Gündem

Adalet Nöbeti'nde 'Dışarıdaki Gazeteciler' konuştu: Hakikati savundukları için...

"Yeteneksizliğimin kayda geçirilmesinden rahatsızım. Biz dışarıdakiler delilleri karartamıyoruz"

15 Eylül 2017 08:41

Cumhuriyet Gazetesi'nin tutuklu avukatlarına destek olmak için tutulan Adalet Nöbeti’nin 24'üncü buluşmasında, Dışarıdaki Gazeteciler, CHP vekili Barış Yarkadaş, ve Cumhuriyet Vakfı Onur Başkanı Orhan Erinç katıldı. Dışarıdaki Gazeteciler adına konuşan gazeteci Banu Güven "Cumhuriyet gazetesinden dostlarımız ve meslektaşlarımız, gazetecilik yapılan bir kurumda çalıştıkları için, hakikati söyledikleri ve savundukları için cezaevinde tutuluyorlar” dedi.

Cumhuriyet'te yer alan haber aynen şöyle:

Gazetemizin yayın politikasının hedef alındığı dava kapsamında asılsız ve akıl dışı iddialarla tutuklu bulunan avukat Akın Atalay nezdinde tüm haksız tutuklamalara karşı çıkmak için avukatların Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde başlattığı Adalet Nöbeti dün 24’üncü kez tutuldu.

Dünkü nöbete katılan Dışarıdaki Gazeteciler adına açıklama yapan gazeteci Banu Güven, hakikat peşinde olanların iktidarlar tarafından her zaman yok edilmeye çalışıldığını vurguladı. Güven, “Cumhuriyet gazetesinden dostlarımız ve meslektaşlarımız, gazetecilik yapılan bir kurumda çalıştıkları için, hakikati söyledikleri ve savundukları için cezaevinde tutuluyorlar” dedi.

İddialar gerçek dışı

Cumhuriyet Vakfı Başkanı ve yazarımız Orhan Erinç de şu konuşmayı yaptı: “Öncelikle İstanbul Barosu’nun sayın başkanına, yönetim kurulu, savunmanlığımızı gönüllü olarak üstlenen avukatlara, katılımcılara ve meslektaşlarımıza şahsen ve arkadaşlarım adına teşekkürlerimizi sunuyorum. Ben toplu basın asliye ceza mahkemesince, ağır cezada ve sıkıyönetim mahkemesinde yargılandım. Devlet güvenlik mahkemesinde yargılanmamıştım. Bugünlerde de o eksiğimi giderdiğimi düşünüyorum.

Yargılanmak, gazeteciliğin doğal sonucuna dönüştüğü için rahatsızlık duymuyorum. Ama yeteneksizliğimin kayda geçirilmesinden rahatsızım. Biz dışarıdakiler delilleri karartamıyoruz ama vakıf ve yayıncı şirket yöneticisi olarak tutuklu bulunan Akın çıkarsa değiştireceği belirtiliyor. Acaba “Akın’ı kutlamak mı gerekiyor” diye düşünmedim değil. Peki, çıkarsa neyi değiştirecek? Cumhuriyet Vakfı karar defterleri savcılığa teslim edildi. Kopyaları asliye hukuktaki dava dosyasında. Kimi bölümleri de Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nde. Murat, Kadri ve Ahmet’in suç yüklenmeye çalışılan başlıkları, yazıları ve haberlerinin örnekleri de dosyada, dışarı çıkınca, olanaklı değil ama yeniden yazıp hazırlayıp bastırsalar, dava dosyasına nasıl sokuşturacaklar? Cumhuriyet Vakfı’nın ve yayıncı şirketin muhasebe kayıtları da Maliye Bakanlığı’nda, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde ve MASAK arşivinde. Emre çıksa hangisini ve neresini değiştirecek? Değiştirse bile nereye koyacak?

Tutukluluğa gerekçe gösterilen nedenlerden biri de üç tanığın çağrıya uymaması. Bunlardan biri, siyasal nitelikli saldırıya, başvurusu ile olanak sağlayan kişi. İkisi de Aydınlık gazetesinin yazarı. 25 Eylül’de de gelmezlerse tutukluluk bu kez de uzar mı bilmiyoruz.”

HHB okuldur

Nöbete katılan Çağdaş Hukuçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı da Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın avukalarının gözaltında tutulmasına tepki göstererek “Türkiye’nin bir çok yerinden İstanbul’a getirilen avukatların iki ortak noktası var. Bunlardan birincisi hepsinin Nuriye ve Semih’in davasıyla ilgilenmeleri, ikincisi ise Halkın Hukuk Börosu geleneğinden geliyor olmaları, bilinmeli ki Halkın Hukuk Bürosu bir adalet okuludur” dedi. Kozağaçlı, basını ve Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın davasına destekçi olan herkesi, gözaltına alınan avukatlara sahip çıkmaya çağırdı.