Gündem

ABD'den Can Dündar ve Erdem Gül'ün mahkûmiyet kararına: Türkiye'yi anayasasına uymaya çağırıyoruz

MİT TIR'ları davasında Can Dündar 5 yıl 10 ay, Erdem Gül 5 yıl hapis cezası almıştı

08 Mayıs 2016 10:59

ABD yönetimi Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkında verilen mahkumiyet kararlarından endişe duyduğunu özel bir açıklama yayınlayarak duyurdu. ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve Sözcüsü John Kirby, "Türkiye’nin dostu olarak ABD, Türkiye’ye, aralarında adil yargılanma, yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğünün de bulunduğu demokrasinin temel ilkelerine dair anayasasında yer alan ve AGİT’e vermiş olduğu taahhütlerine bağlı kalması yönünde bir kez daha çağrıda bulunmaktadır" dedi.

Kirby, bakanlığın internet sitesinde yayınlanan 3 paragraflık resmi açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“ABD’nin ifade özgürlüğüne olan desteğini yineliyor ve Türk makamlarına, demokratik, açık toplumların vazgeçilmez bir unsuru olan bağımsız ve serbest bir basını desteklemeleri yönünde çağrıda bulunuyoruz. Türkiye’nin dostu olarak ABD, Türkiye’ye, aralarında adil yargılanma, yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğünün de bulunduğu demokrasinin temel ilkelerine dair anayasasında yer alan ve AGİT’e vermiş olduğu taahhütlerine bağlı kalması yönünde bir kez daha çağrıda bulunmaktadır.”

 

Pazartesiyi beklemediler

 

Bakanlığın pazartesi günü düzenlenecek olağan basın brifingini ya da gazetecilerden soru gelmesini beklemeden kendi insiyatifiyle böyle bir açıklama yayınlaması konuya verdiği önemin işareti olarak yorumlandı.

Beyaz Saray sözcüsü Josh Earnest da bir soru üzerine şunları söyledi:

“(İşbirliğimiz) ABD ve hatta ABD Başkanı’nın Türkiye’de hükümetin vatandaşlarının temel insan haklarını korumaya yeteri kadar kararlı gözükmediği durumlarda -ki bunlar Türkiye’nin anayasasında da korunan haklar - endişelerini gündeme getirmesine engel olmadı. ABD’nin önemli müttefiki olan hükümetler bile olsa bunlarla ilgili endişelerimizi dile getirmekten tereddüt etmiyoruz. Türkiye bu politik çekişme ve karmaşada yolunu bulmaya çalışırken ABD müttefikinin yanında duracak. Onlarla çalışmaya devam edeceğiz ve Türkiye anayasasında korunan prensiplerin seviyesine çıkmaları için onları özel ve aleni olarak cesaretlendirmekten çekinmeyeceğiz.”

 

Önce AB’nin değil, Türklerin meselesi

 

Avrupa Birliği (AB), hem Can Dündar’a yapılan saldırıyı hem de  Erdem Gül ile birlikte haklarında verilen hapis cezalarını kınadı. Önceki gün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sığınmacı anlaşmasıyla ilgili “Sen yoluna ben yoluma” diyerek rest çektiği AB, ardından gelen silahlı saldırı ve hapis kararı üzerine tepki gösterdi.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, tüm dünayadan sesler yükselirken, Türkiye’deki suskunluk karşısında, halkı “Basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü sadece AB’nin işi değildir; her şeyden önce ülkenin yurttaşlarının sorunudur” diye uyarma ihtiyacı hissetti.

 

‘Dayanışma içindeyiz’

 

Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn “Can Dündar’a yönelik saldırıyı en şiddetli şekilde kınıyorum. Sanıkların güvenliği ve tüm hakları korunmalıdır” açıklamasını yaptı. Hahn Dündar’ın “İki saat içinde iki suikast yaşadık; biri silahlı, diğeri hukuksaldı” açıklamasını da paylaştı. Hahn’ın Sözcüsü Annemarie Huber “Gazetecilik suç değildir! Can Dündar ve Erdem Gül ile tam bir dayanışma içindeyiz” dedi.

Britanya Büyükelçisi Richard Moore anayasaya uyulması çağrısı yaptı:

“Gazeteciler Can Dündar ile Erdem Gül’ün cezaya çarptırılmalarından endişe duydum. Basın özgürlüğü Türkiye Anayasası’nda yer almaktadır. Hukuki süreci yakından takip edeceğiz.”

 

‘Rotadan sapıyor’

 

Alman Parlamentosu Başkan Yardımcısı, Yeşiller liderlerinden Claudia Roth “Karar, Türkiye’deki basın özgürlüğüne ilişkin en büyük korkuları doğrular nitelikte. Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetiminde giderek daha açık bir biçimde demokrasi ve hukuk devleti rotasından saparak otokrasi ve baskıya yönüne sürükleniyor” diye konuştu.

Sol Parti Parlamento Grubu Uluslararası İlişkiler sözcüsü Sevim Dağdelen, kararın Alman hükümeti ve AB’nin Türkiye politikasını radikal biçimde değiştirmesi gerektiğini gösterdiğini söyledi.

 

Dünya basını nasıl gördü?

 

Wall Street Journal: Kararda kurşun delikleri açıldı

Türkiye’nin yakından izlenen basın özgürlüğü davasında, karara kurşun delikleri açıldı. Gazetecilerin hüküm giymesinden hemen önce ‘hain’ diye bağırarak Dündar’a ateş açan silahlı saldırgan, uluslararası tepki çeken davanın gerisindeki siyasi gerilimleri gözler önüne serdi. Saldırı ve karar, basın özgürlüğünün gözle görülür biçimde gerilediği bir dönemde geldi. Muhalif yayınlara el koyan hükümet, yabancı gazetecilere yasaklar getirdi, muhabirleri terör ithamıyla hapse attı.

 

The Guardian: Askeri 
yönetimden beri en kötü dönem

 

Türkiye’nin önde gelen gazetecilerinden Dündar, adliye önünde kendisine yönelik silahlı saldırıdan kurtulduktan hemen sonra 5 yılı aşkın hapse mahkum edildi. Türkiyeli gazeteciler, 1980’lerdeki askeri yönetimden beri basın özgürlüğüne yönelik en kötü baskıların yaşandığını söylüyor. Cumhurbaşkanına 2 bin hakaret davası açıldı, gazeteciler haftada iki üç kez duruşmaya çıkıyor, Kürt gazeteciler dövülüyor ya da gözaltına alınıyor, yabancı gazeteciler sınırdışı ediliyor.

 

Tageszeitung: Dündar,
Erdoğan'ın reddettiği her şey

 

Türkiye toplumunun iki kutbunun temsilcileri Dündar ile Erdoğan karşı karşıya geldi. Erdoğan her şeyden önce toplumu radikal biçimde değiştirmek isteyen İslamcı Türklerin lideri. En iyi üniversitelerde eğitim görmüş, yakışıklı, hedonist, yaşamı ve kadınları seven Dündar ise tüm muhalefet liderlerinden daha modern, laik Türkiye’nin protipi; Erdoğan’ın olmadığı ve reddetiği her şey. Dündar birkaç yıl hapis yatsa bile cesareti ve savunmasıyla Erdoğan rejimine karşı umut ve direnişin simgesine dönüştü.

 

Le Monde: Türkiye için test niteliğinde bir dava

 

İki muhalif gazetecinin dikkatlice incelendiği süreç, temel insan haklarının kötüye gittiği Türkiye için test niteliğinde. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MİT’in taraf olduğu süreçte, davacıların avukatları gazetecilerin ‘terör’ suçundan yargılanmaları için ısrar etti. Ancak bu isteği reddeden savcı, casusluk iddiasından da vazgeçti.

 

El Pais: Gülünç suçlamalarla yargılandılar

 

Dündar ve Gül, ‘casusluk’ ve ‘hükümete’ darbe girişimi gibi gülünç suçlamalarla yargılandı. Abdurrahman Dilipak gibi hükümet yanlısı gazeteciler, Dündar ve Gül’ü hedef gösteren açıklamalarda bulunmuştu. Dava, basın özgürlüğünü savunan çeşitli Avrupa kuruluşları tarafından topa tutuldu.

 

El Mundo: Gazetecilik için en karanlık dönem

 

Türkiye’nin saygın gazetecilerine yönelik saldırı ve suçlamalar kaygı verici boyuta ulaştı. Hükümet Kürt sorunu, toplumsal muhalefet ve Suriye’deki savaş gibi konularda kendi çıkarlarına uygun haberler yapılması için baskı uyguluyor. Türkiye’de gazetecilik, tarihinin en karanlık dönemini yaşıyor.

 

Kathimerini: Basın özgürlüğüne
dair korkular derinleşti

 

Muhalif Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Dündar ve Ankara temsilcisi Gül’e verilen cezalar, tüm dünyadan sert tepki çekti. Kararlar, Türkiye’de basın özgürlüğünün daha da kısıtlandığı yönündeki korkuları derinleştirdi.

 

 

İlgili Haberler