17 Mayıs 2024

Bunu bile gördük: Yasa geriye işliyor!..

"Geçmişe dönük yürütülen o madde, kooperatiflerde faal ortak oldukları halde, yükümlülüklerini yerine getirmemiş olanlara yeni bir alan açıyor, böylece eski kuralın içerdiği yaptırım önlenmek isteniyor"

Çaylar sokaklara dökülüyor, çay üreticisinin kendisi döküyor.

En az 25 lira beklerken, AKP iktidarı çaya 19 lira alım fiyatı verince, Giresun'dan Rize'ye, Ordu'dan Artvin'e çay üreticisi protestosunu ürettiği çayı sokaklara dökerek gösteriyor.

Yollara, köprülere, geçitlere zamlar birbirini kovalar, doğalgaz ve elektrik zammı pusuda beklerken...

Halkbank devreye giriyor.

Esnafa verdiği kredilerin faizine zam yapıyor.

Vadesine göre, yüzde 7.5 olan faiz yüzde 17'ye, yüzde 8.5 olan faiz yüzde 18'e yükseliyor. Halkbank son yılların modasına uygun, faiz zammını "güncelleme" diye duyuruyor.

Maliyetini karşılayamayan üretici çayı dökerken, bazı esnaf kepenk kapatmak zorunda kalıyor.

Asgari ücretli, işçi, memur, emekli kitlesine üretici ve esnaf da katılıyor.

Geçinemeyenler kervanında, ağır ekonomik yükün çarpmadığı kimse kalmıyor.

Üst gelir grubu hariç.

Üretci fiyatları

Yüksek enflasyon gıda ürünlerinde, ulaştırmada, eğitimde, kiralarda baş edilmez hale geliyor.

Zamlar birbirini kovalarken, TÜİK dün "tarımda üretici fiyat endeksini" açıklıyor:

"Üretici fiyatlarıyla tarımdaki enflasyon yüzde 60.69".

Tarımda bu anormal maliyete nakliye ve kârlar eklendiğinde...

Gıda ürünlerinde enflasyonun düşme ihtimali hayal bile değil!..

"Fahiş fiyat artışı"

Bu durumda AKP iktidarı ne yapıyor?.. Bir yasa teklifi hazırlıyor, şöyle:

"Fahiş fiyat artışı ve stokçuluğa karşı denetimlerin düzenlenmesi, para cezalarının arttırılması..."

Hukukta ve ekonomide yapısal reformlar yerine, her alanda gerçek tasarruf yerine...

Polisiye önlemlere başvuruyor.

Hani, geçen yıl soğan ve patates depoları basılmıştı ya!..

Telefonlarla marketler tehdit edilmişti ya!... Bunu şimdi para cezalarını arttırarak, yapmayı deniyorlar.

Sanki küçük üretici ve esnaf sorumlu imiş gibi!..

Geriye dönük işleyecek

Meclis'te halen bir torba yasa görüşülüyor. Torba, yani içinde hangi yasa varsa, var.

O torbadaki tekliflerden biri Ticaret Kanununda değişiklikler öngörüyor. Fahiş fiyat artışına ceza artırmak o teklifte yer alıyor.

Ama, orada bir başka madde daha var ki...

Son yedi yılda yara bere içinde kalan hukuk devleti şimdiye kadar görmediğimiz bir darbe ile karşı karşıya.

O teklifteki bir madde geriye dönük işliyor!..

Hukuk fakültelerinin birinci sınıflarında, ilk derslerinde anlatılan evrensel bir hukuk kuralı var.

"Yasalar geriye dönük işlemez."

Şimdi bu kural da çiğneniyor.

Prof. Özbudun anlattı

Gelecek Parti milletvekili Anayasa profesörü Serap Yazıcı Özbudun Meclis'te üç gün önce bu madde üzerine söz alıyor:

"Getirdiğiniz bu teklifte evrensel hukukun temel ilkelerini altüst eden bir hüküm var. Diyor ki, bu kanunun 1. maddesi 26 Nisan'dan itibaren uygulanır."

26 Nisan mı?..

Oysa, teklif 14 Mayıs'ta görüşülüyor. En iyi ihtimalle gelecek hafta yürürlüğe girebilir. Ama, önce yasa çıkıyor, bir maddesinin yürürlüğü geriye doğru işliyor!..

Prof. Özbudun tamamlıyor:

"Hukuk fakültelerinde Hukuk Başlangıcı derslerinde okutulur. Kanunlar geçmişe yürütülemez. Çünkü, kanun yapmanın amacı toplumsal düzeni sağlamaktır. Yurttaşlardan kanunlara uymasını ancak ileriye dönük düzenlenen kurallar için bekleyebilirsiniz. Hiçbir yurttaş, 'hangi kanun geçmişe yürütülebilir' diyerek, hayatını planlayamaz.

Bu apaçık, hukuk devletinin ihlalidir. Hukuk düzenini altüst eder.

Anayasa'nın 2. maddesine açıkça aykırıdır."

Nedir o madde?

Geçmişe dönük yürütülmesi istenen madde nedir?..

Bunu Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun'a soruyorum, önce bir genellemede bulunuyor:

"Bırakın ortalama yurttaşları, mesleği hukuk olanların bile anlaması imkansız düzenlemeler yapılıyor. Bu düzenlemeler iktidara yakın çevrelerin özel çıkarları için yapılıyor. Tekliflerin altında imzası bulunan iktidar milletvekilleri bile, bunların ne anlama geldiğini muhtemelen anlamıyor."

Sonra ekliyor:

"Geçmişe dönük yürütülen o madde, kooperatiflerde faal ortak oldukları halde, yükümlülüklerini yerine getirmemiş olanlara yeni bir alan açıyor, böylece eski kuralın içerdiği yaptırım önlenmek isteniyor."

Neden 26 Nisan?..

Kimse bilmiyor!.. Muhtemelen "bazı kişi veya kişiler için özel bir madde!.."

Osmanlı hukukundan kalan ünlü bir deyim var:

"Kanunlar makabline şamil olamaz".

Yani, yasalar geçmişe dönük uygulanamaz.

Şer'i hukuk dışında, 1839 Tanzimat Fermanı ile başlayan yaklaşık iki yüz yıllık Osmanlı hukuku bile geride kalıyor!.. 

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Ekrem İmamoğlu'na bir önerim var

Ekonominin perişan halini, atılan adımların "doğru ve iyi tedbirler" olup olmadığını, kendisine anlatacak çok sayıda iktisatçı var. Onları bir kalem dinlemesi yerinde olur!.. 

"Şinanay yavrum hoppa şinanay"

Jürgen Klopf için düzenlenen veda törenini düşünüyorum. Hayranlık ve kıskançlıkla. Avrupa medyasındaki Klopf övgülerine bakıyorum. "Rakiplerine saygılı, taraftarını iyi anlayan ve yönlendiren, insancıl, başarıyı içine sindirmesini bilen..." Kulaklarımda Florya'dan yükselen tezahürat: "Şinanay yavrum hoppa şinanay (!!!!!) Galatasaray"

İhbar ediyorum: Maliye’yi Maliye’ye ihbar ediyorum!..

Kaçakçılıkla ilgisi yok elbette ama vergi indirimi, vergi bağışıklığı yoluyla, Maliye Bakanlığı 2 trilyon 200 milyar liralık vergiden vazgeçtiği için ihbar ediyorum.