Gündem

"Adalet olmadan, zulüm bitmeden, yüreğinde sevgiye yer olmayanlarla barış gelir mi?"

Şebnem Korur Fincancı: Dünya olarak barışa en çok ihtiyaç duyduğumuz gündeyiz

01 Eylül 2016 11:00

Bugün 1 Eylül Dünya Barış günü. Dünya Barış Günü vesilesiyle yazarların, aydınların, akademisyenlerin, sanatçıların, avukatların, LGBTİ'lerin, sivil toplum kuruluşları barış çağrılarında bulundu. Sami Elvan, 10 Ekim Ankara Barış Mitingi'nde kardeşini kaybeden Serap Yurtman, Ali İsmail Korkmaz'ın annesi Emel Korkmaz'ın hepsinin söylediği tek bir kelime vardı. "Barış"

Hrant Dink'in eşi Rakel Dink "Adalet olmadan, zulüm bitmeden, yüreğinde sevgiye yer olmayanlarla barış gelir mi" derken, Şebnem Korur Fincancı da "Dünya olarak barışa en çok ihtiyaç duyduğumuz gündeyiz" diye konuştu.

Cumhuriyet'te "Barış istiyoruz" başlığıya yayımlanan haber şöyle:

Biz anneler barış için tek ses olmalıyız: Halime Encü (Roboski katliamında oğlu Serhat’ı yitirdi) “Nasıl ki 1707 gün önce devletin savaş uçaklarıyla hunharca katledilen oğlum Serhat Encu için adalet istediysem yaşadığım acıya rağmen bu ülkede silahların susması, Kürt’ü Türk’ü ile hiçbir insanımızın ölmemesi, hiçbir annenin ağlamaması, benim yaşadığım acıyı yaşamaması için içten ve bütün samimiyetimle barışı hep istedim. Eğer bu ülke ye gerçek barışı getirmek istiyorsanız Roboski’den başlayın diye talepte bulunduk. Ama bu çağrılarımıza 5 yıldır kulak tıkıyorlar. Bugün ülkenin her yerinde yaşanan acıları, ölümleri durdurmanın tek yolu barıştır. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde biz anneler barış ve huzur için tek yürek ve tek ses olmalıyız.”

Biraz olsun nefes almak istiyoruz: Serap Yurtman (Ankara 10 Ekim Barış Mitingi katliamında kardeşini kaybetti) “Suruç içimizde onulmaz bir yara açtı. 10 Ekim’de umutlarım çöktü. Barışı, kardeşliği, annelerin, çocuklarını ağlamamasını isteyen, yüzünden gülümsemeyi eksik etmeyen 23 yaşındaki Şebnem’i ve arkadaşlarını öldürdüler. Tüm umudumu Şebnem’le birlikte gömdüler. Kızım Derin Mavi için ayakta kalıyorum. 10 Ekim’den sonra her gün bombalar patladı, yüreğimizde sürekli yaralar açıldı. Gaziantep’te düğünü bile kana buladılar, bize acısız bir gün bırakmadılar. Biraz olsun nefes almak istiyoruz"

Her günümüz barış olsun: Sine Kılıç (Suruç katliamında kardeşi Nartan ve annesi Ferdane Kılıç’ı yitirdi) “Bir dünya düşünün ama çocuk gözünden. Nereden geldiğini, ne olduğunu bilmediği bir dünya ülkesinde gözlerini açıyor. Yaşı ilerledikçe acıyı, hüznü, sevinci yaşıyor. Bir de savaşı ve yıkımı. Ardından çıkarlar bir olursa savaşı yaşadığı ülkesinde barış oluyor. Savaşın en yaralıları; çocuklar. Barış ancak; yıkılmış kentlerin olmadığı, çocukların tacize ve tecavüze uğramadığı; gelin ve işçi olmadığı bir dünya kurduğumuzda gelecek. Cumartesi anneleri sadece bir günün adında kaldı. 1 Eylül de öyle. Her günümüz cumartesi her günümüz barış olsun...”

O olmadan hiçbir şeyin önemi yok: Abdurrahman İnce (Cizre’de 89 günlük yeğeni Miray’ı kaybetti) “Hep barış istiyoruz, barışı bekliyoruz. Barış olmadan hiçbir şeyin önemi yoktur. Bu ülkede, demokrasi olsun, kardeşlik olsun, barış olsun, kan dursun, ölümler, cenazeler dursun istiyoruz. Artık yeter barış olsun. Bu güzel ülkede barış ve kardeşlik için ne yapmamız gerekiyorsa hepimiz yapalım.”

Canlar yanıyor tek isteğimiz barış: Mehmet Emin Kazanhan (Cizre’de 12 yaşındaki oğlu Nihat Kazanhan’ı polis öldürdü) “Barışa hasret kalmışız. Ne zaman barış denilse bir karanlık güç ortaya çıkıyor. Herkes samimi olsa barış gelir. Hâlâ umudumuz var barış için ama zor gözüküyor. Herkesin canı yanıyor. Kürt olsun Türk olsun canlar yanıyor. Hepimiz için barış önemli. Oğlum öldürüldüğünde de barış demiştim. Benim oğlum oyun oynarken vuruldu. Barış istemeyenler öldürdü oğlumu. Tek isteğimiz barış.”

Umudu elden bırakmamak lazım: Emel Korkmaz (Gezi Direnişi’nde oğlu Ali İsmail Korkmaz öldürüldü) “Umarım en kısa zamanda bu ülkede barış sağlanır. Artık ne diyeceğimi de bilemiyorum. Her şey daha kötüye gidiyor. Umut pek yok içimde ama yine de umudu elden bırakmamak lazım.”

Artık çocukların ölmesini istemiyoruz: Elif Mutluoğlu (Şehit annesi 60 yaşında) “Ülkemizde ve bölgemizde terörün bitmesini istiyorum. Bölgemizde barış görmek istiyoruz. Allah başka kimsenin ailesine ateş düşürmesin. Başka analar ağlamasın. Artık çocuklarımızın ölmesini istemiyoruz. Biz ağladık, başka anne, babalar ağlamasın.”

Aslı Vatansever (Barış İçin Akademisyenler’den) “Barış konusunda görüşlerimizin net olduğunu düşünüyorum. Barış için mesleklerimizden edildik, çoğumuz yurtdışına gitmek durumunda kaldık, arkadaşlarımız hapse atıldı, dışarı çıkmış olsalar bile davaları hâlâ sürüyor. Kişisel olarak verdiğimiz her türlü zaiyatı önemsemeyecek şekilde barışın önemli olduğunu düşünüyoruz. Ancak bu şekilde sesimizi duyurabileceğiz.”

Ayşe Pamuş (İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Sekreteri) “Barış içinde yaşamak bütün insanarın en doğal hakkıdır. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde ülkemizde ve tüm Ortadoğu’da devletlerin savaş ve baskı politiklarından vazgeçerek, demokratik uygulamaları gerçekleştirmesini talep ediyoruz. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü bir anma günün olarak değil, barışın kutlandığı bir gün olmasını istiyoruz.”

Raşit Tükel (Türkiye Tabipler Birliği Başkanı) “1 Eylül İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı gündür. 77 yıl oldu ancak hâlâ ülkemizde ve dünyada savaş devam ediyor. Çatışmalarda kadınlar ve çocuklar ölüyor. Bizler hekimler olarak, yaşamı savunuyoruz ve savaşsız, çatışmasız bir dünya istiyoruz.”

Barış, sevgi olmadan gelir mi?
Barış, barış diyenlere sorum var: Silah fabrikaları durmadan barış gelir mi? Barış, barış diyenlere sorum var: Adalet olmadan, zulüm bitmeden barış gelir mi? Barış, barış diyenlere sözüm var: Yüreğinde sevgiye yer olmayanlarla barış gelir mi? (Rakel Dink)


Bu düşten vazgeçmeyeceğiz
Barışa dair umudumuzu hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. İnsanların birbirini katlettiği, bu katliamların da devlet eliyle olduğu bir ülkede biraz karamsarım. Barışın, huzurun, demokrasinin ülkemize yerleştiği ve kimsenin kimseyi katletmediği bir ülkeyi düşlüyoruz. Bu düşten vazgeçmeyeceğiz. Katledilen insanlar için adaletin yerini bulmasını ve o hayatları yok edenlerin de yaptıklarını bedelini ödemelerini diliyorum. Ezilen insanları selamlıyorum.. Umarım tez vakitte, bu ülkede de adalet haklının yanında olur. Barışın ve kardeşliğin gelmesini umutla bekliyoruz.
Sami Elvan

Hamdi Gezmiş (Deniz Gezmiş’in kardeşi)

“Mustafa Kemal Atatürk, ‘Barış, ulusları mutluluğa ulaştıran en iyi yoldur’ demiş. 1 Eylül Dünya Barış gününde tüm insanların kardeşlik duyguları içinde geçirilmesini dilerim.”

Zübeyde Tepe (Özgür Gündem gazetesinin öldürülen muhabiri Ferhat Tepe’nin annesi)

“Bugün dünya barış günü. Bütün dünyaya barış gelsin istiyorum. Çocuklarımızı götürdüler katlettiler. Bizleri memleketimizden sürgün ettiler. Biz anneler olarak artık ölüm istemiyoruz. İnsan dünyaya bir kere geliyor. O da yaşamak için... Bugün oğlum Ferhat Tepe, ve diğer çocuklarımız yaşasaydı onlarda barış bayrağını sallardı. Çocuğumun kalemi vardı, silahı yoktu. Çocuklarımız barıştan yanaydı.”

Şebnem Korur Fincanı (Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı)

“Dünya olarak barışa en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemdeyiz. Dünyanın her köşesinde savaş var. Özellikle bizim ülkemizin de bulunduğu Ortadoğu’da. O yüzden bu sene barış günü daha önemli. Barış için bir arada durmak zorundayız. İnsanlık için barış dışında bir seçenek yok.”

Profesör Iona Kuçuradi (Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı, Maltepe Üniversitesi İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü)

Barışı gerçekten isteyenlerin, barışın nasıl bir durum olduğunu bilmeleri ve bu bilgiyle bu durumun ortaya çıkması için çalışmaları, en azından ortaya çıkmasını engelleyen kararlar vermemeleri ve eylemler yapmamaları gerekiyor. Nedir barış? Ulusal düzeyde barış, aynı şeyle ilgilerinde iki taraf yaratmayan bir düzendir, yapısı gereği, aynı şeyle ilgili olanların karşı karşıya gelmesine kendisi neden olmayan bir düzen, bir koşullar bütünüdür: Bir ülkede insan haklarının ve bu hakların o ülkenin koşullarında gerektirdiklerinin yerine getirilmesiyle ortaya çıkan durumdur. Bu Barış Günü’nde, yaşamakta olduğumuz bu zor günlerde, ülkemizde barış isteyen herkesin, böyle bir durumun yaratılmasına yapabileceği katkıları düşünmesi, sonra da onları yapması, en başta da adaletsizliklerin yapılmasını olabildiğince önlemesi dileğiyle.

Enis Batur

“Yurtta Savaş Cihanda Savaş yanlılarının yüzlerini boyadığı, durmadan silahlarını doldurduğu bir ortamda bir ne pahasına olursa olsun barış yanlısı olarak kendimi trajikomik bir köstebek gibi hissediyorum.”

Sevgi İnce (Barış İçin Kadın Girişimi Aktivisti)

“Özellikle Ortadoğu’da Suriye’de ve dünyanın her yerinde oluk oluk kan akar barış için. Mücadele etmek her zamankinden çok daha acil ve önemli olmaktadır. Ülkemizde 40 yıldır binlerce ölüm faili meçhuldur. Tutuklama ve yerinden edilmeleri devam eden savaş yeni ve çok daha korkunç bir hal aldı. Ortadoğu ve ülkemizde yaşanan çatışmalı ortamın son bulması, bireyin bireyle ve toplumla eşit ve özgür bir yaşam için bir mücadele zemini oluşturmak gerekli. Savaşın kazananı, barışın kaybedeni yoktur. Kadın girişimiyle, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle çeşitli eylem ve etkiler içerisinde olacak savaşlardan en çok etkilenen kesim kadınlar olduğu için sesleri daha gür çıkan kadınlar olarak bu seneki temamız savaşın son bulması, barış için müzakerelerin başlaması olacaktır.”

Ebru Kırancı (LGBTİ Başkanı)

“1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, “Dünya Barış Günü” için haykırmak istiyorum. Ama sadece haykırmak yetmez. Bizim insanlarımız önlerinde geçen senaryoyu, oyunu sadece film gibi seyrediyor. Herkes sessiz kalıyor. HDP’nin ve CHP’nin katılımıyla Bakırköy’de yapılacak olan Barış Blok’u yürüyüşüne herkes katılmalı ve herkes destek vermeli çünkü bu çok önemli

 

Sezgin Tanrıkulu (CHP İstanbul Milletvekili)

“Türkiye son yıllarda her 1 Eylül’e barış ihtimalinden uzaklaşarak giriyor. Türkiye’ye uzun süredir böyle bir kaos ortamı hâkim olmamıştı. Geçen yıl asker, polis, sivil fark etmeksizin 1552 kişi öldü. 440 kişi ise yargısız infazla öldürüldü. Bunlardan 75’i çocuktu. Özellikle iktidar silahı şiddet ve savaş için kullanmaktan vazgeçmeli. Türkiye’nin içeride ve dışarıda savaş odaklı politikalardan vazgeçmesi elzemdir. Savaş Türkiye’yi barıştan her gün biraz daha uzaklaştırıyor.”

Filiz Kerestecioğlu (HDP İstanbul Milletvekili)

“Türkiye’de insanların artık ölmemesi, müzakereye dönülmesini ve barış olmasını istiyorum. Biz bunun için elimizden geleni yapıyoruz. Herkesinde elini taşın altına koyması gerekiyor. Artık dünyadaki kirli ellerin çekilmesini, bunun kadınların öncülüğünde bir barış hareketi yapılması gerekiyor.”

Onur Akgül (Kuzey Ormanları Savunması Aktivisi)

“Bugün 1 Eylül 2017. Varlık fonu ve Madde 80’i içeren torba yasa iptal edildi. 3. köprü açılır açılmaz sökülüp kaldırıldı. 3. Havalimanı projesi durduruldu. Kısırkaya Hayvan Toplama Kampı kapatıldı. Mehmet Cengiz tutuklandı. AKP iktidarı tüm hukuksuzlukların hesabını yargı önünde vereceğini ilan etti. Kadınlardan, çocuklardan, LGBTİ bireylerinden ve hayvanlardan özür dilendi, eşitliklerini sağlayan yasal düzenlemeler yapıldı. Mesleklerini yaptığı için hapsedilen gazeteciler salındı. Barış akademisyenlerinden özür dilendi. Berkin Elvan’ın katili hapsedildi. Türk ve Kürt halkı barıştı. Toplumsal barış sağlandı. Barıştım, barıştınız, barıştılar...”

Lami Özgen (Kesk Başkanı) “Dünya Barış Günü’nde eşitlik, barış, laiklik en büyük talebimiz. Sınırlarımız ötesindeki savaşa karışmaktan vazgeçilmeli, tekçi otoriter yönetim anlayışı değişmelidir. Kanun Hükmünde Kararnameler’in (KHK) yerine demokratik yönetim gelmelidir. Bazı illerde KHK’ler gerekçe gösterilerek Barış Mitingleri yasaklanmış. Barış yasaklanamaz.

Kani Beko (Disk Başkanı)

“Savaş, ölüm, acı, gözyaşı ve yıkım demektir! Savaş, cinayet demektir! İşçi sınıfı olarak özlemimiz, kimliği, kültürü, dili, dini, mezhebi, görüşü ne olursa olsun, üzerinde eşit haklara sahip yurttaşlar olarak barış içinde yaşayacağımız, demokratik bir Türkiye özlemidir. Çünkü bizler bilmekteyiz ki, işçilerin göz renkleri ne olursa olsun gözyaşları aynıdır"

Gökhan Durmuş (Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şube Başkanı)

“Türkiye son bir yıldır patlayan bombalar, yıkılan kentler ve OHAL’lerle dünya gündeminde yerini alıyor. Bu süreçte yüzlerce insan yaşamını yitirdi. Şimdi Cerablus’a yapılan askeri müdahale ile başka bir ülkenin sınırları içerisinde de bir savaşa girildi. IŞİD gibi kanlı bir terör örgütü Türkiye sınırları içerisinde bombalar patlatırken, biz ülke olarak Süriye sınırları içerisindeyiz. Kendi ülkesinde huzuru, barış ve güven ortamını sağlayamayan bir iktidarın başka bir ülkeye barış götürmesi beklenmemelidir. Türkiye’deki bütün gazetecilerin isteği barış haberi yapmaktır. 1 Eylül 2016 bizler içinde barış haberlerini yapabileceğimiz bir milat olmasını temenni ederiz.”

Pınar Türenç (Basın Konseyi Başkanı)

"Yüzü aşkın yazar, çizer,muhalif, gazeteci, sosyal medya kullanıcısı, şair evinden, iş yerinden derdest edilip gözaltına alınırken, tutuklanırken, yine yüzü aşkın basınyayın organı kapatılırken,el konulup kayyumlara teslim edilirken, yayın yasakları getirilirken, ülke çapında anaların gözyaşı dindirilemezken, bomba yüklü çocuklarca çocuklar yok edilirken, ülkemde ‘BARIŞ’ rüzgârının estiğini söylemek çok zor. Başta özgür düşünceyi, insan haklarını, demokrasiyi sonuna dek savunmak, geleceğimiz için herkesin görevidir. Bunu başaracağımıza da inanıyorum.”


Turgut Dedeoğlu

(Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Sekreteri) “İktidarın savaş, şiddet ve barış politikalarına karşı meslektaşlarımızı 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde dayanışmaya davet ediyoruz. Biliyoruz ki en kanlı zorbalık dönemlerinden bile çıkmayı başaran ülkemiz gazeteciliği kimsenin zulmüne boyun eğmeyecektir.”