20 Mayıs 2024

15 Mayıs 2024: “Devlet içinde devlet kurmaya” ilk adım

Bir vakıf ki, Dışişleri Bakanlığı yerine geçiyor, ayrıca “devlet içinde devlet kurma” niteliğinde. AKP iktidarı FETÖ’nün faaliyetlerini “paralel yapı kuruluyor” diye çok eleştiriyor. Şimdi kendisi paralel yapı kurma hazırlığına girişiyor

AKP Milletvekilli Mustafa Canbey ve Zeynep Yıldız’ın ilk imzasını taşıyan “Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi” TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçti

-Sanki Merkez Bankası...

İç borçlanma senedi çıkarmak, Hazine Bonosu alıp satmak, hisse senedi alıp satmak.

-Sanki Milli Eğitim Bakanlığı ya da YÖK...

Yeni üniversite kurmak.

-Sanki Maliye Bakanlığı...

İktisadi işletme kurmak.

-Sanki Şehircilik Bakanlığı ya da TOKİ...

Yurt içinde ve dışında emlakçılık ve inşaat yapmak.

-Sanki Ticaret Bakanlığı...

Ticari faaliyette bulunmak, şirket kurmak, taşınmaz mal alıp satmak, kiralamak.

-Sayıştay denetimi dışında.

TBMM Bütçe Plan Komisyon tutanaklarını okuyorum, “vay canına” demekten kendimi alamıyorum.

 

Örneği olmayan bir vakıf

Bu faaliyetleri kim yürütecek?.. Kime karşı sorumlu?..

Dışişleri Bakanlığı’na bağlı yeni bir kurum oluşturuluyor.

“Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı.”

Bir vakıf ki, Dışişleri Bakanlığı yerine geçiyor, ayrıca “devlet içinde devlet kurma” niteliğinde.

AKP iktidarı FETÖ’nün faaliyetlerini “paralel yapı kuruluyor” diye çok eleştiriyor. Şimdi kendisi paralel yapı kurma hazırlığına girişiyor.

 

Hazin bir itiraf

Vakfın kurulmasıyla ilgili yasa önerisi Dışişleri ve Anayasa Komisyonunda görüşülmüyor, doğrudan Bütçe Plan Komisyonu’na geliyor. “Neden” sorusuna, AKP’li komisyon başkanı “bilmiyorum” diyor!..

Neden böyle bir vakıf?..

Önerinin birinci maddesinde amaç şöyle:

“Dışişleri Bakanlığı teşkilatının faaliyetlerinin güçlendirilmesi ile personelinin temsil kabiliyeti yüksek ve donanımlı yetiştirilmesinin desteklenmesi ve bu yasa kapsamında belirlenen faaliyetlerin icrası...”

Dışişleri Bakanlığı’nın faaliyetleri yetersiz ki, şimdi “o faaliyetler güçlendirmek” isteniyor.

Hazin bir itiraf!...

Ayrıca, meslekten diplomatları “monşer”, işe yaramaz görmenin ötesinde, son yıllarda atananların kimliğini açığa çıkartan ifadeler var.

“Dışişleri personelinin temsil kabiliyeti yüksek ve donanımlı yetiştirilmesi...”

Demek ki, diplomatların temsil yeteneği yüksek değil, donanımlı da değil.

Adı yolsuzluk iddialarına karışan, yabancı dil bilmeyen, sadece AKP zihniyetine bağlı, diplomasiyle zerre kadar ilgisi olmayan insanlar son yıllarda büyükelçi atanmıyor mu?..

 

“Diplomasi Akademi Başkanlığı”

Madem diplomat yetiştirilecek...

“Tek adam rejimine” geçildikten sonra...

1 Sayılı Cumhurbaşkanlığı KHK’sının 149. maddesinde...

“Diplomat yetiştirmek için Diplomasi Akademi Başkanlığı kurulması” öngörülüyor.

Buna rağmen, şimdi bu vakfın “diplomat yetiştirmek amacıyla yeni bir üniversite kurmasının” anlamı ne?..

Her yere üniversite kurdunuz, kaçı gerçek işleve sahip?.. Kaçında bilim var, kim, ne öğreniyor, mezunlar ne işe yarıyor?..

Kaldı ki üniversite kurmak Dışişleri’nin işi mi?..

 

Mütevelli Heyeti

Vakıfta “Mütevelli Heyeti” var.

Başkanı Dışişleri Bakanı. Akademisyenlerden, emekli büyükelçilerden ve iş dünyasından dokuz üye seçiyor.

Şuraya bakın:

-Üyelere huzur hakkı ödeniyor.

-Üyeler ticaret yapabiliyor, mal ve hizmet satın alabiliyor.

-Mütevelli Heyeti vakfın denetleme organını seçiyor. Denetleme organı kendisini seçen Mütevelli Heyetini denetliyor!.. 

 

“Tasarruf Tedbirleri” güme gitti

Zaten çok tartışmalı, “Tasarruf Tedbirleri” anında deliniyor.

“Kamuda yeni kurumlar kurulmasının önüne geçilecek” diyorsunuz.

E, işte kuruyorsunuz!..

Üstelik taşıt alımı, kiralama vs. gibi kamuda tasarruf kapsamında ne varsa, hepsinin tersini yapıyorsunuz!..

 

Özbudun: En tehlikeli madde

Vakıf önerisi 15 Mayıs 2024 günü Plan Bütçe Komisyonu’nda ele alınıyor.

Görüşmelerde Rahmi Aşkın Türeli, Ümit Özlale, Veli Ağbaba, Selim Temurci, Cavit Arı ve diğer muhalif milletvekilleri yerinde eleştiriler yöneltiyor.

O eleştirilerden biri de Anayasa profesörü Serap Yazıcı Özbudun’a ait, önerinin amacını anlatıyor:

“Bu yasa önerisinin en tehlikeli maddesi birinci madde. Dışişleri Bakanlığı faaliyetlerini güçlendirmek üzere vakıf kuruluyor.

Böylelikle bütün Bakanlıkların yanına bir vakıf kurarak, ikinci bir Bakanlık kurabilirsiniz, devlet içinde devlet oluşturabilirsiniz.

Hatta, aynı şeyi Cumhurbaşkanlığı için de yapabilirsiniz.

Devlet içinde devlet yaratırsınız.

Bunun devlet hayatında nasıl bir ikileşmeye yol açacağını düşünün.

Bu yasa önerisi Anayasa’nın çeşitli maddelerine aykırıdır.”

AKP uyarılara, her zamanki gibi kulak tıkıyor, öneri 15 Mayıs’ta komisyonda kabul ediliyor.

Bizim Dışişleri dünyada 261 diplomatik misyona sahip, dünyada en geniş üçüncü ağ.

O ağ şimdi “devlet içinde devlet kurma” girişiminin öncülüğünü üstleniyor. 

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Ekrem İmamoğlu'na bir önerim var

Ekonominin perişan halini, atılan adımların "doğru ve iyi tedbirler" olup olmadığını, kendisine anlatacak çok sayıda iktisatçı var. Onları bir kalem dinlemesi yerinde olur!.. 

"Şinanay yavrum hoppa şinanay"

Jürgen Klopf için düzenlenen veda törenini düşünüyorum. Hayranlık ve kıskançlıkla. Avrupa medyasındaki Klopf övgülerine bakıyorum. "Rakiplerine saygılı, taraftarını iyi anlayan ve yönlendiren, insancıl, başarıyı içine sindirmesini bilen..." Kulaklarımda Florya'dan yükselen tezahürat: "Şinanay yavrum hoppa şinanay (!!!!!) Galatasaray"

İhbar ediyorum: Maliye’yi Maliye’ye ihbar ediyorum!..

Kaçakçılıkla ilgisi yok elbette ama vergi indirimi, vergi bağışıklığı yoluyla, Maliye Bakanlığı 2 trilyon 200 milyar liralık vergiden vazgeçtiği için ihbar ediyorum.