Gündem

2017 İşçi/Emekçi Hak İhlalleri Raporun'dan: Mobing, işten atma, hak gaspı...

Raporda kamu emekçileri üzerindeki baskılar ve hak gaspları Olağanüstü Hal döneminde önceki dönemlere göre artış gösterdiği belirtildi

01 Ocak 2018 15:34

Sosyal Haklar Derneği (SHD), “2017 İşçi/Emekçi Hak İhlalleri Raporu”raporunu yayımladı.

Rapora göre yüzlerce işçi, işle ilgili nedenlere bağlı hastalığa yakalanarak hayatını kaybederken, binlercesi de işten atıldı.

Raporda işçilerin intihar ettiği, iş yerinde mobbinge uğradığı, sendikal haklarından faydalanamadığı vurgulandı.

İşte SHD’nin raporuna dair ayrıntılar:

Kamu emekçileri üzerindeki baskılar ve hak gaspları Olağanüstü Hal döneminde önceki dönemlere göre artış göstermiştir. Çok sayıda kamu emekçisine sürgün, ücret kesme, kıdem durdurma cezaları uygulanmıştır. 2016 Temmuz istatistiklerinde KESK’in üye sayısı 221 bin iken 2017 Temmuz istatistiklerinde söz konusu baskıların etkisiyle 167 bine gerilemiştir.

29 Aralık 2015’te KESK kararıyla gerçekleştirilen greve katılan kamu emekçilerinden KHK ile ihraç edilmemiş olanlara maaş kesme, kıdem durdurma, sürgün cezaları verilmiştir. Ankara’da 2016 Kasım ayından itibaren Ankara’da Yüksel Caddesi’nde direnişe başlayan akademisyen Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve arkadaşlarının direnişleri 1 yılı geçmiştir. 2017 Mart ayında başlayan açlık grevi sürmektedir. Yüksel Caddesi’nde her gün 2 kez açıklama gerçekleştirilmekte, her açıklamada polis eyleme katılanları gözaltına almakta, ancak eylem devam ettirilmektedir. Baskılara ve hak gasplarına karşı basın açıklamaları, oturma eylemleri gibi protesto eylemleriyle hak arayışı içinde olan çok sayıda kamu çalışanı değişik kentlerde defalarca gözaltına alınmıştır. Aydın, Malatya ve diğer illerde işine geri dönmek isteyen kamu emekçileri peş peşe birçok kez gözaltına alınmışlardır. KHK ile ihraç edilmiş olan SES Malatya eski Şube Başkanı Bülent Uçar kalp krizi sonucu ölmüştür. Proje okul uygulaması nedeniyle Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nden sürgün edilen Edebiyat Öğretmeni Mustafa Turgut kalp krizi sonucunda hayatını kaybetmiştir. Barış İçin Akademisyenler imzacıları arasında yer alan ve bu nedenle Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ndeki sözleşmesi yenilenmeyen, diğer üniversitelere başvuruları da kabul edilmeyen Dr. Mehmet Fatih Tıraş da intihar ederek yaşamına son vermiştir. İzmir’de FETÖ üyesi olmak iddiasıyla açığa alınan Asistan Doktor Orhan Çetin intihar ederek yaşamına son vermiştir. İstanbul’da da işyerinden memnun olmayıp başka bir yere tayinini isteyen hemşire Fatma Şeker tayin talebinin reddedilmesinden sonra intihar etmiştir. 

Bir ayda üç yargı emekçisi intihar etti: Antalya’da Bölge Adliye Mahkemesi’nde görevli zabıt kâtibi Cevahir Toker, adliye binasının yedinci katından atlayarak yaşamına son vermiştir. Dersim Çemişgezek Adliyesi’nde mübaşir kadrosunda çalışan Süleyman Aydın, adliyenin arşiv odasında kendisini asmıştır. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde zabıt kâtibi olan Fatih Ersoy yaşamına son vermiştir. BES ve Türk Büro-Sen “ağır iş yükü, ekonomik ve sosyal hakların yetersizliği, baskı ve ayrımcılık gibi nedenlerle yargı emekçilerinin psikolojisinin bozulduğunu” belirtmiştir. 

Sağlık emekçilerine şiddet: SES Genel Sekreteri Pınar İçel, günde 30 sağlık emekçisinin şiddete uğradığını açıklamıştır. İçel, iktidar tarafından sağlıkta yaşanan sorunların sorumlusu olarak sağlık emekçilerinin gösterilmesi nedeniyle şiddet olaylarının arttığını belirtmiştir. 

Hekimlerin aşırı çalıştırılması ve hekim intiharları: Kasım ayında aynı gün içinde 3 sağlıkçının intihar etmesi üzerine TTB kötü çalışma koşullarına dikkat çekmek üzere sosyal medya kampanyası başlattı. Asistan doktor Ece Ceyda Güdemek (Adana), Uzman doktor Engin Karakuş (Batman), tıp fakültesi öğrencisi Yağmur Çavuşoğlu (İstanbul)  TTB hekimlerin 36 saate varan nöbetler, haftalık 100 saati aşan çalışma saatleri ve 5 dakikada bir hasta bakma zorunluluğu ile kötü şartlarda çalışan hekimlere dikkat çekti.