Gündem

8 yaşındaki Enes'i öldüren gaz fişeğini kaybeden polise takipsizlik

8 yıllık "zamanı aşımı" süresi gerekçe gösterildi

27 Mart 2017 16:59

Diyarbakır'da, 2006'da meydana gelen olaylarda 8 yaşındaki Enes Ata'nın ölümüne yol açan ve dava delili olan gaz fişeğinin adli emanette kaybolmasına ilişkin yürütülen soruşturmada savcı, 8 yıllık "zamanı aşımı" süresini gerekçe göstererek adli emanetteki görevli memur Ş.G. hakkında takipsizlik kararı verdi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 28 Mart 2006’da Diyarbakır’da çıkan olaylarda 8 yaşındaki Enes Ata'nın ölümüne yol açan ve davanın en önemli delili olan gaz fişeğinin adli emanette kaybolmasına ilişkin 2 yıldır yürüttüğü soruşturmayı tamamladı. 

DİHABER'den Deniz Tekin'in haberine göre savcılık, adli emanette görevli memur Ş.G. hakkında “görevi kötüye kullanma” suçundan açılan soruşturmada 8 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek, “takipsizlik” kararı verdi. Gaz fişeklerinin kaybolmasının ardından, Enes Ata öldürüldüğü sırada üzerinde bulunan ve kanıt niteliğinde olan elbiselerin de 2014 yılının Mayıs ayında mahkeme kararı olmaksızın polis tarafından imha edildiği ortaya çıkmıştı.

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, 2015 yılında mahkemeye gönderdiği yazıda, olay günü polislerin yaptığı bütün telsiz konuşma kayıtlarını imha ettiğini belirtmişti.

Gaz fişeğinin kaybolması duruşmada ortaya çıkmıştı

Davada, Ata’nın avukatlarının talebi üzerine yargılamayı yapan Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, Ata'nın ölümüne yol açan gaz fişeğinin incelenmesi için Jandarma Kriminal Laboratuvarı’na gönderilmesi amacıyla talimat yazmıştı. Mahkemede 12 Haziran 2015’te görülen duruşmada, Adli Emanet Memurluğu’ndan gelen yazıda, adli emanet deposunun 2006/95 sırasına kayıtlı tutanakta belirtilen ve Enes Ata'nın ölümüne yol açan gaz fişeğinin zarf içinde bulunamadığı ortaya çıkmıştı. Ata’nın avukatlarının talebi üzerine yargılamayı yapan mahkeme, davanın en önemli delillerinden biri olan gaz fişeğinin kaybolmasına ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu. Bunun üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Diyarbakır Adli Emanet Bürosunda görevli memur Ş.G. hakkında kayıt altına alınan gaz fişeği parçasını görevin gerekli kıldığı dikkat ve ihtimamı göstermeyerek emanette bir şekilde kayıp olmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle “Görevi kötüye kullanma” suçundan soruşturma açtı. 

8 yıllık zaman aşımı süresi doldu

Savcılık, adli emanette ne zaman kaybolduğu bilinmeyen gaz fişeğinin 31 Mart 2006’da kaybolduğunu ileri sürerek, olayla ilgili 2 yılı aşkın süredir yürüttüğü soruşturmayı geçtiğimiz Şubat ayında tamamlayarak görevli memur Ş.G. hakkında takipsizlik kararı verdi. Savcılığın “takipsizlik” kararının gerekçesi şöyle: 

“Şüphelinin üzerine atılı bulunan görevi kötüye kullanma suçunun 5237 sayılı TCK'nın 66/1.e maddesi gereğince 8 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu, suç karşılığı öngörülen zaman aşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, olay ile ilgili olarak zaman aşımı nedeniyle kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına.” 

"Davada delillere rağmen, 3 polis beraat ettirilmek isteniyor"

İHD Diyarbakır Şube Hukuk Komisyonu üyesi ve Enes Ata ailesinin avukatı Abdullah Zeytun, kararı değerlendirdi: “11 yıldır devam eden bu dosyada Türkiye’de bir cezasızlık ve güvenlik görevlisi olan failleri aklama örneği sahneleniyor” ifadesini kullanan Zeytun, Enes Ata ve Mahsum Mızrak davasının, yargının suç işleyen asker ve polise karşı tutumunu ortaya koyan bir dava olduğuna işaret etti. Davada sayısız somut delile rağmen, 3 polisin beraat ettirilmek istendiğine dikkat çeken Zeytun, “Diğer dosyalardan farkı faillerin güvenlik görevlisi olduğu mahkemece de tespit edilmesine rağmen yine de sanıklar tutuksuz yargılanıp halen görev yapmaktadırlar. Bu dosyada sayısız tanık olduğumuz hukuksuzluklar ve suçlar bulunmaktadır. 11 yıldır devam eden davada, faillerinin tutuksuz yargılanması suretiyle korunması, suçun delillerinin adli emanetten çalınarak delillerin karartılması, AİHM kararına rağmen etkin ve etkili soruşturma işlemlerinin yapılmaması sadece bir kaçı. En son olarak da Enes Ata’nın ölümüne sebep olan gaz fişeği parçasının adli emanette çalınması, delilin kaybettirilmesi şeklinde gerçekleşti” diye kaydetti. 

"Şüphelinin Enes’in ölümünde fail olabileceği şüphesine bile yer vermemiştir"

Savcılığın adli emanette kaybolan gaz fişeği ile ilgili yeterli ve etkili bir soruşturma yürütmediğini vurgulayan Zeytun, “Aslında benzer dosyalara tanık olduğumuz için her ne kadar bu hukuksuzluğa şaşırmasak da savcılık tarafından hiçbir soruşturma işlemi yapılmaksızın, gaz fişeğinin ne zaman ve kimler tarafından kaybettirildiği gibi en temel unsurları kararda belirtilmemiş. Savcılığın, gaz fişeğinin adli emanette çalınması suçunu ‘zamanaşımı’ gerekçesiyle cezasız bırakması mevcut hukukla dahi açıklanması mümkün değildir. Aynı şekilde savcılık suç eşyasını kaybettiren/çalan şüphelinin Enes’in ölümünde fail olabileceği şüphesine bile yer vermemiştir. Soruşturmanın bu yönüyle de ele alınması gerektiğini belirtmemize rağmen soruşturmayı yürüten savcılık taleplerimizin aksine gerekçesiz bir şekilde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir. Failler bir kez daha korunmuştur. Bu karara karşı itirazlarımızı yapacağız” dedi.

Mahsum Mızrak'ın ailesi AİHM'ye yaptığı başvuruyla Türkiye mahkûm edilmişti

Diyarbakır’da aynı polis müdahalesinde başından gaz kapsülüyle vurularak öldürülen 14 yaşındaki Mahsum Mızrak’ın ailesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yaptığı başvuruda Türkiye'yi yaşam hakkını ihlal etmekten tazminata mahkûm etmişti.

 

 

İlgili Haberler