Gündem

ABD Kongresi Helsinki Komisyonu'nda Türkiye oturumu: 15 Temmuz şeytani bir saldırı; OHAL makul sınırı aştı

ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı: 15 Temmuz’un asker kanadında Gülen etkisi açık

16 Kasım 2017 03:56

ABD Kongresi’nin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Komisyonu olarak görev yapan Helsinki Komisyonu, Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yaşanan insan hakları ve hukuk ihlallerinin tartışıldığı bir oturum düzenledi.

‘Türkiye’de hukukun üstünlüğünün zayıflamasının kurbanları’ başlıklı oturumda kongre üyelerinin sorularını yanıtlayan isimler arasında ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa ve Avrasya’dan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Jonathan Cohen de vardı. Geçen ay Türkiye’yi ziyaret eden Cohen, hem vize krizinin aşılması için Ankara’dan aldıkları ön garantilere açıklık getirdi hem de sıkıntılara rağmen Türk-Amerikan ilişkilerinin güçlü bir biçimde devamının önemine vurgu yaptı.

15 Temmuz 2016 darbe girişimini "Türk halkına yapılan şeytani bir saldırı” olarak niteleyen Cohen darbeye katılan askeri kanadın Fethullah Gülen ile bağlantılı olduğunu ifade etti. Cohen, Türkiye’deki olağanüstü hâlin ise “makul sınırları aştığını” vurguladı.

Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel’in haberine göre, Cohen’in kongredeki sunumundan ve sorulara verdiği yanıtlardan satır başları şöyle:

ABD ve Türkiye’nin birbirine ihtiyacı var. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarımız Thomas Shannon’ın dediği gibi bizimkisi geçici çıkarlardan ya da elverişli olduğu için kurulan bir ortaklık değil, devam eden koşullara, ortak çıkarlara dayalı ve zamanla imtihan edilmiş bir müttefiklik ilişkisi. Türk-Amerikan ilişkilerinin önemi ortak çıkarlarımızın ötesinde Ortadoğu ve Balkanlar’daki istikrar ve güvenliğe kadar uzanıyor.

- Başkan Trump da Cumhurbaşkanı Erdoğan da yatırım ilişkilerinin geliştirilmesi hedefine bağlılıklarını teyit etmiş durumda. Ankara ortak işbirliği alanları arayışında, biz de öyleyiz. Stratejik ortaklığımızın kalıcı faydalarının maksimize edilmesi için Türkiye ile diyalog çabalarımıza devam edeceğiz.

"Tüm Amerikalılara yönelik suçlamalar kuşku uyandrıyor"

 Türkiye’de 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra ilan edilen olağanüstü halin demokratik kurumlar ve hukukun üstünlüğü üzerinde olumsuz etkileri var. Türkiye’deki ABD vatandaşlarının temel haklarının korunması noktasında olağanüstü hal önemli sıkıntılara neden oldu. Türkiye’deki ABD temsilciliklerinden iki kişi ve toplamda 12’ye yakın ABD vatandaşı olağanüstü hal altında kuşku uyandıran  terörizm suçlamalarıyla tutuklandı. Türkiye’deki ABD vatandaşlarına ve Türk-Amerikalılara yönelik tüm suçlamalar kuşku uyandıran niteliktedir.

"Türk halkına yapılan şeytani bir saldırıydı"

- 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye’de yarattığı travmaya yönelik derin empati duyuyoruz. Bu Türk halkına yapılan şeytani bir saldırıydı. Olaydan bir kaç ay sonra Ankara’ya yaptığım ziyarette TBMM’ye giderek F-16’ların milletin meclisini nasıl yıkıma uğrattığını gördüm. Türkler bana benzer bir saldırının buraya ABD Kongresi’ne yapılması durumunda bizlerin yaşayacağı travmayı hatırlattı. O tanıklığın benim üzerimde  derin etkisi var.

"Gülen’in iadesine yönelik belgeler dikkatle inceleniyor"

- Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirenleri soruşturup tutuklaması beklediğimiz ve desteklediğimiz bir şeydir. ABD hükümeti Türkiye tarafından Fetullah Gülen’in iadesi için sunulan belgeleri dikkatle incelemeye devam ediyor. Eğer bu süreçte yeni iade talepleri olursa aynı ciddiyetle ele alınacaktır. Biz Türk yetkililere darbe girişimine yönelik soruşturmalara destek verme arzumuzu her daim dile getiriyoruz.

"15 Temmuz’un asker kanadında Gülen etkisi açık"

- (Türkiye’nin darbe girişiminden sorumlu olanların Gülen Hareketi’yle bağlantılı oldukları yönündeki argümanını destekleyecek delil var mı?) 

En açık ve bariz olan darbeye asker kanadındaki katılım. Türk ordusu mensuplarının Türk ağır silahlarını devlet kurumlarına karşı kullanmış olmalarının tartışılacak bir yanı yok. Daha az net olan ise bunu yapanların kiminle birlikte çalıştıkları. Türkiye’de devlet kurumlarında tanık olduğumuz temizliğin boyutu da bu noktayla ilgili.

"OHAL makul sınırları aştı"

- Türkiye darbe girişiminden bugüne kadar olağanüstü hali sonuncusu 17 Ekim’de olmak üzere tam 5 kez uzattı. ABD hükümetine göre olağanüstü halin uzaması Türk demokrasisini ve ülkedeki hukukun üstünlüğünü olumsuz etkiliyor. Türk hükümetine süratli bir biçimde olağanüstü hali kaldırması ve çoğu hükümeti eleştirdikleri için hedef alınan bireylerin ayrımcı bir biçimde kovuşturulmasına son vermesi çağrısı yapıyoruz. Bize göre Türkiye’deki olağanüstü hal makul sınırları aşmıştır.

"Başka personelimiz soruşturma altında değil"

- İstanbul Başkonsolosluğu personelimiz Metin Topuz ve Adana Başkonsolosluğu personelimiz Hamza Uluçay halen tutuklu. ABD hükümeti adına resmi görevlerini yaparken Türk hükümeti ve devlet kurumlarının yetkilileri ile yaptıkları meşru temaslar nedeniyle tutuklu oldukları anlaşılıyor. Buradan hareketle Türkiye’deki misyonlarımıza ve personelimize gerekli güvenliği sağlayamayacağımız için 8 Ekim’de göçmen olmayan vize hizmetlerini askıya alma kararı aldık. Sonrasında başka bir ABD personelinin soruşturma altında olmadığına ve yeni bir ismin tutuklanma ihtimali doğması durumunda bize önden bilgi verileceğine yönelik olarak verilen ön garantiler nedeniyle kısıtlı olarak vize hizmetlerine döndük. Ancak Uluçay ve Topuz’un tutukluluğu endişe yaratmaya devam ediyor.

"Barkey’e yönelik iddialar gerçek dışı"

- Son dönemde Türk basınının şeytani suçlamalarına maruz kalan Henri Barkey’in iddia edildiği gibi darbe girişimiyle ya da Türk hükümetini yıkmaya çalışmakla ilgisi yoktur. ABD hükümeti içinde ve dışında seçkin çalışmalar bulunan Henri Barkey’i bu şekilde hedef almak Türk hükümetinin zayıflatan bir şey. Bu tür suçlamalar hem Türkiye ile ilişkilerimize hem de Türk basınının ve Türk yargısının saygınlığına zarar veriyor.