Gündem

Adalet Bakanı: Türkiye'de çok net bir başkanlık uygulamasını biz yaşıyoruz zaten

"Burada işkence ve kötü muameleye tolerans gösterilmez"

16 Ekim 2016 01:13

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Atatürk dönemi fiili bir başkanlık sistemidir. O dönemdeki başbakanların İsmet İnönü dışında kaç tanesinin adını sayabiliyorsunuz? Konunun uzmanları bile peş peşe bir dakikada başbakanların isimlerini sayamaz. Neden, çok açık başkanlık sistemi" dedi.

Cezaevilerinde işkence ve kötü muamele iddialarına da değinen Bekir Bozdağ, "Burada işkence ve kötü muameleye tolerans gösterilmez" dedi.

Bozdağ, Yozgat’ta AKP İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı. ‘

Başkanlık sistemi



Başkanlık’ sistemi tartışmalarıyla ilgili MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Artık bu başkanlık sistemi tartışmasına bir nokta koyalım. Halka soralım, halk ne diyorsa, ona da saygı duyalım" sözünü doğru bulduğunu söyleyen Bozdağ’ın açıklamaları şöyle:

Bu tartışmayı ya parlamento sona erdirecek 367 bulunur, halka gidilmezse veya reddedilirse o zaman parlamentoda son bulur. Ya da her şartta halka gidilir, halk karar verir, ona göre bu işe nokta konur. O zaman bu tartışmayı sonlandırmak lazım. Ben de aynı kanaatteyim"
 

 "Atatürk dönemi fiili bir başkanlık sistemidir"



Türkiye'de parlamento çoğunluğuyla cumhurbaşkanının aynı siyasi gelenekten geldiği dönemlerde zaten fiili bir başkanlık sistemi oluyordu. Atatürk dönemi fiili bir başkanlık sistemidir. O dönemdeki başbakanların İsmet İnönü dışında kaç tanesinin adını sayabiliyorsunuz? Konunun uzmanları bile peş peşe bir dakikada başbakanların isimlerini sayamaz.

Neden, çok açık başkanlık sistemi. Adı parlamenter bile olsa uygulaması başkanlık sistemi. Menderes dönemi de öyledir. Rahmetli Bayar ile Menderes aynı partiden bakarsanız. Şimdi AK Parti dönemine geldiğimizde de durum daha farklı. Özellikle 10 Ağustos 2014'te Cumhurbaşkanının ilk defa Türkiye'de halk tarafından seçilmesiyle esasında eski cumhurbaşkanlarına göre demokratik meşruiyeti daha güçlü olan, yetkisini halkın vekillerinden değil, bizzat halkın kendisinden alan bir cumhurbaşkanı seçildi.

Cumhurbaşkanının anayasadaki yetkilerine bakarsanız parlamenter sistemde olmaması gereken yetkiler var. Başkan yetkileri gibi. Hatta bazı yetkiler başkanlarda dahi yok. Bizim anayasamızda cumhurbaşkanlarına verdiği yetkiler. İktidar çoğunluğu da belli AK Parti grubunun.
 

CHP, Türkiye'de başkanlık uygulaması yok deyince ortadaki gerçek ortadan kayboluyor mu?



Çünkü, anayasa ve iç tüzüğümüz TBMM komisyon ve genel kurulunda bütün çoğunluğu iktidara veriyor. İktidarın 'evet' demediği bir yasama ve denetim faaliyetinin yapılabilme imkanı yok. Şu anda iktidar çoğunluğu kimde, AK Parti'de. Cumhurbaşkanımız da yüzde 52 ile seçilmiş. O da AK Parti'nin kurucu lideri. O zaman çok açık Türkiye'de de bir fiili durum var.

CHP Türkiye'de başkanlık uygulaması yok deyince ortadaki gerçek ortadan kayboluyor mu? Yüzleşelim bununla. Kim ne derse desin. Daha öncede söyledim, Türkiye'de çok net bir başkanlık uygulamasını biz yaşıyoruz zaten. Bunun adını koymak doğru olandır. Yok, başkanlık sisteminin adını koyamayacaksak o zaman parlamenter sistemin tartışmalı olmaktan da çıkarmamız lazım. Bunu yolu Bahçeli'nin dediği gibi TBMM'ye konuyu taşımaktır.

Başbakanımız açıkladı. 367'nin bile üzerinde çıksa halka gideceğiz. Halkımız dedi ki 'başkanlık sistemini kabul ediyorum.' Mesele, tartışma biter, başkanlık sistemine geçilir. Halkımız dedi ki 'başkanlık sistemini kabul etmiyorum.' Yine mesele biter, artık parlamenter sistemi tartışmaktan vazgeçeriz. Bu sistemle Türkiye yoluna devam eder.
 

‘Başkanlık sistemini halka soralım'



Türkiye'yi artık başkanlık sistemi tartışmalarıyla yormanın kimseye bir faydası yok. Gelin adres belli. Halkımıza soralım. Halk ne diyorsa onun kararını hep beraber saygıyla kabul edelim ve Türkiye yoluna böyle devam etsin diyorum. İnşallah parlamentoda böyle bir uzlaşma zemini olur ve Türkiye bu meseleyi tartışma konusu olmaktan çıkarır ve sitem tartışmalarına son noktayı koyar. Önümüzdeki günlerin bu tartışmalarla çok daha farklı olacağını tahmin ediyorum. Umarım ülkemiz bu tartışmaları fazla uzatmaz ve ne yapılacağına karar verir, yoluna devam eder."
 

Cezaevlerindeki işkence iddiaları



Türkiye’de kötü muamele ve işkence kime yapılmış kardeşim, isim yok. Kim yapmış, isim yok. Hangi ceza veya tutukevinde yapılmış, adres yok, ne zaman yapılmış, yok. Hem bunları söylemiyorlar, hem de Türkiye’yi suçluyorlar. Söyleyin biz inceleyelim doğru mu değil mi ona bakalım. Doğruysa gereğini yapalım doğru değilse iftira olduğu ortaya çıksın. Aleyhte propaganda yapıyorlar ki, bu propagandaları iftiraların bir iftira olduğunu bir algı operasyonu olduğunu ispat etmemize imkan vermiyorlar.
 

Burada işkence ve kötü muameleye tolerans gösterilmez


Burada işkence ve kötü muameleye tolerans gösterilmez, sıfır tolerans var. Zaman aşımını işkence ve kötü muamelede kaldıran hükümet biziz. 50 sene sonra da olsan bunun hesabı sorulur diye yol açan biziz. Ama bu iftiraları yayıyorlar, yaymaya devam ediyorlar. Ne kadar iftira ederseniz edin, bizi bu konuda lekelemeyi başaramayacaksınız.

Türkiye’de cezaevlerinin uluslararası hukuk çerçevesinde denetimi açık gelin bakın. Onun için bir karar aldık, Türkiye’de ceza ve tutuk evlerinde kötü muamele ve işkence iddiaları çıktığında hemen anıda araştırma yapıp basın açıklaması yapılması konusunda talimat verdim.

Çünkü yalan bir saniye dahi hayat bulmasına Allah’ın izni ile izin vermeyeceğiz. Yalanları bir bir ortaya dökeceğiz. Kimsenin endişesi olmasın, terör örgütlerinin ve bu terör örgütlerinin gönüllü elçilerinin ve Türkiye’yi itibarsızlaştırmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürülmesine asla izin vermeyeceğiz.

İlgili Haberler