Gündem
Deutsche Welle

25.07.2014 - Alman basınından özetler

Alman basınında Avrupa Birliği'nin Rusya politikası, Tel Aviv'e uçuşların yeniden başlaması ve Berlin'in casuslukla mücadele stratejisiyle ilgili değerlendirmeler öne çıkıyor.

25 Temmuz 2014 00:31


Süddeutshe Zeitung yorumunda AB'nin dış politikalarını eleştiriyor:

"Avrupa işte bu kadar şizofren olabilir. Rusya, doğuda Ukrayna'daki savaşı kızıştırıyor. Brüksel'de de bu nedenle Moskova'ya karşı yaptırım kararları alınıyor. Ancak Batı'da, Loire Nehri'nin ağzındaki Saint-Nazaire'de, Rus askerleri Fransa'nın Rusya'ya sattığı modern bir helikopterde eğitim görüyor. Moskova’nın sipariş ettiği iki Mistral helikopter gemisi saldırılar sırasında inişe olanak sağlıyor. Paris birçok kişiye ekmek kapısı olduğu ve başka siparişlerin kapısını da aralayacağı için en azından ilk gemiyi teslim etmek derdinde. Ukraynalılar ama aynı zamanda Rusya'nın korkuttuğu Gürcüler, Litvanyalılar veya Polonyalılar kendilerini yüzüstü bırakılmış hissediyor olmalı."

İsrail'den gelen sert tepkilerin ardından dün önce ABD Federal Havacılık Kurumu Tel Aviv'e uçuş yasağını kaldırdı, ardından Avrupa Havacılık Emniyeti Kurumu da Tel Aviv'e uçulmaması tavsiyesini geri çekti. Heilbronner Stimme gazetesi yorumunda bu konuyu ele alıyor.

"Alman havayolu firmalarının Amerikalı rakiplerinin izinden gidip İsrail uçuşlarını yeniden başlatması teröre karşı atılmış bir adım mı? Hem de yolcu uçaklarının Hamas füzeleri tarafından vurulma tehlikesinin mevcut olduğu bir savaş bölgesinde. Meclisteki Volker Beck ve diğer çok cesur siyasetçiler özel bir uçakla bunu canlı olarak gösterebilir. Ancak bunu yapmayan da popülizme yenik düşmüş demek değildir. Böyle bir riski bilerek kabul eden biri, onlarca masum yolcunun canını boş bir jest uğruna riske ettiği için aklıselimden vazgeçmiş demektir."

Handelsblatt gazetesi ise Almanya'da istihbarat birimlerindeki casusluk faaliyetleriyle mücadele için planlanan yeni projeye yer veriyor. Gazeteye göre proje uzun vadeli olarak planlanmazsa başarısız olmaya mahkum.

"İçişleri Bakanı'nın açıkladığı casuslukla mücadele stratejisi '360 Derece', gerekli bir proje. Sadece hayata geçirilmesi kolay değil. Tamamıyla dijital ortamdaki casusluğun tam olarak tespiti kesinlikle imkansız olarak değerlendirilmeli. Tehdit unsuru olarak karşımızda yine NSA var. Aktiviteler: Evet, hem de tonlarca. Tespit: Neredeyse sıfıra yakın. Üstelik tüm pahalı, yüksek etkili olduğu söylenen bilişim güvenliği teknolojilerine rağmen. Buna casusluğun saptanması halinde sürekli bir koruma etkisi sağlanacağına dair garantinin olmayışı da ekleniyor. Saldırıların durdurulabilmesi lazım. Bu bağlamda uzun vadede ufukta ise gerekli teknik çözümler görünmüyor. Bunun için yeni buluşlara ihtiyaç duyulurken, kimse şu anda bunun için para ödemek istemiyor. İçişleri Bakanı açıklamalarını yüksek kaynaklı uzun vadeli bir proje halinde ele almadığı sürece, bu girişim sessizce başarısızlığa gömülmeye mahkum."

Avrupalı ilaç firmalarının ilaçlarının idam cezalarında kullanılmasını yasaklamasının ardından ABD'de idam cezasının uygulandığı eyaletler yeni zehir karışımları üzerinde çalışıyor. ABD'de bir mahkum, zehirli iğneyle infaz girişiminin başarısız olması sonucu iki saat can çekiştikten sonra öldü. Frankfurter Rundschau gazetesi bu yıl içinde üçünü kez tekrarlanan bu olayı taşıyor yorum sütunlarına:

"ABD'deki idam cezasının çağdışı bir gaddarlık olduğunu ortaya koymak için illa bir kanıt gerekiyorsa, Joseph Wood'un infazı buna yeter de artar. ABD'de sadece 2014 yılı içine üçünü kez infaz sırasında bu tür bir olay yaşanıyor. Bu üçünü olay artık son olmalı. Hapishanelerdeki cellatlar güvenilir olmayan bu zehir karışımlarını enjekte etmeye ve bu sayede birer işkenceciye dönüştürülmeye artık direnmeliler. ABD'deki idam cezası sistemi tam bir çılgınlık. En azından zehir karışımı sorunu çözülene kadar infazları yasaklayacak hukuki bir erteleme gerekiyor. Ölüm ezasının tamamen kaldırılması ise çok daha yerinde olur."

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle