Gündem

17 Aralık'tan sonra meslekten ihraç edilen polis şeflerinden suç duyurusu

Meslekten ihraç edilen polis şefi Yakub Saygılı şikayet dilekçesinde, 'müfettişlerin idari değil siyasi bir soruşturma yürüttükleri ve taraflı oldukları ortadadır' dedi

05 Haziran 2014 21:58

17 ve 25 Aralık soruşturmalarının başındayken görev yeri değiştirilen polis şefleri Yakub Saygılı ve Mahir Çakallı, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar ve Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı ile Polis Başmüfettişleri Erhan Gülveren ve Kenan Aydoğan hakkında şikâyetçi oldu.

17 ve 25 Aralık soruşturmalarının başındayken görev yeri değiştirilen polis şefi Yakub Saygılı ve Mahir Çakallı, Başbakan Tayyip Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Yasin El Kadı’nın 14 Nisan 2012’de Haliç Kongre Merkezi’nde bir araya gelmelerine ilişkin görüntüleri basına sızdırmak suretiyle “görevini kötüye kullanmakla” suçlanarak meslekten ihraç edilmişti.

Yakub Saygılı, kendisi hakkında tahkikat yürüten polis başmüfettişlerinden ve Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar’dan şikâyetçi oldu. Şikâyet dilekçesinde, kendisi hakkında tahkikat konusu olan görüntülerin alındığı tarihte, Türkiye’ye girişi Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklanmış olan Yasin El Kadı’nın pasaport kontrolünden geçirilmeden ülkeye giriş yapması, resmi araç tahsis edilmesi ve koruma verilmesi gibi hususların araştırılmadığı ve bu kapsamda müfettişlerce suç ve suçlunun gizlendiği anlatıldı.

Öte yandan, görüntülerin teknik takip ile değil Haliç Kongre Merkezi’nin güvenlik kamera kayıtlarının temin edilmesi ile elde edildiğine dikkat çekildi.

 

Resmi yazışmada: ‘Devlet büyüğümüz’ ifadesi

 

Müfettiş görevlendirme yazısında, Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen görüşme kayıtlarının Narkotik Şube Müdürü’nce neden istendiğinin araştırma konusu olması istendi. Resmi görevlendirme yazısında Başbakan Erdoğan için kullanılan “Devlet büyüğümüz” ifadesi dikkat çekerken, şöyle denildi:

“Emir uyarında görevi uyuşturucu ile ilgili suçlarla mücadele olan Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürü’nün göreviyle ilgili olmayan bir konuda ve devlet büyüğümüzün bulunduğu bir makamdaki görüntüleri hangi amaçla istediği ve bu görüntülerin basına sızdırıldığı konularının, zaman aşımı süresi de dikkate alınmak suretiyle araştırılmasını, gerekirse kusuru tespit edilerek personel hakkında soruşturma yapılmasını, tahkikatın bir ay içerisinde sonuçlandırılmadığı takdirde Araştırma ve Soruşturma Takip Belgesi’nin ve sonucuna göre düzenlenerek evrakın kurul başkanlığımıza gönderilmesini rica ederim.”

 

Görüntüler teknik takiple elde edilmedi

 

İçişleri Bakanlığı müfettişlerince yürütülen soruşturma kapsamında savunma yapan Narkotik Şube Müdürü Mahir Çakkallı ve Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı ile ilgili bürolarda görevli polisler, 25 Aralık dosyasının şüphelisi olan Yasin El Kadı’nın Haliç Kongre Merkezi’ne gittiği bilgisinin edinilmesinden sonra, yürütülen soruşturma kapsamında görüntülerin Haliç Kongre Merkezi’ndeki güvenlik kameralarından temin edildiğini, teknik takip sonucu elde edilmediğini, görüntülerin alınmasından sonra görüşmede Başbakan’ın da olduğunun ortaya çıktığını ifade etti.  Müdürler hakkında hazırlanan 132 sayfalık müfettiş raporunda, görüntülerin teminine ilişkin yazışmanın Narkotik Şube’de bulunmadığı, görüntülerin usulsüz temin edildiği ve basına sızdırıldığı öne sürüldü. Ancak polis şefleri savunmalarında o tarihte Yasin El Kadı’nın Türkiye’ye girişinin yasak olduğunu, bu kapsamda elde edilen bilgilerin dosyaya girmesinin de yasal ve hukuka uygun olduğunu anlattı.

Hazırlanan rapor doğrultusunda daha önce soruşturma geçirmeyen polis şefi Saygılı’nın ve Mahir Çakkallı’nın meslekten ihraç edilmesine karar verildi. Müfettişler tarafından hazırlanan raporda, Saygılı söz konusu bilgileri basına sızdırmakla suçlanarak meslekten ihraç edildi.

 

Polis şefleri Devlet Denetleme Kurulu’nun
görevlendirilmesini talep etmişti

 

İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya ait olduğu iddia edilen ve operasyonu yapan polislerin sürülmesi yönünde talimatları içeren ses kayıtlarının internete düşmesinin ardından, haklarında inceleme yapılması için müfettiş görevlendirilen polisler, Ala’nın başında olduğu bir teşkilatın soruşturmayı tarafsız yürütemeyeceğini belirterek, haklarındaki incelemenin siyaset üstü olarak tanımlanacak Devlet Denetleme Kurulu’nca yapılmasını talep etmişlerdi. Ancak talepleri kabul edilmedi. Müfettişler tarafından hazırlanan raporlar ve ekleri müdürlere dosya suretinin kendilerine verilmesi için 4. kez yaptıkları talepte verildi.

 

Müfettişler ve Emniyet Genel
Müdürü'ne suç duyurusu

 

Saygılı, hakkında hazırlanan müfettiş raporuyla ilgili de yargıya başvurdu. Saygılı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı suç duyurusunda, müfettişlerin kendisi aleyhine rapor hazırladıklarını ancak, araştırdıkları konularda yaşanan hukuksuzlukları yargıya bildirmediklerini ve bu kapsamda da “ görevi kötüye kullanma”, “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs”, “göreve ilişkin sırrı açıklama” ve “suç uydurma” suçlarını işledikleri gerekçesiyle şikayetçi oldu.

Saygılı tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurusunda,  Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar, Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı, Polis Başmüfettişleri Erhan Gülveren ve Kenan Aydoğan şüpheli olarak yer aldı.

 

İdari değil siyasi soruşturma

 

Saygılı dilekçesinde, şu konulara dikkat çekti:

“Müfettişler ilgili habere ve yazdıkları rapora göre Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye’ye girişi yasak olan Yasin El Kadı’nın yurda giriş ve çıkışının anılan dönemde yasak olduğuna muttali olmuşlardır. Tarafıma teslim edilen evraklara göre, Yasin El Kadı’nın bu kapsamda yurda gayrıresmi girişi ile ilgili herhangi bir soruşturma talepleri olmamıştır. Yine gazete haberinde;

-Bakanlar Kurulu Kararı ile Türkiye’ye girişi yasak olan Yasin El Kadı’nın usulsüz olarak Türkiye’ye sokulması,

-2012656 sayılı soruşturmanın şüphelisi Yasin El Kadı’nın pasaport kontrolünden geçirilmeden ülkemize girişinin yapılması,

-2012656 sayılı soruşturmanın şüphelisi Yasin El Kadı’ya resmi araç tahsis edilmesi

-2012656 sayılı soruşturmanın şüphelisi Yasin El Kadı’ya koruma tahsis edilmesi

Konularının da bahsedilmemiştir ve bu konuların tamamı soruşturma yapılmasını gerektirir. Ancak soruşturma dosyasından; anlaşıldığı üzere müfettişler idari soruşturma açısından zaman aşımına uğrayacağını bilmelerine rağmen yukarıdaki hususlarla ilgili hiçbir çalışma yapmamıştır. Bu suretle suçu ve suçluyu bildirmeme suçu işlemektedirler. Bu halde müfettişlerin idari değil siyasi bir soruşturma yürüttükleri ve taraflı oldukları ortadadır.”