Dünya

29 yaşındaki Hollandalı kadının "dayanılmaz ruhsal acılar çektiği için" ötenazi talebi kabul edildi

Zoraya ter Beek, Hollanda'da 2002 yılında kabul edilen bir yasa kapsamında üç buçuk yıllık bir sürecin ardından geçtiğimiz hafta destekli ölüm için nihai onayı aldı

16 Mayıs 2024 15:10

T24 Dış Haberler

"Dayanılmaz ruhsal acı" çektiği gerekçesiyle ötenazi talebi kabul edilen 29 yaşındaki Hollandalı bir kadının önümüzdeki haftalarda yaşamına son vermesi beklenirken, bu durum Avrupa genelinde konuyla ilgili tartışmaları alevlendirdi.

Zoraya ter Beek, Hollanda'da 2002 yılında kabul edilen bir yasa kapsamında üç buçuk yıllık bir sürecin ardından geçtiğimiz hafta destekli ölüm için nihai onayı aldı.

Beek'in davasıyla ilgili olarak Nisan ayında yayımlanan bir makale uluslararası medyada yer almış ve Ter Beek'e karşı bir tepkiye yol açmıştı.

Beek, Guardian'a verdiği demeçte, "İnsanlar akıl hastası olduğunuzda doğru düşünemeyeceğinizi düşünüyorlar ki bu aşağılayıcı bir durum. Bazı engelli insanların yardımla ölüme ilişkin korkularını ve insanların ölmeleri için baskı altında tutulmalarına dair endişelerini anlıyorum. Ancak Hollanda'da bu yasa 20 yılı aşkın bir süredir yürürlükte. Gerçekten katı kurallar var ve bu gerçekten güvenli" dedi. 

Hollanda yasalarına göre, bir kişinin destekli ölüme uygun olması için "iyileşme ihtimali olmayan dayanılmaz acılar" yaşıyor olması gerekiyor. 

"Tedavi uzadıkça umudunuzu kaybetmeye başlıyorsunuz"

Ter Beek'in şikayetleri erken çocukluk döneminde başladı. Kronik depresyon, anksiyete, travma, tanımlanamayan kişilik bozukluğu rahatsızlıklarıyla boğuşuyor. Ayrıca kendisine otizm teşhisi de konulmuş durumda. Partneriyle tanıştığında, onun sunduğu güvenli ortamın kendisini iyileştireceğini düşündüğünü söyletyerek "Ama kendime zarar vermeye ve intihara meyilli hissetmeye devam ettim" dedi. 

Seanslarca tedavi aldığını söyleyen Ter Beek, "Terapide kendim ve başa çıkma mekanizmalarım hakkında çok şey öğrendim ama ana sorunları çözmedi. Tedavinin başında umutlu başlıyorsunuz. Daha iyi olacağımı düşünüyordum. Ama tedavi uzadıkça umudunuzu kaybetmeye başlıyorsunuz" dedi.

10 yıl süren tedavi sürecinin ardından tedavi açısından elinde hiçbir şey kalmadığını söyleyen Ter Beek, "Şu anda yaşadığım şekilde başa çıkamayacağımı biliyordum" ifadelerini kullandı. 

"Ailemin ve arkadaşlarımın acılarına karşı kör değilim"

"Uzun bir süre değerlendirme için bekleme listesindeydim" diyen Ter Beek, şunları kaydetti: 

"Çünkü ruhsal acı çeken insanlar için destekli ölüme dahil olmak isteyen çok az doktor var. Daha sonra bir ekip tarafından değerlendirilmeniz, uygunluğunuz hakkında ikinci bir görüş almanız ve onların kararının başka bir bağımsız doktor tarafından gözden geçirilmesi gerekiyor.

Üç buçuk yıl boyunca kararım konusunda hiç tereddüt etmedim. Suçluluk hissettim - bir eşim, ailem, arkadaşlarım var ve onların acılarına karşı kör değilim. Ve korktum. Ama bunu yapmaya kesinlikle kararlıyım.

Her aşamada her doktor şöyle der: 'Emin misiniz? İstediğiniz noktada durabilirsiniz' diyor. Eşim beni desteklemek için çoğu konuşmada odada bulunuyordu, ancak birkaç kez doktorların özgürce konuştuğumdan emin olabilmeleri için odadan çıkması istendi"

"Rahatlamış hissediyorum"

Sağlık ekibiyle görüştükten sonra Ter Beek, ölümünün önümüzdeki birkaç hafta içinde gerçekleşmesini bekliyor. Beek, "Rahatlamış hissediyorum. Çok uzun bir mücadele oldu" diyor. 

Belirlenen günde sağlık ekibi Ter Beek'in evine gelecek. "Bana sakinleştirici vererek başlayacaklar ve komaya girene kadar kalbimi durduracak ilaçları vermeyecekler. Benim için uykuya dalmak gibi olacak. Eşim de orada olacak ama ona ölüm anından önce odadan çıkması gerekiyorsa sorun olmayacağını söyledim" dedi.