Gündem

AGİT'ten 24 Haziran raporu: Cumhurbaşkanı diğer adayları terörizm destekleyicisi olmakla suçluyor

''Çok sayıda medya kuruluşu kapatıldı, gazeteciler tutuklanıyor''

16 Haziran 2018 14:12

24 Haziran Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve Genel Seçimleri sürecini izleyen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Heyeti, yayınladığı ara raporunda, AKP adayı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın diğer adaylara yönelik dava açması ve terör suçlaması yönelttiğini vurguladı.

24 Mayıs'ta Büyükelçi Audrey Glover başkanlığında göreve başlayan AGİT Heyeti, cuma günü seçim sürecine dair hazırladığı İngilizce ara raporunu internet sitesinden yayınladı. Geçmiş seçim dönemlerinde halk oylaması ve seçim raporlarına ilişkin basını bilgilendiren AGİT bu kez herhangi bir açıklama yapmadı. Yayınlanan raporun türkçe olmaması dikkat çekti.

Mühürsüz oy pusulalarına vurgu

11 sayfalık ara raporda, öncelikle seçim mevzuatına ilişkin yapılan yasal değişiklikler hakkında bilgi verildi. Ana muhalefet partisi CHP’nin, mühürsüz oy pusulası ve zarf gibi düzenlemeleri iptal ettirmek için Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuruda ret yanıtı aldığı hatırlatıldı. Yüksek Seçim Kurulu’nun ise, seçim sürecine ilişkin yegane karar verici organ olduğu ve siyasi partiler veya seçmenler tarafından YSK kararları aleyhine yargıya başvurulamadığı vurgulandı.

Seçim sürecindeki kutuplaşmaya da yer veren AGİT raporunda: “Cumhurbaşkanlığı Seçimi kampanyasındaki çatışmacı atmosfer, genel kutuplaşmayı yansıtıyor. Bütün adaylar, birbirine karşı sert ve birbirini lekeleyici üslup kullanıyor. Mevcut Cumhurbaşkanı sıklıkla diğer adaylar ve partileri terörizm destekleyicisi olarak işaret ediyor” denildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, CHP adayı Muharrem İnce aleyhinde 28 Mayıs’taki seçim konuşması nedeniyle açtığı dava da raporda yer aldı.

Tutuklu sosyal medya kullanıcıları ve gazeteciler

Raporda, “İçişleri Bakanlığı’nın verileri itibariyle 28 Mayıs – 11 Haziran tarihleri arasında 1199 sosyal medya kullanıcısı hakkında terör propagandası yaptığı, nefret söylemi kullandığı, devletin bütünlüğü ve toplumsal bütünlük aleyhine olduğu tespiti yapılırken; bu kişilerden 643’üne yasal ceza verildiği” bilgisi aktarıldı.

Türkiye'deki medya için “Hükümetle bağlantılı veya kamu ihalelerine bağımlı sahipleri olan kuruluşlar egemen” ifadesini kullanan AGİT ,çok sayıda medya kuruluşunun kapatılarak gazetecilerin tutuklandığını, medyada kutuplaşma atmosferi olduğu belirtti.

OHAL altında seçim

9 Mayıs'da BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nden yapılan güvenilir seçim için 'OHAL'i derhal kaldırın' çağrısının hatırlatıldığı raporda seçim sürecinin bütünlüğünü tehlikeye atacak şekilde, olağanüstü hal yönetimi altında seçimlerin yapılması konusunda endişeler dile getirildi.

AGİT tarafından ifade özgürlüğüyle ilgili olarak “Anayasa’nın ifade özgürlüğü hakkını genel anlamda koruma altına aldığı ancak medya üzerinde Terörle Mücadele Yasası ve internet ortamına ilişkin yasal düzenlemelerle sınırlamalar olduğu, oysa seçim mevzuatı uyarınca medya tarafından mutlaka eşit şekilde kampanyaları yansıtması gerektiği” fade edildi. Buna karşın “Yüksek Seçim Kurulu’nun, medyaya yaptırımlar uygulama gücünün ise yürürlükten kaldırıldığı” söylendi. Ayrıca Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun, medya izleme raporlarının ise kamuya açık olmadığı da kaydedildi.