Gündem
Deutsche Welle

27.08.14 - Alman basınından özetler

Klaus Wowereit'in 13 yıllık iktidarını bırakma kararı, Fransa'da yaşanan siyasi kriz ve İslam Devleti Örgütü ile Suriye'de mücadele konuları Alman basınında ilk öne çıkan konular.

27 Ağustos 2014 01:15


Almanya’nın başkenti Berlin aynı zamanda bir eyalet. Bu eyaleti 13 yıldan beri yöneten, Hükümet Eden Belediye Başkanı Klaus Wowereit salı günü yaptığı bir açıklama ile 11 Aralık’ta görevinden ayrılacağını açıkladı. Almanya’nın en prestijli inşaat projelerinden Berlin/Brandenburg Havalimanı’nın bir türlü faaliyete geçirilememesi görünen o ki, Wowereit’in sonunu getirdi. Die Welt gazetesinin yorumu şöyle;

"Demek Klaus Wowereit istifa ediyor. Keşke daha önce gitse idi. Siyasette ve buna yakın bir alan olan şov dünyasından birçok kişi gibi Wowereit da miadının dolduğunu göremedi. Şimdi başarısız biri olarak gidiyor. Buna rağmen Berlin’e çok faydası dokundu. Yönettiği kent için 'yoksul ama seksi‘ demiş ve bu imajı pazarlamayı iyi bilmişti hükümet eden belediye başkanı. Ancak Berlin’in artık insanları çekmek için düşük kiralardan daha fazlasını sunması, küçük bir havalimanı ile yetinip tüm büyük imar faaliyetlerine karşı çıkmaktan vazgeçmesi gerekiyor. Bunun için 'yoksul ama seksi‘ olmanın ötesine geçen bir vizyon gerekiyor. Wowereit bunu beceremedi. Berlin’in yerel siyasi kalitesi bunu becerebilecek birini çıkarır mı? Orası da şüpheli."

Aynı konu, nerede ise tüm Alman gazetelerinde olduğu gibi Frankfurter Rundschau gazetesi tarafından da irdeleniyor. Gazetenin yorumu şöyle;

"Berlin’in içeriye ve dışarıya karşı temsil edilmesi konusunda Klaus Wowereit, selefleri arasında ancak Willy Brandt’ın olabildiği kadar parlak bir isimdi. 'Yoksul ama seksi‘, Wowereit’in, biraz kentin durumunu biraz da olmasını istediği halini anlatan belki de en önemli sözü oldu. Bu slogan Berlin’de insanların sosyal statülerine göre değil, yaratıcılıklarına, fikirlerine ve farklılıklarına göre değerlendirildiğini gösteriyordu. Kentin ve bu kentte yaşayan her bireyin sunduğu sürprizlere ve çeşitliliğe, sokaklarındaki canlılığa ve herkese sunduğu fırsatlara vurgu yapıyor. Berlin’in sosyal çeşitliliği çok geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Böylesi bir yelpaze Münih’te ya da Hamburg’ta yok. Wowereit’tan bayrağı devralacak olan kişinin ajandasına yazması gereken ilk iş artık şehrin zenginleşerek seksi kalmasına yönelik çalışmalar olmalı."

Münchner Merkür gazetesi Fransa’da yaşanan siyasi krizi değerlendiriyor. Gazete yorumunda, aşırı sağın komşu ülkede tehlikeli bir şekilde güçlendiğine vurgu yapıyor:

"Fransa sallanıyor. Almanya’nın para birimini bile paylaştığı dünyadaki en önemli ortağı aşırı sağcıların eline geçme tehlikesi ile karşı karşıya. Talihsiz Cumhurbaşkanı Hollande var gücü ile bunu engellemeye çalışsa da ülkede saatler 12’yi 5 geçiyor. Almanya’nın eski başbakanlarından Schröder reformları hayata geçirdikten ancak beş yıl sonra Alman halkı tünelin ucundaki ışığı görebilmişti. Hollande’ın ise bu kadar vakti yok. Ülkesine yapabileceği son iyilik, yeniden iyimser bir hava yaratmak ve aşırı sağcı Marine Le Pen’in Ulusal Cephe hareketini Paris’ten uzak tutmaktır. Başbakan Merkel’in desteği olmadan bunu başarması çok zor. Sonunda Merkel, Fransa’nın devlet borçlarını ödeme konusunda ek süre talebini kabul etmek zorunda kalacak gibi görünüyor."

Südwest-Presse gazetesi, İslam Devleti örgütü ile mücadele konusundaki çıkmazları konu alan bir yoruma yer veriyor. Örgütün, Yakın ve Ortadoğu’daki nerede ise tüm koalisyonları parçaladığını belirten gazete, onyıllardır süregelen birçok düşmanlığın da aniden sona erdiğine vurgu yapıyor:

"Irak topraklarında İslam Devleti örgütüne karşı birleşen devletler İran, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri. Kürtler daha önce hiç bu kadar birlik içinde olmamışlardı. Lübnan’da Hizbullah ve onun batı yanlısı karşıtları bu siyah kılıklı işgalcilere karşı omuz omuza mücadele veriyor. Ancak Suriye’nin diktatörü Beşar Esad bu kavgada batının bir müttefiki olamaz. Onun haydutları da karanlık dehlizlerde, en az kana susamış İslam Devleti örgütü savaşçıları kadar canavarca hareket ediyor. Batı ülkelerinin cihatçılara karşı düzenleyecekleri olası hava saldırıları Esad rejiminin ömrünü uzatabilir ya da Esad’ın gidişini hızlandırabilir. Ne olursa olsun, olmaması gereken şey: Esad’ın halkına karşı yürüttüğü savaş asla meşrulaşmamalı."

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle