Dünya
Deutsche Welle

'1 milyon Suriyeli kamplarda yaşamıyor'

Üç buçuk yıldır ülkelerinden ayrı yaşayan ve Türkiye’deki kamplarda kayıtlı olmayan Suriyeli mültecilerin geleceği belirsiz. Ürdün, Lübnan ve Irak’dan farklı olarak Türkiye’de dil engelinin olması da önemli bir sorun.

17 Eylül 2014 12:05


Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Carol Batchelor Washington'da yaptığı açıklamada Türkiye'de 1 milyon 350 bin civarında mülteci olduğunu belirtti ve "Bunlardan 830 bini kayıtlı. Bu rakamın 500 bin ila 600 bin civarındakini çocuklar oluşturuyor" dedi.

Toplam 22 kampın bulunduğunu belirten Batchelor "Bu kamplarda 232 bin kişi yaşamakta. Yani 1 milyon 100 bin Suriyeli kamplarda yaşamıyor" diyerek durumun ne kadar endişe verici olduğuna dikkat çekti. Kampın dışındaki politikanın çok net olmadığını belirten Batchelor "Kampın dışında yiyeceğe ulaşma şansınız yok. Sığınağa ulaşma şansınız yok. Sağlık servislerine ve ilaca ulaşma şansınız var ama aslında bu da çok sorunlu çünkü aynı dili konuşmuyorsunuz. Hastaneye gidip, bu hakkınızı karşınızdakine anlatamıyorsunuz" dedi.

Çocukların durumu ise mülteci sorununa bambaşka bir boyut katıyor. Okula gidemedikleri için eğitimden geri kalan çocukların ileride daha fazla sorun yaşamasından endişe duyuluyor.

Türkiye'nin yardımı özgün nitelikte

2011 yılında Suriyeli mültecilere kapılarını açan Türkiye her ne kadar ilk dönemde başarılı bir yardım sağlamış olsa da, sayının artması ile ciddi sıkıntılar ile karşı karşıya bulunmakta. Brooking Enstitüsü'nde konuşan Carol Batchelor "Türkiye ilk tepkisinde hakikaten özgün bir davranış gösterdi. Sınırlarımız açık, gelebilirler ve geri dönmeleri için baskı yapılmayacak dedi. İlk yıl 6 ila 10 kadar kamp kuruldu ve 15 bin mülteci geldi. Bugün ise 22 kamp var ve 1 milyon 100 bin mülteci kampta yaşamıyor. Bu her ülke vatandaşı için bu kabul edilmesi zor bir durum" dedi.

Her ne kadar Batchelor mültecilerin geleceği için çok olumlu bir senaryo gözükmediğini belirtse de, BM'nin Ankara ile yoğun işbirliği olduğuna dikkat çekti. Batchelor "Türk hükümeti ile yakın bir şekilde birlikte çalışıyoruz. Özellikle Aile ve Çalışma Bakanlığı ile çözümler üzerinde çalışıyoruz. İlk acil durum tepkisi çok önemliydi ama şimdi uzun dönem strateji belirlememiz lazım" açıklamasında bulundu.

Kayıt ve entegrasyon şart

İlk yapılması gereken tüm mültecilerin kayıt edilmesi. Sınırlar ilk açılıp Suriyeli mülteciler davet edildiğinde gelenlerin kayıt altına alınmış olmaması sorun yaratmaya devam ediyor. Türk hükümetinin davetini hatırlatan Batchelor "İnsan, kardeş dediklerini elbette kayıt altına almaz. Mültecilerin kaydı bir buçuk sene sonra başladı. Gelen göçmenlerin Türkiye içerisinde nasıl hareket edeceğini, nerelere gideceklerini kontrol eden bir politika yoktu" dedi.

Mültecilerin kayıt olmasının teşvik edilmesi gerekteğini belirten Batchelor, aynı zamanda bu kişilerin topluma entegre edilmesinin büyük önem taşıdığını ileri sürdü. Mültecilerin resmi kanallardan iş bulabilmeleri ve geleceklerini bir perspektife oturtabilmeleri için Türk toplumuna entegrasyonları büyük önem taşımakta.

Bununla birlikte çocukların okula gitmesi, onların sokakta dilencilik yapıp mülteci ailenin gelir kaynağı olmalarını da engellemiş olacak. BM rakamlarına göre okula gitmeyen mülteci çocuklar en fazla Türkiye'de bulunmakta. Bu sayının yüksek olmasında dil engeli de büyük rol oynuyor.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin 29 Ağustos 2014 tarihli verilerine göre bölge ülkelerdeki kayıtlı mülteci sayısı 3 milyona ulaşmış durumda. Bunun yarısını ise, çocuklar oluşturuyor. Suriye içerisinde ise, şehirlerini terk edip hareket halinde yaşayanların sayısı 6 milyon. Her ne kadar Suriyeli mülteciler ülkelerine dönmek istese de devam eden savaş ve bunun bitimi de çok sert bir şekilde hissedilecek olan altyapı eksikliği, bu dönüşün çok da yakın bir tarihte olmayacağının habercisi.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle