Kültür-Sanat

"Ahlar Ağacı" büyüten kadın: Didem Madak

8 Nisan 1970 tarihinde doğan Madak, 24 Temmuz 2011 hayatını kaybetmişti

24 Temmuz 2017 21:56

Türk edebiyatının ünlü kadın şairlerinden Didem Madak'ın hayatını kaybetmesinin üzerinden 6 sene geçti.

İşte 24 Temmuz 2011'de kolon kanserinden yaşamını yitiren Madak’ın hayatından kesitler:

Öğretim hayatı

1970 İzmir'de dünyaya geldi. Lise eğitimini İzmir'de tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Türkiye'deki ilk öğreniminin ardından, babasının diplomatik görevle gittiği Cenevre-İsviçre'de, College Calvin lisesinde orta öğretimini tamamladı. 1980-84 yılları arasında Amerika'da California State University, Long Beach Üniversitesi'nin Felsefe Bölümü'nden mezun oldu. Türkiye'ye döndükten sonra, ODTÜ'de yüksek lisansa başladı ve önce ODTÜ'de, sonra da Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 

"14 yaşındaydı ruhum, bir mermer masanın soğukluğunda yaşlandı."

Didem Madak'ın hayatının dönüm noktası kanser olan annesi Füsun'u 14 yaşında kaybetmesiyle başladı. Sonrasında teyzesi Hale hanım, Didem Madak'a el yazısıyla yazılmış dönemin meşhur şairlerinin şiirlerinin olduğu bir defter hediye etti. Madak, şiirlerle içli dışlı olmaya böyle başladı.

Bir Füsun'dan diğer Füsun'a

Annesi Füsun'un ölümünden sonra 'anne' özlemi çeken Didem Madak, kendi kızına da Füsun ismini verdi. Annesi Füsun ile başladığı şiirlere kızı Füsun ile son noktayı koydu. Annesinin ölümü Didem Madak'ın ruhunu çok yaraladı, dizelerinde ve gittiği her yerde annesini ve ona olan özlemini de götürdü.

"Sen bir çocuk romanı annesi ol isterdim.
Ölü mısır tarlaları hışırdıyordu
Ve kalbimde çıngıraklı yılan sürüleri
diye başlayan bir çocuk romanında…
Şalına sarınırdın, toprağa sarınır gibi
Erken öleceğini biliyordum bana bırakmak için,
bu acımasız ölü anne sesini."

Didem Madak 41 yaşında annesiyle aynı şekilde kolon kanserinden yaşamını yitirdi. Geride bıraktığı kızı Füsun'a 2009 yılında Şükran Yücel’e gönderdiği e-postada ise şöyle seslendi:

“Canım Kızım

Sana mektup yazacağım. Çünkü artık başka bir şey yazamıyorum. Bu konuda pek de dertli değilim doğrusunu istersen. Sen bana belki bugüne kadar yazdığımdan başka türlü bir yazı yazmayı öğretirsin. Kendimi bir sonbahar ağacı gibi hissediyorum. Mutlu bir sonbahar ağacıyım ben. Yere düşen yapraklarımı eğilip topluyorum. Saçıma tutuyorum. Bakın yakışmış mı diye soruyorum. Sonra yaprakları havaya savuruyorum. Ben iki kişilik bir kabilenin me isimli kölesiyim. Çünkü sen acıktığında me diye ağlıyorsun ve bu ismimi seviyorum reis!

Canım kızım, cehaletimden şair oldum… Annesizlikten. Sen sakın şair olma!”

Daha ilk kitabı "Grapon Kağıtları"ndan farklı bir şair olacağını gösteren Didem Madak, çiçekli şiirler yazmanın ruhuna iyi geldiğinden bahsetti hep. Her şiirinde bir kere ölen sonra o şiirin dizelerinde tekrar dirilen şair 2002'de Varlık Dergisi ile yaptığı söyleşide şiirlerinde bu kadar çok "ah" çektiği için okuyucularından özür diledi.

"Bu kadar çok ah dediğim için okurdan af dilerim. Vesselam."

Kitapları

Grapon Kağıtları - 2000

Ah'lar Ağacı- 2002

Pulbiber Mahallesi- 2006