Gündem

AB’nin Türkiye’ye sığınmacılar için 3 milyar Euro mali desteği ‘siyasi rüşvet’ mi, muhalefet ne diyor?

Muhalefet milletvekilleri, Türkiye-AB görüşmelerini T24'e değerlendirdi

01 Aralık 2015 00:15

Avrupa Birliği’nin Brüksel zirvesinde çıkan ve Türk medyasının ‘başarı’ diye sunduğu kararlar tartışıyor. CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, AB komisyonu ve üye ülkelerin katkılarıyla Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılar için ‘başlangıç olarak’ verilecek olan 3 milyar Euro'yu 'siyasi rüşvet’ olarak nitelendirdi.

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, AKP’nin AB ile mülteci politikasına karşın, Türkiye’deki insan hakları ihlallerini, basın özgürlüğünü kısıtlanmasına ve insan haklarını temel ilkelerinin ayaklar altına alınmasına göz yumduğunu söyledi. “Bu bir siyasi rüşvettir” diyen Yarkadaş, AB’yi bir kez daha ikiyüzlü ve çıkarcı bir politika gütmekle suçladı.

TBMM AB Uyum Komisyonu Üyesi Selina Doğan, Türkiye’ye verilecek paranın denetiminin çok iyi izlenmesi gerektiğine dikkat çekerken, sığınmacılara artık ‘mülteci’ denmesini gerektiğini söyledi.

 

"Bunu her iki taraf için de samimi bulmuyorum"

 

MHP Osmaniye Milletvekili Doç. Dr. Ruhi Ersoy, Türkiye-AB zirvesinden alınan kararların detaylarını bilmediğini ifade ederek. “Ama AB-Türkiye ilişkilerini konjonktürel ilişki olarak devam etmesini sağlıklı bulmuyorum, samimi bulmuyorum . Bunu her iki taraf için de samimi bulmuyorum”diye değerlendirdi

Muhalefet milletvekillerinin T24’e değerlendirmeleri şöyle:

Barış Yarkadaş: Avrupa Birliği’nin Türkiye ile girdiği bu son müzakereler AKP hükümeti açısından utanç vericidir. AKP hükümeti mülteci politikası karşılığında 3 milyar Euroluk rüşvet almış. Bunun karşılığında Türkiye’yi mültecilerin kimseyi kırmak istemiyorum ama depolanacağı bir alana çevirmiştir. Bu bizim açımızdan büyük sorunların doğmasını beraberinde getirecektir. Sadece geçen yıl Türkiye üzerinden Avrupa’ya kaçak olarak gitmeye çalışan mülteci sığınmacı sayısı 650 bindir. Her yıl ortalama 500 bin kişi Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmeye çalışıyor.

 

"AKP bunu neye dayanarak kabul etti, anlamakta zorluk çekiyorum"

 

Şimdi, Davutoğlu’nun kabul etiği son anlaşmayla birlikte Türkiye’ye neredeyse her yıl 500 bin insanın gönderileceği ortaya çıkmıştır. AKP böyle bir şartı nasıl kabul etti, neye dayanarak kabul etti doğrusu anlamakta zorluk çekiyorum. 3 milyar Euro’luk rüşvetle böyle bir anlaşmanın yapılması ayıptır. Bunu adı siyasi rüşvettir. AKP AB ile bir takas yapmıştır. O takas şudur; AB mülteci politikası karşısında Türkiye’deki insan hakları ihlallerini, basın özgürlüğünü kısıtlanmasına ve insan haklarını temel ilkelerinin ayaklar altına alınmasına göz yummuştur. AB bir kez daha ikiyüzlü ve çıkarcı bir politika gütmüştür.

 

"Bu insanları misafir diye tanımlayamayız, 4 yıl geçti mülteci dememiz gerekiyor"

 

Selina Doğan: Maalesef Suriye ile ilgili genel olarak Avrupa üzerine düşeni yapmadı, yapmadığı gibi bölgede mezhep çatışmalarını körüklediğini de söyleyebiliriz. Bu insanları misafir diye tanımlayamayız. 4 yıl geçti mülteci dememiz gerekiyor. Dünyadaki göç hareketlerine baktığımızda bu insanların ülkelerine barış gelse bile çoğunun geri dönmeyecekleri belirtiliyor. Bu nedenle yapılması gereken makro politikalarla entegre etmenin bir yolunu bulmak. Kendi vatandaşlarımızla haksız rekabete yol açmadan. Biz parti olarak bir bakanlık kurulmasını öneriyoruz. 2 milyonu aşkın bir insan var. Şimdi bu parayla ilgili olarak biz şu anda muhalefet partisi olarak bir denetimin önemli olduğunu görüyoruz.

 

"AB-Türkiye ilişkilerinin devam etmesini sağlıklı bulmuyorum"

 

MHP Osmaniye Milletvekili Doç. Dr. Ruhi Ersoy: AB-Türkiye ilişkilerini konjonktürel ilişki olarak devam etmesini sağlıklı bulmuyorum, samimi bulmuyorum . Bunu her iki taraf için de samimi bulmuyorum. Bizim parti olarak bir ifademiz var. AB ile ilişkilerimizde onurlu duruş ifadesini vurguluyoruz MHP olarak. Ama hükümet konjonktürel olarak AB ile olan ilişkileri güncelliyor. Geçmişte Brüksel aşkı vardı. 2003’lü yıllarda, resmi ideolojiden kurtulmanın yolu Brüksel’den geçiyor anlayışıyla herkes AB’ci kesilmişti. Ama daha sonraki sürece geldik baktık ‘Avrupa’da neymiş, biz kimiz biliyor musunuz’ noktasında meydan okuyucu bir dil vardı. Mülteci krizinin ortaya çıkması Avrupa’nın Ortadoğu’daki olanlara artık kamuoyu nezdinde duyarsız kalınmamasından kaynaklı bir mecburiyet oldu. Ne zaman ki o sahile vuran bebek cesedi ortaya çıktı, Avrupa kamuoyu sarsıldığı için Avrupa’nın siyasetçileri bir şeyler yapma ihtiyacı hissetti. Yani siz sebeplerle ve yaşanılırken ki krizle değil de sonuçlardaki birtakım insan hakları ihlalleri kamu vicdanında karşılık görünce mi tedbir alıyorsunuz ey Avrupa deme ihtiyacı hissediyorum.

 

"Sıcak para başımızı çok ağrıtır"

 

Türkiye’nin uluslararası ilişkilerini konjonktürelpozisyonlarda sıcak paraya dayalı bir ülke olmaması gerektiğini kaydeden MHP Osmaniye Milletvekili Ersoy, “Bu ilişkiler ve sıcak para meselesi çok başımızı ağrıtıyor bizim”

 

İlgili Haberler