Gündem

"Adalet Yürüyüşü de Kuran'ın emrettiği bir cihattır"

"Kumpas davalarından bu güne kadar gelen süreçte sayısız insan adaletsizlik nedeniyle mağdur edildi"

21 Temmuz 2017 12:29

Sözcü yazarı Uğur Dündar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun öncülüğünde, partinin İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanması sonrası başlatılan ve  25 gün süren "adalet yürüyüşü" ile ilgili olarak ressam Mustafa Günen'in "Adalet Yürüyüşü de Kuran'ın emrettiği bir cihattır" dediğini aktardı. 

Uğur Dündar'ın "Adalet Yürüyüşü de Kuran'ın emrettiği bir cihattır" başlığıyla yayımlanan (21 Temmuz 2017) yazısı şöyle:

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “Güncellenen Öğretim Programları”nın tanıtım toplantısında “cihat”ın müfredata gireceğini açıkladı.
Bakanın açıklaması kamuoyunda tartışılırken, değerli deniz ve su ressamı Mustafa Günen'den bir mektup aldım.

Dini bilgilerine güvendiğim Günen, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun tüm dünyada büyük yankı uyandıran ve İstanbul Maltepe'de görkemli mitingle taçlanan “Herkes İçin Adalet Yürüyüşü”ne farklı bir gözle bakıyor.
“Adalet Yürüyüşü”, aynı zamanda Kuran'da geçen “cihat” kavramının en ideal, en mükemmel şekilde uygulanışıdır” diyor.
Sonra da sözcüğün Kuran'daki anlamını, Diyanet İşleri'nin eski başkanlarından Prof. Süleyman Ateş'in ağzından şöyle izah ediyor:
“Cihad; çaba harcamak, bir şeyi başarmak için var gücüyle çalışmaktır. Aynı kökten türemiş olan “ictihâd” sözcüğü bir problemi çözmek için tüm gücünü harcamak, “müctehid” ise bu çabayı harcayan kimse anlamına gelir. Savaşmak da amacın gerçekleşmesi için en son gayreti sergilemek olduğundan “cihad”ın kapsamına girse de, bunun asıl anlamı savaş değil, çalışmak, çabalamak, didinmek, uğraşmaktır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) Mekke'de iken de İslâm'ın yayılması için kâfirlerle cihad ediyordu ama onunki savaş değil, düşünce alanında idi. Furkan 42/52 âyetinde Hz. Peygamber'e, silâhla değil, fakat Kur'ân ile cihadetmesi emredilmiştir ki bu, manevi cihaddır.” (Prof. Dr Süleyman Ateş 20 Ekim 2011)

***

Ressam Günen devam ediyor:

“Peki, Kılıçdaroğlu, başlattığı yürüyüşteki adalet talebinde haklı mıdır? Kesinlikle haklıdır!
Bırakın neredeyse tüm dünyanın yürüyüşü desteklemesini, ülkemizde devleti yönetenler bile zaman zaman adaletten rahatsızlıklarını dile getiriyor ve özellikle tutuksuz yargılama süreçlerinin zulme dönüşmesinden yakınıyorlar.

Ama “Bu kadarı da olmaz!” diyen aynı kişiler, yakınmayı bir yana bırakıp, zulme neden olan uygulamayı bir gecede değiştirebileceklerini unutuyorlar! Bu davranış, kesinlikle Kuran'a aykırıdır.

Çünkü kumpas davalarından bu güne kadar gelen süreçte sayısız insan adaletsizlik nedeniyle mağdur edildi. Aralarında sahte delil ve suçlamalarla yıllarca hapis yatanlar, ölenler, canına kıyanlar oldu.

Buna karşın tüm uyarılara rağmen adaletsizliğin bu noktaya gelmesinden sorumlu olan yetkililer “Aldatıldık, yanılmışız” demekle yetindiler.
Sadece bu cümleleri kullanmış olmaları bile adalet için yürüyenlerin ne kadar haklı olduklarının tüm dünya önünde tescili anlamına gelir.

“Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun” ve “Size ne oluyor da zulme, haksızlığa uğrayan mazlumlar, kimsesizler için Allah yolunda mücadele etmiyorsunuz” diyen Kuran ölçeklerine göre; “Adalet Yürüyüşü” bir cihattır.
Bu Kuran dışılığı göremeyen yetkililerin Kılıçdaroğlu'nu eleştirmek yerine ona teşekkür edip adaleti sağlamaları dinleri gereğidir...”

***

Mustafa Günen'e teşekkür ediyor ve Büyük Önder Atatürk'ün eşsiz emaneti Cumhuriyet'in taşıyıcı kolonlarından laik eğitim anlayışını ısrarla çökertmeye çalışan zihniyete soruyorum:
Madem cihat müfredata giriyor, o halde “Adalet Yürüyüşü”nü de “cihatın son ve başarılı örneği olarak” derslerde çocuklarımıza okutacak mısınız?..