayın yasağı konulan Sunday Times kararımız var. Buna ilişkin AİHM’nin ihlal kararı var. Onun için  Toplumun bilgi alma hakkı her şeyin üzerindedir. Basın da bu görevi yerine getiriyor.

- 17-25 Aralık soruşturmalarına takipsizlik kararı verildi...

- Bu konuda bir şey söylemek istemiyorum. Devam eden bir süreç var, önümüze gelebilir. Ama genel olarak yayın yasağı uygulanan konuda, kamuoyunu ilgilendiren bir mesele, bir yolsuzluk meselesi, rüşvet meselesi, siyasi iktidara mensup kişiler bunun içinde var. Bu birebir doğrudan kamuyu ilgilendiren bir meseledir. Genel olarak herkesin ilgisini çeken, herkesin bilgi sahibi olmak istediği ve olması gereken bir konudur. Bu konudaki her türlü bilginin kamu ile paylaşılması gerekir. Ayrıca siyasetçilerin özel hayatları diye bir şey söz konusu olamaz. Siyasetçilerin yaptıkları işler kamuyu ilgilendirir ve toplumun bunları bilme hakkı vardır.

- Hükümet yetkilileri, AİHM’nin Alevilerle ilgili zorunlu din dersleri kaldırılsın kararını uygulamayacağını açıkladı... AİHM’nin bu konuda bir baskısı olur mu?

- Türkiye bunu uygulamak zorunda. Türkiye, AİHM kararlarıyla bağlıdır, AİHS’ye taraftır. Uygulamazsa siyasi sonuçlarına katlanır. Bakanlar Kurulu Komitesi önünde siyasal prosedürler işleyecektir, bunun infazı için baskı görecektir. Uygulamıyorum diye bir şey yok. Bu mahkeme kararları uygulanmak içindir. Aksi halde Avrupa’daki kurumlarla sürekli bir gergin ve iyi gitmeyen ilişkiler içinde  Yargı kararlarını hele ki uygulamamak hukuk devletiyle ilişkili olamaz. Yargı kararlarını uygulamayan bir devlet, hukuk devleti değildir. Mühim olan bu davada yasal değişiklikleri yapmaktır. Mahkeme Mansur

Yalçın kararında dedi ki muafiyet talep edenlere alternatif sunmak zorundasınız, zorunlu din dersi olmaz. Bunun daha açık söylemesi, anayasanın değişmesi demektir. Buna karşılık kararı uygulamayacağım demek hukuk devletine aykırıdır.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadın ile erkeğin eşit olamayacağı yönünde bir açıklama yaptı. Buna bakışınız nedir?

- Ben ne diyeyim buna. Bir kadın olarak. Bir erkek olarak siz ne diyorsunuz? Bilmiyorum bu hangi yüzyılın sözüdür. Hem de Türkiye kadınlara ilk oy veren ülke  övünülüyor. Bir siyasi liderin kullanacağı bir ifade olarak görmüyorum.

- Şu an Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz?

- Türkiye’ye baktığımda yargı kararlarını uygulamayacaklarını son dönemde fazlasıyla yönetim görüyorum. söylendi. Yargı kararlarını uygulamayacağım devletidir. Bunları uygulamayan ve uygulamayacağını açıkça ifade eden bir devlette demokratik toplum düzeninden uzaklaşıldığını ve hukuk devleti kesinin çok ciddi yara aldığını düşünüyorum.

 

İlgili Haberler