Gündem
Deutsche Welle

22.09.2014 - Alman basınından özetler

Alman basınında, kendini 'İslam Devleti' olarak adlandıran örgütün nüfuz alanını giderek genişletmesine ve bunun etkilerine ilişkin yorumlar öne çıkıyor.

22 Eylül 2014 16:06


Sol eğilimli Tageszeitung gazetesinde, Suriye'nin kuzeyinde örgütün çevrelediği Kobane kentindeki dram ele alınıyor. Yorumda ABD'nin tutumuna dikkat çekiliyor:

"ABD Başkanı Barack Obama zor bir kararın arifesinde. Ağır silahlara sahip örgüt birlikleri Kobane'nin 15 kilometre yakınına kadar yakınına geldi. Kentte 200 bin Kürt'ün yanı sıra, savaştan önce güvenli bölge olarak görülmesi nedeniyle buraya kaçan 250 bin de Suriyeli Arap bulunuyor. Suriye'deki Kürtler, ‘ABD Hava Kuvvetleri, insanlarımızı bir felaketten korumak için daha neyi bekliyor?' diye soruyor. Obama, BM kararı ve Esad'ın onayı olmadan Kobane'de olası bir katliamı engellemek için müdahale edecek mi? Salı günü Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantısı başladığında her şey için çok geç kalınmış olabilir.”

Flensburger Tageblatt gazetesinde ise örgütün rehin aldığı Türkiye'nin Musul Konsolosluğu çalışanlarının serbest bırakılmasına ilişkin bir yorum göze çarpıyor:

“Rehineleri kurtarmak için ne fidye ödendi ne de esir takası yapıldı. Yani teröristler, değerli gelir kaynaklarını iyi bir ikna konuşması sonrasında mı iade etmeye karar verdi? Bu hiç de inandırıcı değil. Muhtemelen Türkiye de diğer Batılı ülkeler gibi örgüte gizlice milyonlar aktardı, fakat bunu kabul etmeye yanaşmıyor. Ya da başka bir pazarlık yapıldı: Erdoğan, Türkiye'nin Obama'nın kurmaya çalıştığı gönüllüler koalisyonuna aktif şekilde katılmaması karşılığında rehinelerin iade edilmesi konusunda örgütle anlaşma sağladı. Türkiye'nin örgütle ile mücadele etmek üzere ABD uçaklarının İncirlik Havva Üssü'nden havalanmasına izin vermeyeceğini açıklaması bir hainlik örneği. Bu da Erdoğan'ın hilafet-fanatikleri ile yaptığı anlaşmanın bir parçası olabilir.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung, Irak ve Suriye'deki gelişmeleri 90'lı yıllarda Balkanlar'da yaşananlarla karşılaştırıyor. Gazetede yer alan yorumda, İslam Devleti örgütüne karşı askeri müdahalenin gerekli olduğu savunuluyor:

“90’lı yıllarda Kosova ve Bosna’daki Müslümanlar Sırp saldırılarının tehdidi altındayken ve Srebrenitsa gibi birçok bölgede binlercesi katledilirken, Alman solu Münih’ten havayoluyla sadece bir saat uzaklıktaki savaşa her türlü müdahaleyi reddetmişti. Ancak o zaman Sırpların üzerine gidilmeseydi, bugün Bosna ve Kosova’da tek bir Müslüman bile olmazdı. Soldaki milletvekilleri bugün Kürtlerin yaşam mücadelesi için askeri müdahaleyi en yüksek sesle erkenden dile getirmeye başladı. Ama bu kez haklılar. Türkiye sınırındaki savaş ve savaş çığlıkları, çok uzakta değil. Bunun evdeki huzuru da kaçırabileceğine dair işaretler var. Zira sığınma başvurularındaki artış, en son Balkanlardan Batı Avrupa ülkelerine kaçanların boyutuna ulaşmış durumda.“

Heilbronner Stimme gazetesi de Avrupa ülkelerinden giden cihat savaşçılarına dikkat çekiyor:

“Bu ürkütücü terör çılgınlığının ne hızlı ne de basit bir çözümü var. Ancak öte yandan artık tabuların olamayacağı da açık. Almanya'ya geri dönen terör örgütü üyelerinin vatandaşlıktan çıkarılması ilk önemli adım olabilir. Siyasetin bunun için gerekli şartları oluşturması zorunlu. Ancak İslamcı teröristlerin elini kolunu bu şekilde bağlamak da bizi doğrudan tehdit eden tehlike bertaraf edilmiş olmuyor, çünkü örgüt her seferinde yeni savaşçılar buluyor… Eğer kadınlar ve çocuklar bu çılgınlığa dahil ediliyorsa, buna hiç kimse kayıtsız kalamaz. Toplum dışına itilmiş birçok kişi bu sapkın yola girebiliyor.“

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle