Medya

Ahmet Hakan'dan Cumhurbaşkanı'na 'ihbar': Sizden habersiz birtakım işler çevriliyor, haberiniz olsun

"'Hadi gel, halka gidelim' diyene nasıl rest çekilir?"

20 Ekim 2016 11:52

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın “Senin Bağdat dediğin nedir? Tamamen Şia’dan oluşan bir ordunun yönetmenidir. Biz onlarla mı konuşacağız?” açıklamasıyla ilgili olarak "Sayın Reisim. Benden duymuş olmayın ama sizin 'Biz onlarla mı konuşacağız' diye haykırdığınız dakikalarda. Bizden bir heyet Bağdat’a gitti. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı başkanlığındaki bu heyet, gayet olumlu görüşmeler yaptı. Bu arada Bağdat’tan bir heyetin de Ankara’ya gelmesi söz konusuymuş. Sayın Reisim. Sizden habersiz birtakım işler çevriliyor. Haberiniz olsun. Bir dost" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın akademik yıl açılış töreninde yaptığı açıklamaların ilgili bölümü şöyle: 

"Musul Arap ve Türkmenlerin yaşadığı, ağırlıklı olarak Sünnilerden oluşan bir bölgedir. Şimdi bize burada bir Sünni – Şia savaşı olmaması lazım diyorlar. Senin Bağdat dediğin nedir? Tamamen Şia’dan oluşan bir ordudan ibarettir. Biz Musul’un kaderini onlarla mı konuşacağız. Şimdi diyorlar ki 30 bin kişiyle Haşti Şabi geliyor. Ya gelirse gelsin, geleceği varsa göreceği de var. Biz orada Musullu kardeşlerimizi eğittik. Bunları yaparken bize talep nereden geldi. Irak merkezi yönetiminden geldi. Şimdi ne oldu? Hava değişti. Dert başka. Amerikalı dostlarımıza hep bunu söylüyoruz. Bizi burada tezgaha getiremezsiniz. Biz sizinle NATO’da birlikte miyiz? Birlikteyiz. Sizin Irak’la NATO’da ortaklığınız var mı yok. Afganistan dediniz size Irak mı geldi? Biz geldik. Hala orada sizinle birlikte mücadeleyi biz yürütüyoruz. Peki burada terör örgütlerine karşı niçin birlikte değiliz de başka terör örgütlerini yanınıza alıyorsunuz? Türkiye arazide olacak. Musul operasyonunda bölgedeki Arap ve Türkmen aşiretleri Türkiye’nin yanlarında olmalarından memnuniyetlerini iletiyorlar"

Ahmet Hakan'ın "'Hadi gel, halka gidelim' diyene nasıl rest çekilir?" başlığıyla yayımlanan (20 Ekim 2016) yazısının ilgili bölümü şöyle:

Önce "görüyorum restini" edasıyla şu denir:

“Ben tezime de halkıma da güveniyorum. Tamam, gidelim! Hadi! Hemen!”

Ardından yeni bir rest çekilir:

“Ama bir şartım var: Halka gitmeden önce bu konuyu halkın önünde tartışacağız. Eşit şartlarda bir televizyon tartışması yapacağız. Var mısın?”

Ardından yeni bir rest daha çekilir:

“Televizyon tartışmasına çıkmaya cesaret edemeyip kaçıyor musun? O zaman tezlerimizin eşit şartlarda halka ulaştırılmasının koşullarını sağla.”

Ardından daha etkili yeni bir rest daha çekilir:

“Eşit şartları kabul etmiyor musun? O zaman bari sen on söyle, ben üç söyleyeyim. Benim üç söylemem, senin on söylemeni ezer.”

Çek bütün bu restleri de...

En azından “Ben halktan kaçmıyorum kardeşim” demeye yüzün olsun.

Reis'e ihbar ediyorum


Sayın Reisim...

En yüksek ses tonuyla şöyle dediniz:

“Senin Bağdat dediğin nedir? Tamamen Şia’dan oluşan bir ordunun yönetmenidir. Biz onlarla mı konuşacağız?”

Sayın Reisim...

Benden duymuş olmayın ama sizin “Biz onlarla mı konuşacağız” diye haykırdığınız dakikalarda...

Bizden bir heyet Bağdat’a gitti. 

Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı başkanlığındaki bu heyet, gayet olumlu görüşmeler yaptı. 

Bu arada Bağdat’tan bir heyetin de Ankara’ya gelmesi söz konusuymuş.

Sayın Reisim...

Sizden habersiz birtakım işler çevriliyor. Haberiniz olsun. Bir dost.

Mantık şart

“Madem halka sormaya bu kadar meraklısın, o halde vergiyi, ÖTV’yi, köprü parasını, parti kapatmayı falan da halka sorsana” diye laf geçirenler var bana.

Eğitimde mantık derslerini artırmak şart... 

Aksi takdirde elmalar ile armutlar, işte böyle aynı sepete atılıverir.

Hangisi doğru?

Partisinin grup toplantısında şöyle dedi Başbakan Binali Yıldırım:

“Koalisyon güçleri içerisinde bizim Hava Kuvvetlerimiz de yer almıştır. Musul’da Türkiye’nin işi yok diyenler cevabını almıştır.”

Partisinin grup toplantısından sonra gazetecilere şöyle dedi Binali Yıldırım:

“Şu anda değil. Kullanıldığı zaman koalisyon içinde bizimkiler de yer almış olacak. Önemli olan koalisyonun içinde yer almak. Türkiye’nin koalisyon içinde yer alması konusunda mutabakat var.”

Yer aldı mı? Yer alacak mı?

Hangisi doğru Binali Bey?