Gündem

ABD Dışişleri Bakanı'nın ziyareti sonrası yapılan ortak açıklamada YPG'nin adı geçmedi

Erdoğan - Tillerson görüşmesi, 3 saat sürmüştü

17 Şubat 2018 13:16

ABD ile Türkiye arasında iki gün süren kritik görüşmelerin ardından ortak bir açıklama yapıldı. Metinde ortak mücadele edilecek terör örgütlerinin isimlerine yer verilirken, YPG’nin adı geçmedi.

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson önceki akşam Ankara’ya geldikten sonra, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla toplantı yaptı. Bu toplantılarda Ankara’nın YPG’nin Menbiç’ten ayrılarak Fırat’ın doğusuna çekilmesini ve ABD ile Türk birliklerinin Menbiç’te birlikte konuşlanmasını önerdiği belirtilmiş, Tillerson da “Önce Menbiç konusunu ele alacağız. Üzerinde çalışacağımız konuların birincisi bu. Tabii daha önce ABD’nin bazı taahhütleri var. Bu taahhütler henüz tamamlanmadı. Çalışma grupları çerçevesinde üzerinde çalışacağız. Menbiç buradaki önceliklerden biri olacak” demişti.

‘Terör örgütü uzantıları’

Görüşmelerden sonra yayınlanan ortak açıklamada, iki devlet arasındaki uzun süreli müttefiklik vurgulanırken, ikili ilişkilerde öne çıkan meseleleri çözmek için ‘sonuç odaklı bir mekanizma’oluşturulması konusunda anlaşmaya varıldığı belirtildi.

Söz konusu mekanizmanın en geç mart ayı ortasına kadar hayata geçirilmeyi bekleniyor.

Ortak açıklamada YPG’nin adı geçmezken, ‘terör örgütleri ve bunların uzantıları’ ifadesi dikkat çekti.

Meşru müdafaa hakkı

“(ABD ve Türkiye) Terörizmin her türü ve biçimiyle ortak mücadeleye olan kararlılıklarını teyit ederler” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, iki ülkenin, ‘IŞİD, PKK, El Kaide ve diğer tüm terör örgütleri ve bunların uzantılarıyla’ mücadele konusundaki kararlılıkları tekrarlandı.

Açıklamada, “İki taraf, iki ülke halkını doğrudan hedef alan terör tehditlerine karşı meşru müdafaa hakkını tanırlar” denildi.

Ortak açıklama

ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile yaptığı görüşmelerden sonra yayınlanan ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi:

* Türkiye Cumhuriyeti ve ABD, müttefik ve stratejik ortak olarak, birbirlerinin güvenliklerine ve savunmalarına karşılıklı ve tartışmasız bağlılıklarını teyit ederler.

* 65 yıldır NATO müttefikleri ve stratejik ortak olarak iki halk ilişkilerini, paylaştıkları hedeflerin ve çıkarların ilerletilmesini, ayrıca dünya genelinde demokrasi, hukukun üstünlüğü ve bireysel özgürlüklerin teşviki için hayati görmektedir.

* ABD, Türkiye’de 15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen hain darbe girişimini kınar ve Türkiye’nin demokratik yollarla seçilmiş hükümetiyle ve Türk halkıyla tam dayanışma içerisinde olduğunu belirtir.

* İki devlet, uzun süreli müttefikliğin ışığında, ikili ilişkilerde öne çıkan meseleleri çözme konusundaki vaadini teyit eder. İki taraf, bu amaca yönelik olarak, sonuç odaklı bir mekanizma oluşturulması konusunda anlaşmaya varmıştır. Sözkonusu mekanizma en geç mart ayı ortasına kadar hayata geçirilecektir.

* Ortak gündemin küresel bir gündem olduğu; bunun terörle mücadele, kitle imha silahlarının yayılmasına karşı koyma, Suriye ve Irak dahil Ortadoğu’ya kalıcı barış ve istikrar getirme, enerji güvenliğini sağlama ve radikalleşme, şiddete varan aşırıcılık ve İslam karşıtlığıyla mücadele gibi birçok kritik konuyu kapsadığı teyit edilir.

* Türkiye Cumhuriyeti ve ABD uzun süreli müttefikler olarak, terörizmin her türü ve biçimiyle ortak mücadeleye olan kararlılıklarını teyit ederler. Türkiye ve ABD, IŞİD, PKK, El Kaide ve diğer tüm terör örgütleri ve bunların uzantılarıyla mücadele konusundaki kararlılıklarını tekrarlarlar. İki taraf, iki ülke halkını doğrudan hedef alan terör tehditlerine karşı meşru müdafaa hakkını tanırlar.

* Türkiye ve ABD, Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve ulusal birliğinin muhafazasına olan bağlılıklarını teyit ederler. Bu amaçla, Suriye içerisinde oldubittiler yaratılmasına ve demografik değişimlere yönelik tüm girişimlere kararlılıkla karşı dururlar. Suriye’nin dönüşümü ve istikrarın sağlanması konusunda eşgüdüm içerisinde olmaya kararlıdırlar.

* Türkiye ve ABD, Suriye krizi için yalnızca siyasi bir çözümün sözkonusu olabileceği ve bunun yaşayabilir bir siyasi dönüşüm gerektirdiği hususunu teslim ederek, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında belirtilen yerleşik parametreler ve Cenevre Süreci çerçevesinde, bu sonucun elde edilmesi için işbirliklerini yoğunlaştırmayı kabul ederler.”